Cahit Berkay: Dijital, ruhu öldürdü

Moğollar grubunun efsane ismi Cahit Berkay, iş disiplininin her şeyden önce geldiği yıllarda yaşamın analog olduğunu bugün ise tamamen dijitalleştiğini söyledi. Berkay, "Stüdyoda hepimiz canlı çalardık. Hatta ilk kayıtlarda solist bile içerideydi. Şimdi yapılan albümlerde müzisyenler birbirlerini görmüyorlar bile. Dijital çağın kolaylıkları malum ama ruhu öldürdü." dedi.

Cahit Berkay, 50. sanat yılında; sanat hayatını, projelerini ve müziğini Evrensel'den Devrim Acaroğlu'na anlattı. Müziklerinin kültürden beslendiğini söyleyen Berkay, "Sen Amerikalı John gibi gitar çalamazsın. O adamın DNA'sında gitar var, seninkinde saz. Ama sen sazı tanımıyorsun, küçük görüyorsun. Beslenme çantanı kendi kültürünle dolduracaksın önce. Çantan boşsa şimdiki popçuların şarkıları çıkar ortaya." ifadelerini kullanıyor.

Eskiden arkadaşları ile aralarında sağlam dostluk ortamı olduğunu ve çizilen yola ters gelen birisi olursa hemen kapıya koyduklarını söyleyen Berkay, "İş disiplini her şeyden önce geliyordu. O zaman yaşam analogdu bugün dijital. Stüdyoda hepimiz canlı çalardık. Hatta ilk kayıtlarda solist bile içerideydi. Doğru çalıncaya kadar kayıt yapıyorduk. Şimdi yapılan albümlerde müzisyenler birbirlerini görmüyorlar bile. Dijital çağın kolaylıkları malum ama ruhu öldürdü. Analog sesle dijital ses arasında büyük sıcaklık farkı vardır. Analog dolgun gelir, sarar seni. Dostluklarda da aynı şey söz konusu oluyor. Bazen neden eskisi gibi şarkılar çıkmıyor diye soru soruyorlar. Çıkmaz tabii. O zaman bir kız arkadaşınla muhabbet edebilmem altı ayını alıyordu. O da her şey yolunda giderse. Bizden evvelki kuşak daha da kötü, mendille haberleşiyorlar. Aşk, sevgi kolay elde edilemiyordu, öyle olunca şarkı sözleri daha güçlü ve kalıcı oluyordu. 'Kafiye uysun gerisi önemli değil' denmiyordu. Hepsi için söyleyemem ama genelde uyduruk kaydırık sözler yazılıyor şimdi. İnsan nasıl yaşarsa müziği de ona uygun oluyor elbette. Pek bir şey de yaşanmıyor artık. Bizim zamanımızdaki pop şarkıları da yıllarca dinlenirdi. Bazıları hâlâ söyleniyor." şeklinde konuştu.

"DEMİREL'İ ARAR DURUMA GELDİK"

Memleketi Isparta'dan Başbakan çıktığı ancak nasıl olup da rock sanatçısı çıktığının sorulması üzerine Berkay, "Babam İstanbul'a gelip gittikçe terzi malzemeleri getiriyor, bana da hediyeler. Bir seferinde teneke trampet, bir seferinde ağız mızıkası. Bir keresinde radyo getirdi. Her pazar sabahı Muzaffer Sarısözen'in programı var. '50'li yıllar... Anadolu karış karış dolaşılıyor, türküler derleniyor. Her programda mutlaka 3-4 yeni türkü oluyor. Türkülerin içinde geçti çocukluğum. Kulak da var biraz. İlkokulda mandolin korosuna girdim, bir sene sonra solist oldum falan. Yani Isparta'dan Demirel çıktı da, biz de çıktık. Ki o Demirel'i de arar duruma geldik, o da ayrı mesele." tespitinde bulundu.

"KAÇ KUŞAK DİNLENDİK, ARTIK HESAPLAYAMIYORUM"

Moğolların diğer gruplardan farkının Türkçe söylemesi ve kendi bestelerini çalması olduğunu söyleyen Berkay, "Anadolu'dan beslenerek ritmik çeşitlilik ve armonik kurgular yaptığın zaman bizden bir şey oluyor. O zamanlar müzik mağazalarında rock diye bir bölüm yoktu. Anadolu Pop diyorduk. Hippi felsefesi bütün dünyayı sarmıştı. Barış isteyen o kuşak Vietnam Savaşı'nı durdurmuştu. O kuşak babadan oğula geçen yaşam biçimini, düşünce tarzını değiştirdi. Ben babama benzemeyeceğim diyen gençler önce saçlarını uzattılar. Bunu müziğe uyarlarsan; bize 'Türküleri bozuyorsunuz' dediler. Biz de 'umurumuzda bile değil' dedik. Kendi müziğimizi bulduk. O zamana kadar öyle bir müzik yoktu. Isparta'dan çıkıp İstanbul'a geldik, yurt dışına da çok çıktık ama çizgimiz hiç değişmedi. Satar diye değil, kendi içimize sinen müziği yaptık ve onu paylaştık. Eğer Moğollar hâlâ ayaktaysa bunun nedeni yaşamla bağı ve samimiyetidir. Kaçıncı kuşak dinliyor bizi artık hesaplayamıyorum ama hâlâ liselerden çağırıyorlar." dedi.

"MOĞOLLAR İSMİYLE JAPONYA'YA GİDEMEZSİN"

Moğollar isminin dönemin şartlarında koyduklarını değiştirmeyi bile düşündüklerini söyleyen Berkay, "Mesela bizim Japonya'ya gitme şansımız yok, çünkü husumet var aralarında. Gazete başlığını düşünsene "Moğollar geliyor". Adamlar kaçar valla. Moğolistan'da çaldık, onlar da başka şaşırdı. Yaşıtımız bir Hollandalı müzik yazarı tavsiye etmişti Moğolları. O zamanlar gaddar isimler modaydı zaten: Apaşlar, Haramiler falan... Moğolistan'da da sordular neden diye, gaddar diyemezsin (gülüyor). Orada da; Moğol cengaver demek dedik. İlerisini düşünmemişiz hiç, bir gaftır. Bir ara ismi değiştirmeyi düşündük ama olacak iş değildi." şeklinde konuşuyor. CİHAN
19 Ocak 2016 17:43
DİĞER HABERLER