Türkiye’nin doğalgaz arama faaliyetleri kapsamında Doğu Akdeniz’e ikinci sondaj gemisini göndermesinin üzerine bölgede tırmanan gerginlik sürüyor.
Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunanistan, sondaj faaliyetlerinin Kıbrıs'ın münhasır ekonomik bölgesinin ihlâli olduğunu söylüyor. Avrupa Birliği de bu konuda Yunanistan ve Kıbrıs'ı destekliyor.
Türkiye ise Doğu Akdeniz'deki enerji denkleminden dışlanlandığını savunuyor. Doğu Akdeniz krizi sürerken Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kıbrıs Postası için özel bir yazı kaleme aldı.
Çavuşoğlu buradaki yazısında 13 Temmuz’da Kıbrıs Cumhuriyeti’ne hidrokarbonlar konusunda ortak komite kurulması önerisi yapıldığını hatırlattı ve “Önerinizin öngördüğü şekilde bir işbirliği mekanizması kurulmadığı sürece KKTC'nin Türkiye Petrolleri'ne ruhsat verdiği alanlarda faaliyetlerimizi bir değişiklik olmadan kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi.
Çavuşoğlu, Kıbrıs’ın ortak zenginlikleri üzerinde herhangi bir karar alınırken, Kıbrıs Türklerinin de bu kararların alındığı mekanizmalara dahil edilmeleri gerektiğini belirtti.
Kıbrıs Türk makamlarının 2011 ve 2012 yıllarında yapmış oldukları iş birliği önerilerinin Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından geri çevrildiğini belirten Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Üstelik Güney Kıbrıs Rum yönetimi maalesef, hidrokarbon konusunu, Kıbrıs Türkleriyle paylaşması ve birlikte karar alması gereken bir unsur olarak görmemekte; Kıbrıs Türklerinin haklarını çözümden sonra vermek üzere korumaya aldığını iddia etmektedir. Rum tarafı Ada'nın zenginliklerini şimdi pazarlarken ve gelir elde etmeye başlarken, Kıbrıs Türklerinin bu haklardan yararlanmalarını kendilerinin engellediği çözümden sonraya bırakması ne bizim ne de Kıbrıs Türklerinin kabul edeceği bir durumdur.”
Türk tarafının önerdiği ortak komiteye Türkiye olarak tam destek verdiklerini belirten Çavuşoğlu, “Kıbrıs Türklerinin ve Kıbrıslı Rumların, Ada'nın eşit ortakları olarak, eşit haklara sahip oldukları hidrokarbon kaynakları konusunda, gelir paylaşımı dahil işbirliği yapmalarını ve bu kaynaklardan eş zamanlı olarak birlikte yararlanmalarını öngörmektedir. Bu önerinin hayata geçirilmesi, yeni bir iş birliği dönemi başlatacak, bölgesel barış, istikrar ve iş birliğinin gelişimine katkıda bulunacak ve Kıbrıs meselesinin çözümü için de uygun bir zemin yaratacaktır” dedi.
Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon sorununun iki boyutu bulunduğuna dikkat çeken Çavuşoğlu, birinin Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin kıta sahanlığı haklarının savunulması, diğerinin ise bizatihi Kıbrıs meselesi olduğunu belirtti.
Çavuşoğlu makalesine şöyle devam etti:
"Kıbrıs Rum tarafı Ada'nın eşit ortağı Kıbrıs Türkleriyle hidrokarbon kaynakları konusunda müşterek karar alma mekanizması içeren bir iş birliğine girmedikçe, 13 Temmuz önerinizin öngördüğü şekilde bir işbirliği mekanizması kurulmadığı sürece KKTC'nin Türkiye Petrolleri'ne ruhsat verdiği alanlarda faaliyetlerimizi bir değişiklik olmadan kararlılıkla sürdüreceğiz."