Kadın konukevleri ile belediyelere bağlı sığınma evleri yetersiz
Kadınların ekonomik yetersizliğinden dolayı şiddet uygulayan eşler tekrar eve almıyor
Şiddet uygulayan erkeklere gerekli rehabilitasyon imkanı sağlanamıyor
BAYRAM KAYA FAZLI MERT ANKARA, İSTANBUL
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü'nün ortaklaşa hazırladığı "Türkiye'de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Raporu" ülkemizde yaşanan şiddet vakarını gözler önüne serdi. Bakanlık tarafından hazırlanan raporda, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri'nin (ŞÖNİM) işleyişinde yaşanan bürokratik engellere dikkat çekildi. Özellikle bürokratik engellerin yoğunluğunun aile içi şiddet vakalarına müdahaleyi yavaşlattığına vurgu yapıldı. Raporda ayrıca şiddete maruz kalan kadınların yaşadıkları sorunlara da dikkat çekildi. Bu çerçevede ekonomik yetersizliklerinden dolayı şiddete uğrayan bazı kadınların, uzaklaştırma cezası verilen eşlerini tekrar evlerine almak zorunda kaldıklarının altı çizildi. Raporda, şiddet uygulayan erkeklere de gerekli rehabilitasyon imkanların sağlanmadığına vurgu yapıldı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından hazırlanan "Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Raporu" çerçevesinde Ankara Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri'ne (ŞÖNİM) yapılan başvurulara ait sosyal inceleme raporları ile durum değerlendirme raporları incelemeye alındı. ŞÖNİM ile diğer kurumlar arasındaki üst yazılar üzerinden sosyal ağ analizi yapıldı. ŞÖNİM'lerin diğer kurumlar ile resmi yazışmaları incelendiğinde, bürokratik sürecin yoğun olduğu ve yazışmalarının şiddet mağdurlarına verilecek hizmetleri yavaşlattığı belirlendi. Bürokratik süreci kolaylaştırmak, yargı sürecini doğru bilgilendirmek ve hizmet sunumunun kalitesini artırmak için de belge türlerinin standart hale getirilmesi yönünde görüş ortaya konuldu. Ayrıca, sosyal inceleme raporları ile durum değerlendirme raporlarında kişi özellikleri, kişiler arası ilişkiler, kişilere uygulanan şiddet biçimleri, mekan ve tutum gibi özellikler araştırıldı. Yapılan değerlendirmeler sonrasında şiddet vakalarının önüne geçilmesi ve sonrasında yapılacak müdahaleler konusunda yeni düzenlemelere ihtiyaç olduğu kaydedildi.
KADINLARA YÖNELİK ŞİDDETTE EMNİYET YETERSİZ
Raporda, koruyucu ve önleyici tedbir kararlarının alınma aşamasında, kişilerin özel durumlarının detaylı olarak değerlendirilmediği eleştirisinde bulunuldu. Özellikle kolluk güçlerinin her mağdura aynı bürokratik işlemleri uyguladığının altını çizildi. Bunun yerine yaşanan mağduriyetlere göre tedbir kararı alınması gerektiği tavsiyesinde bulunuldu. Raporda, koruyucu tedbir kararlarının uygulanmasına yönelik sorunlar dile getirilirken, geçici koruma kararı, barınma sağlanması kararı, kimlik ve diğer bilgi ve belgelerin değiştirilmesine ilişkin tedbir kararları da incelemeye alındı. Bu sorunlar arasında geçici koruma, koruyucu tedbir kararının uygulanması için yeterli polis olmaması ve tedbir kararının alınmasına rağmen her zaman uygulanamamasına dikkat çekildi. Barınma sağlanmasına ilişkin koruyucu tedbir kararına ilişkin görüşler aktarılırken, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na bağlı kadın konukevleri ile belediye ve sivil toplum kuruluşlarına bağlı sığınma evlerinin kapasiteleri, fiziki şartları, çalışan personelin niteliği ve bu kurumların gizliliği konularına odaklanıldı. Kimlik, diğer bilgi ve belgelerin değiştirilmesine yönelik koruyucu tedbir kararı konusunda ise kararın alınmasının tek başına yeterli olmadığı kurumlar arası işbirliğine ihtiyaç duyulduğu gündeme getirildi.
TEDBİR KARARLARI HEMEN UYGULANMALI
Raporda bunun yanında şiddet vakalarına karşın alınacak tedbirlerle ilgili de uyarılarda bulunuldu. Bu kapsamda şiddet uygulayanlarla ilgili olarak önleyici tedbir kararlarının acilen yerine getirilmesi istendi. Bu aşamada şiddet uygulayan kişilerin müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhal uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi yönünde değerlendirmelerde bulunuldu. Ayrıca faillerin alkol, uyuşturucu madde veya uyarıcı madde kullanması yada bu maddelerin etkisindeyken söz konusu konuta ve yakına yaklaşmaması için de bazı tedbirlerin alınmasının önemine dikkat çekildi. Faillerin madde bağımlılığının olması halinde ise hastaneye yatmak dahil, muayene ve tedavisinin sağlanması için de gerekli işlemlerin yapılmasına önemine vurgu yapıldı. Raporda şiddet uygulayan kişilerle ilgili de bazı bilgiler aktarıldı. Bu kapsamda müşterek konuttan uzaklaştırma cezası verilen erkeklere gidecekleri bir yer gösterilemediğinin altı çizildi. Ayrıca kadınların ekonomik durumlarının yeterli olmaması nedeniyle, konuttan uzaklaştırılan eşlerini evlerine almak durumunda kaldıkları uyarısında da bulunuldu.
CİHAN