Erzurum'da depremin önceden tahmin edilebilmesinin planlandığı bir çalışma başlatıldı.
Depremin önceden tahmin edilmesi amacıyla yeni bir bilimsel çalışmanın hazırlıklarına başlandı. Yapılması planlanan çalışmada, sismik aktiviteler açısından litosfer, atmosfer, iyonosfer etkileşimi tüm yönleriyle incelenerek, depremin önceden tahmin edilmesi hedefleniyor.
Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü ve İngiltere'de bulunan ve başkanlığını Ronald Karel'in yaptığı Meteodeprem Araştırma Merkezi (Meteoquake Research Center-MRC) ile ortak yürütülmesi planlanan ''LAI projesi'' ile ilgili teknik detay toplantısı Erzurum'da gerçekleştirildi.
LAI projesiyle sismik aktiviteler açısından litosfer, atmosfer, iyonosfer etkileşiminin tüm yönleriyle incelenerek, depremlerin önceden tahmin edilmesi amaçlanıyor.
Coğrafya bilgi sistemleri platformu ve uzaktan algılama teknikleriyle hazırlanacak projede, litosfer, atmosfer, iyonosfer etkileşiminin yanı sıra deprem tahminlerinde kullanılan tüm teknikler birlikte değerlendirilecek.
Proje kapsamındaki araştırmalarda insansız uçaklar, gökyüzünü sürekli izleyen kablosuz kamera sistemleri, mobil atmosferik ölçüm cihazları, GPS destekli 3 boyutlu yer altı izleme sistemleri kullanılacak, sahada düzenli radon ölçümleri gerçekleştirilerek, elektrik potansiyel alan değişimleri izlenecek.
Ayrıca yapılan sözleşmelere bağlı olarak uluslararası EUMESAT, DEMETER kurumlarından uydu görüntüleri ile İngiliz Kraliyet Meteoroloji Kurumu verileri düzenli olarak alınacak. Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi başta olmak üzere diğer sismik veri toplayan kurumlardan da sağlayacak kayıtlar eldeki bilgilerle eşleştirilecek, dinamik haritalara aktarılıp, internet üzerinden Londra, İstanbul, Sofya ve NASA'daki proje takipçilerine eş zamanlı aktarılacak.
KAREL'İN İDDİASI
Türk ve Fransız vatandaşı olan MRC Başkanı Ronald Karel, yapılacak bilimsel çalışmalar ile depremin 24 ile 36 saat öncesinden tahmin edilebileceği iddiasında bulundu.
Meteorolojiye ilgisinin 9 yaşında başladığını, 12-13 yaşında iken de hava haritaları çizmeye başladığını anlatarak, ''1970 yılında İstanbul'da farklı bir bulut oluşumu gördüm ve bunları inceledim. Gece 23.00'de Gebze'de deprem oldu. Gençlik heyecanıyla bulutlarla deprem ilişkisi üzerinde çalışmaya başladım'' diye konuştu.
Bingöl'de 1970'li yıllarda meydana gelen depremi de önceden bildiğini ileri süren Karel, bu teziyle ilgili Japonya'ya ve ABD'deki akademik kuruluşlara yazı yazdığını belirterek, şunları söyledi:
''ABD'den gelen cevapta 'depremle-atmosfer arasında ilişki yoktur' deniyordu. Ancak Japonlar ilgi gösterdiler. Bana hava haritaları göndererek incelememi istediler. Daha sonra gittiğim Paris'ten askerlik için Türkiye'ye döndüm. 1974 yılında Erzurum'un Aşkale ilçesinde vatani görevimi yaparken, meydana gelen 3 depremi de önceden bildim. Bunun üzerine komutanlarım beni tebrik ederek, bilimsel çalışma yapmam için bana bir oda tahsis ettiler. İstediğim her kitabı da getirttiler. Bugün meteodeprem dediğimiz ve kayıtlara geçen tezimi Aşkale'de Türk Silahlı Kuvvetlerinin desteği ile yazdım.''
Askerlik sonrası Avrupa'da bazı bilimsel kurumlarla görüşmeler yaptığını anlatan Karel, depremle atmosfer arasındaki ilişkiye kimsenin inanmadığını, bunun üzerine de ABD'ye gittiğini söyledi.
ABD'de New York'ta bir üniversitede yaptığı görüşmenin olumsuz geçmesinin ardından tezini köprüden nehre attığını kaydeden Karel, ''Aradan 16 yıl geçtikten sonra Londra'da yaşarken Milliyet Gazetesi'nde gördüğüm bir yazı sonrası çalışmalarıma tekrar başladım. Tezim gelişmeye başladı. Birçok yere davet edildim ve yabancı bilim adamları yardım etmeye başladılar'' diye konuştu.
Atatürk Üniversitesi Coğrafya bölümüyle konuyla ilgili bilimsel çalışma yapmak için görüşmeler yaptıklarını belirten Karel, şöyle devam etti:
''Burada çok güzel hazırlanmış bir ekip gördük. Litosfer, atmosfer ve iyonesfer arasındaki iletişimi kurmaya çalışacağız. Deprem öncesindeki iyonesferdeki radyo dalgalanmaları, radyo sinyalleri rahatsızlanması, radon artışı, iyonizasyon gibi konularda bulut oluşumunu, faylarda kayboluşunu bilimsel olarak ispatlamak için çalışmalar yapacağız.''
Geçen yıl Gelibolu'da meydana gelen depremi de önceden tahmin ettiğini iddia eden Karel, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Depremi önceden tahmin edebiliyoruz ama sağlıklı yer saptanması yapılamıyor. Bunları yapabilmek için 10-12 parametre var. Biz sağlam olarak ancak 2-3 parametreyi biliyoruz. Bu çalışma için bütün parametreleri yerleştirmek ve bunları ispatlamak lazım. Eğer meteorolojik olmayan bulut varsa bunun kimyasal yapısını bulmak gerekli. Planladığımız çalışmada Kuzey Doğu Anadolu fay hattı üzerinde bir iki fay seçeceğiz. Benim şahsi kanaatime göre daha bilimsel değil ama 24-36 saat öncesinden haber verebiliriz. Ancak bilimsel olarak bunu ispatlamak zorundayız.''
NASA'NIN DESTEĞİ
Çalışmasının NASA tarafından da desteklendiğini ifade eden Ronald Karel, çalışmanın tamamlanması için bu kurumun ön gördüğü sürenin 10 yıl olduğunu belirterek, şöyle dedi:
''Benim fikrime göre bu süre çok daha düşük olabilir. Türkiye'nin meteorolojik koşulları çok daha uygun. Faylar da çok belirli. Atmosferi ve iyonosferi çok daha sakin. Çalışmamızın başarılı olması için biraz da şansa ihtiyacımız var. Bazı parametrelerin yan yana gelmesi lazım. Çalışmayı 5-6 yılda tamamlayabiliriz.''
Projenin 5-6 milyon dolar maliyeti olduğunu kaydeden Karel, birçok uluslararası kurum ve yabancı bilim adamının da çalışmayı destekleyeceğini kaydetti.
EVRENSEL AMAÇLAR GÜDEN ÇALIŞMA
Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölüm öğretim üyesi Prof. Dr. İhsan Bulut da çalışmanın evrensel amaçlar güttüğünü söyledi.
İlginç bir proje çalışması için görüşmelerin sürdüğünü kaydeden Prof. Dr. Bulut, ''Depremle ilgili öngörü ve önceden tahmin, bütün dünyanın ortak sorunu. İşbirliği için görüşmelerin sürdüğü çalışmada, uzman ekiplerin oluşturulması ve bölge koordinatörlüğüne hazırız. İyi sonuçlar çıkacağını umuyorum'' diye konuştu.
Bilimsel çalışmanın uzun soluklu olacağını belirten Prof. Dr. Bulut, şunları söyledi:
''Mutlak sonuç alınacak diye bir şey yok. Evrensel amaçlar güden bir çalışma. Her kesimin desteğine ihtiyaç vardır. Yaptığımız bilgilendirme toplantısında şartlar ve koşullar ele alındı. Sonuca gitmek için henüz erken. Ekipler arasında karşılıklı görüşmeler devam edecek.