Brezilya'da kur artışı enflasyonu tetikledi

Hızlı gelişen ülkeler kategorisinde önemli bir yer tutan Brezilya, kur artışına bağlı enflasyon tehlikesiyle karşı karşıya. Geçtiğimiz bir kaç ay içinde hızla yükselen ABD doları, son 11 yılın rekorunu kırarak Brezilya Reali'nin (R$) yüzde 40 değer kaybetmesine sebep oldu. Uluslararası piyasalarda yaşanan dalgalanmanın ardından bu süreçte Brezilya Real'i, Türk Lirası'ndan sonra en çok değer kaybeden para birimi olarak tarihe geçti. Bir süredir büyümedeki yavaşlamanın etkileriyle boğuşan Brezilya, şimdi de kur artışından kaynaklanan zorluklarla mücadele ediyor.

YOLSUZLUK SKANDALININ MALİYETİ AĞIR

Büyümenin yavaşlamasıyla birlikte türbülansa giren ülke ekonomisi, 16 yıl aradan sonra ilk kez geçtiğimiz yıl açık vermişti. Merkez Bankası tahminlerine göre yıl sonuna kadar mevcut açığın kapatılması bekleniyor. Ancak dolardaki devam eden yükseliş en çok dövizle borçlanan şirketleri etkiliyor. Döviz kurunun aşağıya çekilmesine engel olan en önemli etkenlerden birisi de iktidar partisine üye isimleri içine alan yolsuzluk soruşturmaları.

Ülkenin en büyük kamu şirketi Petrobras bünyesinde yaşanan yolsuzlukların ortaya çıkmasıyla birlikte hem şirketin hisseleri değer kaybetti hem de istikrarsızlığa sebep olan bir takım siyasi polemikler ülke gündemine yerleşti. Petrobras'ın hisselerinin düşmesi iç piyasayı olumsuz etkilerken, borsanın aşırı puan kaybetmesine sebep oldu.

Nitekim Financial Times dergisi, geçtiğimiz günlerde ülkedeki yolsuzluk skandalı ile Real'deki değer kaybı arasındaki bağı anlatan bir makale yayınladı. Makalede, siyasi istikrarsızlığın neden olduğu kur artışının Brezilya ekonomisinin bel kemiğini oluşturan kahve, şeker, soya, et ve demir fiyatlarını vurduğu; oluşan bu yeni durumun ise rekabet açısından Brezilyalı ihracatçıları zor duruma soktuğu anlatıldı.

Öte yandan Dünya Kupası sürecinde yapılan aşırı harcamalar nedeniyle eleştirilere maruz kalan hükümet, Rio 2016 Olimpiyat oyunlarında da benzer bir sorunla karşılaşmamak için daha şeffaf ve temkinli hareket ediyor. Ancak doların yükselmesi ve para biriminin değer kaybetmesi, halka doğrudan vergi artışı ve zam olarak yansıtılıyor. Merkez Bankası'nın müdahaleleri ve Maliye Bakanlığı'nın iyimser açıklamalarına rağmen ülkede enflasyonun yıl sonunu yüzde 8'in üzerinde tamamlaması bekleniyor. 90'li yıllara kadar yüksek enflasyonun pençelerinde kıvranan ülkede, sistemin kontrolden çıkmasından endişe duyuluyor.

İKTİDARIN SÜKUNET ÇAĞRISI KARŞILIK BULMUYOR

Geçtiğimiz yıl yapılan seçimden zaferle çıkan, ancak ekonomi yönetimi büyük eleştirilere hedef olan Dilma Rousseff, ikinci iktidar dönemine politik reform ve ekonomide sıkıyönetim vaatleriyle başladı. Bir tarafta partisinden önemli isimlerin karıştığı yolsuzluk skandalında adını lekeletmemek için mücadele veren Rousseff, diğer taraftan ekonomide su sızdıran delikleri tıkamaya çalışarak enerjisini ikiye bölmüş durumda. Göreve gelir gelmez ekonomi kadrosunu sil baştan yenileyen Rousseff'in, bütçeyi kıstığı, kamu harcamalarına yeni denetim mekanizmaları getirdiği ve taşeron sistemine geçmeyi istediği biliniyor. Hükümetin icraatları kanayan yaraya pansuman olsa da ne dışardaki gelişmeler ne de içeride patlak veren politik skandallar ekonomide bozulan dengenin yerine oturmasına müsaade etmiyor.

Hiper enflasyon söylentilerine karşılık açıklama yapan devlet yetkilileri, durumun kontrol altında olduğunu ve yapılan zamların büyümeyi sürdürmek ve istihdamı devam ettirmek için gerekli olduğunu savunuyorlar. Başkan ve yeni ekonomi kadrosu, Brezilya ekonomisinin bu tür fırtınalara dayanacak kapasiteye sahip olduğunu ve tüm kontrol mekanizmalarının sağlıklı bir biçimde işlediğini öne sürse de açıklanan veriler tolerans sınırını çoktan aşmış durumda. Hükümet, bunun geçici bir durum olduğu tezine odaklansa da ekonomi uzmanları tarafından yapılan tahminler, ülke ekonomisinde 2016 yılının sonuna kadar bir iyileşme olmayacağı yönünde. Ülkenin önde gelen ekonomi yazarlarından Thais Heredia bu çelişkiye atfen 'ülkede enflasyon rakamlarının patlaması açıklanabilir bir durum, ancak savunulacak bir tarafı yok' diyerek, mevcut durumun kötü ekonomi yönetimi ve yanlış para politikalarının bir neticesi olduğuna gönderme yapıyor.

ULUSLARARASI PİYASALARDAN REFORM BASKISI

Brezilya ekonomisinin uluslararası piyasalarda kaybettiği prestij, Dünya Bankası (WB) ve Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi kuruluşların raporlarına da yansıdı. Tüketici endeksli faizler yıl içinde ikinci kez artarken uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Brezilya'nın notunu eksiye çevirme yarışında. Yayınlanan son Fitch raporunda 'Brezilya'nın yatırım notu sabit kalmakla birlikte uzun vadeli kredi görünümü negatife çevrilmiştir.' ifadelerine yer veriliyor.

Uluslararası Para Fonu (IMF) yetkilileri de çeşitli vesilelerle yaptıkları açıklamalarda, uluslararası piyasada Brezilya'nın güven tazelemesi gerektiğine vurgu yapıyorlar. Hızlı büyüyen ülkeler hakkında genel bir değerlendirme yapan IMF direktörü Christina Lagarde, Brezilya'da USD ile borçlanan şirketlerin zor durumda olduğunu ve bu durumun finans piyasalarında güvensizliğe neden olduğunu söyledi. Üretim ve rekabeti korumak için eğitim ve işgücü piyasasında acil reforma gidilmesi yönünde çağrı yaptı.

Brezilya piyasalarını yerinden takip eden Türkiye - Brezilya Ticaret Odası Genel Sekreteri Mevlüt Emrah Mete ise iki ülkenin adının arka arkaya zikredilmesine rağmen Brezilya'nın ekonomik yapısının Türkiye'den tamamen farklı olduğu görüşünde. Mete, dolardaki iniş çıkışın bu ülkede de bir süre daha devam edeceğini, ancak sert değişimler yaşanmayacağını öngörüyor. Para birimindeki değer kaybının ülke ekonomisini birçok açıdan olumsuz etkilendiğini vurgulayan Mevlüt Emrah Mete, bu süreçte dışarıdan hammadde alımının yavaşladığını, sanayici ve yatırımcının temkinli davrandığını ifade ediyor. Üretim bantlarındaki yavaşlamanın istihdamı azalttığına ve satışları düşürdüğüne değinen Mete, ithal ürünlerde etiket fiyatlarının doğrudan değiştiğini, ihracatta ise konteynır bazlı bir azalma olduğunu ifade ediyor. Bu süreçte dolara yatırım yapanların kazandığına işaret eden uzman yönetici, ticarette yaşanan kayıpların doğrudan tüketiciye yansıtıldığı ve bunun da enflasyonu tetiklediği görüşünü savunuyor.

BRICS RÜYASI BİTTİ Mİ?

Bununla birlikte küresel değişimlerin olumsuz etkilerini kırmak için ittifak eden BRICS bloğuna üye ülkelerin genelinde benzer problemler yaşanıyor. Geçtiğimiz yıl ortak bir banka kurma ve sermaye değişimi fikriyle sahneye çıkıp küresel oyunculara meydan okuyan birliğin bu süreçte işlevini kaybettiğine yönelik yorumlar yapılıyor. Hızlı büyümenin sınırına ulaştıkları ve orta gelir tuzağına düştükleri iddia edilen ülkeler arasında Brezilya, en çok darbe yiyen ülke olarak anılıyor. CİHAN
18 Nisan 2015 01:22
DİĞER HABERLER