Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu “Hakan Atilla, kara kutuyu açtı ” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Son dönemde rüşvet iddialarında adı geçen Ali Fuat Taşkesenlioğlu’nun kendisi hapisteyken (2017 ve sonrası) 2015'te Erdoğan Rejimi tarafından TMSF eliyle gasp edilen Bank Asya’nın başında olduğunu söyleyen Hakan Atilla yargı sürecinde bankanın konuya dahil olmadığını ve kendisini yalnız bıraktığını söyledi.
Hakan Atilla’nın Barış Terkoğlu’na verdiği çarpıcı yanıtların bir kısmı şöyle:
“ABD’ye gönderilişinizin bir kumpas olduğu muhasebesini yaptınız mı” diye açıkça sordum. Cevabı ilginçti:
“Elbette yaptım. İki mesele var. Bir, benim oraya gidişim bono ihracı ile ilgili olduğu için bu süreci piyasa belirliyordu. Bankanın süregelen işiydi. Gidişim de olağandı. Haliyle, bunun ince bir şekilde planlanacağını düşünmüyorum. Ama ikincisi, benim ABD’de olduğumu, birilerinin oradaki irtibatlarına iletmiş olma ihtimali var. Elinizde belge, bilgi var mı derseniz, yok. Ama düşündünüz mü derseniz, evet düşündüm.”
Atilla, ABD’ye girerken değil, dönüşte tutuklanmıştı. Haliyle bu süreç, belki de o ABD’ye girdikten sonra hazırlanmıştı. O da bu düşüncedeydi: “Eğer önceden hazırlık olsa ABD’ye indiğim gibi tutuklanırdım. Orada olduğum öğrenildikten sonra harekete geçildi. Dönüşüme yetiştirdiler. Bana ait olmayan bir ses kaydını gerekçe gösterip tutukladılar. Beni tutukladıktan sonra da gerisini hazırladılar.”