'Boydaklara yapılanın bu kadarı fazla' diyebilselerdi...

''Zerre kadar vicdan sahibi olanlar da biliyor ki Boydaklar karıncayı dahi incitmemiş insanlardır. Onların terör örgütü üyesi olduğunu iddia edenlerin maksadı asrın en organize gaspına kılıf bulmaktır. Kayyım diye tayin ettikleri Doğuş Bektaş’ı bir senede 20 milyon euroyu çaldığı için kendileri kovmadı mı? Kediye ciğer emanet edenler hak ve hukuktan bahsedemez.''
Semih Ardıç / Tr724

Tarih: 4 Mart 2016. Yer: İstanbul. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül cuma namazını müteakip gazetecilere şunları söylüyordu: “Boydak Ailesi çalışkanlığı, dürüstlüğü ve hayırseverliği ile bilinen bir aile. Türkiye’nin önemli sanayicilerinden bir ailedir. Ümit ederim ki daha fazla rencide edilmezler.”

ABDULLAH GÜL’E HEP DESTEK OLDULAR

Abdullah Gül için Boydakların yeri farklıydı. Kayseri Lisesi’nden İngiltere’ye kadar uzanan tahsil hayatında, akabinde Refah Partisi’nde siyasete adım attığında hep Boydakların yardımını gördü.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) kurulma safhasında, başbakan, dış işleri bakanı ve Cumhurbaşkanı seçildiğinde maddi-manevi destekleriye kendisini daima himaye eden, bizzat tanıdığı Boydak ailesi iftira ve karalama kampanyasında hedef seçildiğinde herkes Gül’ün tavrını merak etti.

Gelin görün ki Gül ancak şu kadarını söyleyebildi: “Umarım daha fazla rencide edilmezler.”

Boydak ailesini yakinen tanıyan bir Cumhurbaşkanı aleni haksızlığa mukabil bu kadarı ile iktifa ediyorsa ellerini ovuşturan cellatlara haliyle gün doğar.

Hukukun üstünlüğü işlemediğine göre en azından üstünler böyle bir zulme, “Bu kadarı da fazla!” diyerek karşı durabilme cesaretini gösterebilseydi Boydaklar bugün hapishanede değil her işadamı gibi işinin başında olacaktı.

KAYSERİ SEYRETTİ, BÜTÜN TÜRKİYE SEYRETTİ

Gül gibi hemşehrileri TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Memduh Boydak yönetim kurulu üyeleri iken hapse atılmasına sessiz kalan patronlar kulübü TÜSİAD seyretti.

14 bin çalışanı seyretti. Türkiye seyretti.

Bütün memleket tıpkı Akın İpek’e, Melek İpek’e, Cahit Nakipoğlu’na ve binlerce masum sanayici ve tüccar aileye reva görülen zulme seyirci kaldığı gibi Boydaklara da seyirci kaldı.

Moğol istilasına rahmet okutacak bir kin ve nefretle şirketler işgal edildi. Senelerin birikimi malları, mülkleri yağmalandı.

Düzmece bir mahkemede düzmece bir muhakeme ile karar açıklandı.

MEMDUH BOYDAK’A 18 SENE HAPİS CEZASI

Anadolu sermayesinin en mümtaz ailelerinden birinin fertleri 12 Temmuz 2018 Perşembe günü Kayseri’de AKP’nin organı haline gelmiş mahkemelerden biri tarafından “terör örgütü üyeliğinden” 7,5 seneden 18 seneye varan hapis cezalarına mahkum edildi.

Dava dosyasında terör örgütünün T’sine dair tek delil olmadığı halde Boydak Genel Müdürü (CEO) Memduh Boydak 18 sene hapis cezasına çarptırıldı.

Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak 11 seneye mahkum edildi. O Hacı Boydak ki son müdafaasında, “Tüm hayatımızı, vatanımıza ve milletimize hizmet için geçirdim. Terör örgütü üyeliği ile yargılanıyorum. Bundan da büyük ızdırap duyuyorum. Ceza alacağım korkusuyla yalan söyleyemem her şeyi başından beri anlattım.” diyerek bildiği doğrudan şaşmayacağını tekrarladı.

HACI BOYDAK’TAN İNSANLIK DERSİ

Yarım kalan eğitimini tamamlamak istediğine dair şu sözlerini tarihin hafızasına emanet ediyorum: “Karşınızda bir tutuklu olarak değil tutsak olarak yer alıyorum. Kararınız ne olursa olsun tutsaklığıma son vermenizi istiyorum. Sağlık şartları sebebiyle tahliyemi istemiyorum. Bu benim için çok onur kırıcı bir durum. Üniversite eğitimimi bitirmek istiyorum. Eğer tutukluluk durumum devam edecekse, sınav hakkımın verilmesini istiyorum.”

Adli Tıp’tan tahliyesine imkân verecek raporu olduğu halde bu şekilde çıkmak istemedi. Suçsuzdu, adaletin tecelli edeceğine inanıyordu.

Hacı bey ortaokuldan sonra okula devam edememişti. Seneler sonra kaldığı yerden başladı. Evvela liseyi dışarıdan bitirdi. 50 yaşından sonra üniversiteye girdi. Senede 300’e yakın kitap okuyordu. Okuduğu kitapların listesini excel tabloya ilave ederdi.

Hapse girinceye kadar Açık Öğretim Fakültesi Sosyoloji bölümünde okuyordu. İfadelerinden anlaşılıyor ki son sınıfına kadar geldiği üniversiteyi bitirmesine de müsaade edilmiyor.

UCUBE KARAR VİCDANLARDA “YOK HÜKMÜNDE”

Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Kayseri’de toplanan 100 liralık verginin 45 lirasını tek başına ödeyen bir holdingin sahibi Boydak ailesinin terör örgütü üyesi olduğuna inanmamızı istiyor.

Akılla, vicdanla, hukukla zerre kadar irtibatı olamaz verilen bu kararın. Vicdanlarda “yok hükmünde” bir karardır.

Aynı mahkeme Şükrü Boydak’a 10 sene, Bekir Boydak, Sami Boydak, Mustafa Boydak ve Murat Bozdağ’a ayrı ayrı 7 yıl 6 ay hapis cezası verdi.

HİSSELERE MÜSADERE EDECEKLER!

Kararda bu mahkemenin niçin kurulduğunu ele veren bir hüküm var ki hukuk tarihinde kara bir leke olarak anlatılacak.

Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Boydak ailesinden ceza alanların holding ve iştiraklerdeki hisselerinin müsadere (el koyma) edilmesine karar verdi.

18 Ağustos 2016’dan bu yana kayyımların idare ettiği holdingin müsaderesinin izahı yok. Ne Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ne de Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) raporlarında müsadereyi haklı çıkaracak tek tespit yok.

Tek suç var o da Bank Asya’ya para yatırmak, okul, yurt, üniversite açılmasına katkı sağlamak. Hayırseverlik terör suçu sayıldı.

Türk Ceza Kanunu’nda müsadere kararının hangi şartlarda alınabileceği tevile ihtiyaç bırakmayacak şekilde sarih ifade edilmiş.

SAVCI SENARYO YAZDI, MAHKEME DE OYNADI

Buna dair makalem (http://www.tr724.com/savci-boydakta-suc-bulamayinca-senaryo-yazdi/) 9 Şubat’ta tr724.com’da yayımlanmıştı. Onun için tekrar hukuken kararın garabetine temas etmeyeceğim.

Bu karar istinafta ya da Yargıtay’da bozulmazsa Türkiye’de AKP’nin göz koyduğu bütün şirketler düzmece mahkemelerin marifeti ile devletleştirilecektir.

Türkiye’de bugüne kadar bu evsafta bir el koyma kararı verilmedi. Terör örgütü PKK ile irtibatlı tek bir şirket tespit edilmediği gibi açılan davalarda müsadere kararı çıkmadı.

“Suç örgütleri ile mücadele” başlığı altında bile müsadere vakası yok.

HIRSIZ KAYYIMIN SEVİNCİ MANİDAR

Sermayeyi, emeği, mülkiyet hakkını yerle bir eden bu ucube karara sevinen vicdansızlar da az değil.

Doğuş Bektaş isimli eski kayyım davul zurna eşliğinde sosyal medya hesabından kararı duyuruyor.

Bektaş’a bir çift sözüm var “Mugalatayı bırak. Evvela TMSF’nin seni niçin kayyımlıktan alıp kapının önüne koyduğunu anlat. Slovenya’da şirket kurup Boydak’ın parasını oraya çıkarırken işlediğin suçların hesabını ver. Yurt dışına kaçırdığın 20 milyon euroyu kasaya iade et. Ondan sonra konuş!”

Hacı Boydak ne güzel ifade etti mahkemede: “Atamdan miras kalmış, emeğim ve alın terimizle büyüttüğümüz şirketimize müsadere talebini kabul etmiyorum.”

AZMETTİRİCİSİ ERDOĞAN

Bütün bu hukuk cinayetlerinin azmettiricisi AKP lideri ve Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Hizmet Hareketi’ne duyduğu kinle intikam yemini ettiğinde Boydaklar yanında yer almadığı için Kayseri’de adliyeden emniyete kadar isim isim dizayn etti. Evvela taşları döşedi ve kurşun askerlerine, “İşlerini bitirin.” dedi.

Hacı Boydak ve kardeşleri (Mustafa Boydak hariç) kapı kulluğunu kabul etseydi bugün Erdoğan’ın ilk başkanlık kabinesinde ekonomi bakanlığı koltuklarından birinde Boydak soyismini taşıyan biri oturuyor olacaktı.

1.Cihan Harbi’nde Ermenilere, 1940’lı senelerde Varlık Vergisi ile Yahudilere, 1955’ten itibaren Rumlara matuf baskı ve tedhiş siyaseti hal-i hazırda Hizmet Hareketi’ne mensup insanları hedef alıyor.

BOYDAKLAR KARINCAYI İNCİTMEMİŞTİR

Zerre kadar vicdan sahibi olanlar da biliyor ki Boydaklar karıncayı dahi incitmemiş insanlardır. Onların terör örgütü üyesi olduğunu iddia edenlerin maksadı asrın en organize gaspına kılıf bulmaktır.

Kayyım diye tayin ettikleri Doğuş Bektaş’ı bir senede 20 milyon euroyu çaldığı için kendileri kovmadı mı? Kediye ciğer emanet edenler hak ve hukuktan bahsedemez.

Almanları en fazla mahcup eden hâdise Yahudi Soykırımı’dır. Sadece o insanlık suçunu işleyen Almanlarla mahdut değil bu mahcubiyet.

Ehl-i vicdan her Alman kendisini hâlâ mesul hissediyor. Zira Alman halkı, Yahudilerin katledilmesine ve mallarının yağmalanmasına göz yummasaydı o trajedi yaşanmayabilirdi.

AİHM BU KARARA SEYİRCİ KALAMAZ

Türkiye’de hukuk cinayetine son verilmediği takdirde Boydak dosyası, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) önüne gelecektir.

O gün AİHM’nin vereceği milyarlarca dolar tazminat cezasını bugün herkesin gözü önünde cereyan eden gaspa sessiz kalan 81 milyon cebinden ödeyecek.

Makalemin son kısmını düzmece mahkemede tarihe geçecek bir müdafaa yapan ve üç kuruşluk menfaat uğruna zillet içinde yaşayanlara en güzel cevabı veren Memduh Boydak’a ayırdım.

Söz Memduh Boydak’ın:

“Ben devletimden özür dilemiyorum.

Devletimden özür bekliyorum. Kırgınım.

Bu durumu da devletime baş kaldırma olarak, algılamayın.

Devletimi, milletimi seven birisiyim.

Araba ve sevgili koleksiyonu yapmadım. İmkânım da vardı. 

Bir tane sevgilim vardı. O da şu an evimde.

Hayırseverlik koleksiyonu yaptım.

Bu koleksiyonun paketi de ahirette açılacak.

Bu ülkeden bir dolar para kaçırmadım. Kim kaçırdıysa Allah belasını versin.

Benim ailemden teröristin ‘t’si bile çıkmaz.”

13 Temmuz 2018 11:41
DİĞER HABERLER