Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde, 3 yıl önce 15 kişinin öldüğü köprü faciasıyla ilgili tazminat davası sonuçlandı. 11 kişinin hayatını kaybettiği, 4 kişinin ise halen bulunamadığı köprü faciası nedeniyle daha önce soruşturma izni verilmeyen Çaycuma Belediyesi, bu kez Zonguldak İdare Mahkemesi tarafından ölen 7 kişinin varislerine toplam 630 bin lira tazminat ödemeye mahkum edildi.
Köprü faciasında kusur ve sorumlulukları bulunduğuna dair bilirkişi raporuna rağmen Çaycuma Belediyesi için İçişleri Bakanlığı, Karayolları Kastamonu Bölge Müdürlüğü için Kastamonu Valiliği, Devlet Su İşleri(DSİ) 232'nci Şube Müdürlüğü için ise Zonguldak Valiliği'nce soruşturma izni verilmedi. Ölenlerin yakınlarının Danıştay'a yaptığı itirazlar da reddedildi.
Zonguldak İdare Mahkemesi ise Çaycuma köprü faciasıyla ilgili Karayolları Genel Müdürlüğü ve DSİ 232. Şube Müdürlüğü'nü kusurlu ve sorumlu bulmazken, Çaycuma Belediyesi'ni 'denetim görevini ihmal' etmekten kusurlu buldu. Karayolları ve DSİ'nin de kusurlu olduğunu savunan aileler ise avukatları aracılığıyla karara itiraz ederek davayı Danıştay'a taşıdı.
Zonguldak İdare Mahkemesi'nin kararında, "Uyuşmazlık konusu köprünün ayaklarındaki oyulmayı önlemek için oluşturulan kaya dolgu bariyerin denetiminden ve bakımından (olaydan 1 yıl önce) 18 Nisan 2011 tarihli bildirim tarihinden itibaren Çaycuma Belediye Başkanlığı'nın sorumlu olduğu, dolayısıyla Karayolları Genel Müdürlüğü'nün hizmet kusuru ve tazminat sorumluluğu bulunmadığı, ayrıca DSİ Genel Müdürlüğü'nün köprü bakım ve onarımı konusunda görev ve yetkisi bulunmadığından uyuşmazlık konusu olayda hizmet kusuru ve tazminat sorumluluğu bulunmadığı sonucuna varılmıştır" denildi.
AİLELER TEPKİLİ: KUSUR ÖLENLERDE Mİ?
Faciada ölen 2 çocuk annesi Hayriye Güner'in(34) kayınpedeeri Selahattin Güner, sorumluların bulunmamasına tepki gösterdi. Güner, "Burada 15 kişi can verdi. 3 seneden beri bu mahkeme devam ediyor. Burada Belediye başkanını, karayollarını ve DSİ'yi suçsuz görüyorlar. O zaman ben diyorum ki, suç bizim mi? Bu köprüyü biz mi yıktık? Benim 2 tane torunum var. Bu çocuklar üniversiteye gitmesi gerekiyor. 34 yaşındaki annelerini kaybetmişler. Bu nasıl adalet nasıl kanun? Bize kaç defa 'Belediye Başkanı, karayolları ile DSİ hakkında davacı olamazsınız' diye yazı geldi. O zaman suçlu biz miyiz yani? Suçlu kim burada? Bu ölen 15 kişinin cezasını kim çekecek?" ifadesini kullandı.
BELEDİYE BAŞKANI KANTARCI: ORTADA BİR GARABET VAR
Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı açıklamalarda bulundu. Kantarcı, "Ortada bir garabet var. Ceza davası neticelenmeden ve sorumlusu belli olmadan belediyemiz sanki suçluymuş gibi kararlar veriliyor. Ve bizler de buna karşı mahkeme harçlarını ödemeye başladık. Türkiye'deki yargılama sisteminin bulunduğu durumu gösteriyor. Köprünün ayağının çökmesiyle ilgili bir durum oluşmuşsa birinci derecede Karayolları, ikinci derecede DSİ sorumlu olmalıdır. Bizim elimizde bunlarla ilgili çok ciddi kanıtlar var. Bu kanıtlarla temyize gidiyoruz ve bu haksız kararın da bozulacağına inanıyoruz." dedi.
Başkan Kantarcı, "Köprünün bakımının belediyeye devredilip edilmediği" yönündeki soruya da şu cevabı verdi: "Karayolları ben karayolları ağımdan çıkardım diyor. Sanki karayolların ağından çıkarınca otomatikman belediyeye geçmiş gibi oluyor. Sonuçta köprünün çökmesine sebep olan şey, köprünün zayıflığı değil; öndeki seddenin yıkılması ve oradan boşalan suyun ayakların altını boşaltmasıdır. Esas teknik sebep budur. Dolayısıyla bu hususta belediyenin ne yetkisi vardır ne görevi vardır. Öndeki kaya dolgu seddenin bakımı, düzeltilmesi, yenilenmesi ve sağlamlığının denetlenmesi işi, Karayolları ve DSİ'ye aittir"
OLAY
Zonguldak'ta 6 Nisan 2012'de, 11 kişinin içinde bulunduğu Yolgeçen köyü minibüsü ile yaya olarak geçen 4 kişi, yıkılan Çaycuma köprüsüyle akıntıya kapılarak hayatını kaybetmişti. Aralarında dönemin Çaycuma Belediye Başkanı Mithat Gülşen'in babası Kemal Gülşen'in de (79) bulunduğu 11 kişinin cesedi bulunmuştu. Facianın üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen Mithat Gülşen'in yeğeni 21 yaşındaki Sezgin Gülşen, ev hanımı Kadın Saraç (49), Tahir Özkara (66) ve Necati Azaklıoğlu'na (59) ise halen ulaşılamadı.
CİHAN