Belki dua etmekte örnek olur veya fikir verebilir düşüncesiyle kendi uygulamamı paylaşmak istiyorum.
Mübarek Validemin vefat haberini yoğun programlar arasında almıştım. Zaten yorgunluk ve uykusuzluktan dolayı sabah programını nasıl yapacağım diye düşünürken erken saatlerde gelen bir telefonla haberi öğrendim. Sosyal medyadan paylaştım. Dünyanın dört bir yanından binlerce dost taziye, teselli ve dualarla yardıma koştu. Rabbime sonsuz hamdolsun, ilk anlardan itibaren bir metanet ve sekine ihsan etti.
Programları iptal etmeden tamamlayıp dönüş için havaalanında koşturuyordum ki, telefonum çaldı. Görüntülü olarak arayan değerli büyüğümüz Hocaefendiydi. Çağın dertlisi, bunca hastalık, acı haber, sıkıntı ve ıztırabın arasında bu fakirin anne acısını da dert etmişti kendine. Selamdan sonra taziye ve tesellide bulundu.
Bir taraftan vefasından dolayı memnun olurken diğer taraftan telefon ekranındaki hasta ve bitkin hâli tarifsiz bir hüzne gark etti beni. Aslında bu hüznüm yeni değildi. Belki on beş yıldır sürekli hasta olduğunu duyar, üzülür ve dua ederdim. Fakat özellikle beş yıldır çekmiş olduğu acı ve ıztırabın tesiriyle zaten var olan hastalıkların ilerlemesi ve yeni sağlık problemlerinin olması normaldi. Çünkü acı ve ıztırap insanın bağışıklık sistemini felç eder. Bizzat ziyaret edenlere de sorduğumda Hocaefendinin çok hasta olduğunu söylediler.
Aslında onun günlük ibadet ve çalışma yoğunluğuna, çektiği sıkıntılara, yaşadığı hastalıklara bir insan vücudunun dayanması mümkün değildir. Bu bakımdan 80 yıllık bereketli bir ömürle birlikte hâlâ aramızda olması Rabbimizin bir inayeti ve lütfudur. Fakat gönlümüz daha sağlıklı olmasını, uzun yıllar hizmet ve himmetiyle başımızda bulunmasını arzu ediyor.
Peki, ne yapabiliriz? Yakınındaki vazifeli arkadaşlar ve doktorlar tedavisi için gerekli sebepleri ve ortamı hazırlarken, dünyanın her tarafına yayılmış sevenleri hiçbir şey yapamaz mı?
Çok şey yapabiliriz. Onu seven, ondan istifade eden, onun tedbir ve tanzimiyle hizmet eden bizler, küllî ve umumî, derin ve müstecab, her fırsatta ve sürekli dualar ederek onun maddî ve manevî sıhhat ve afiyetine katkıda bulunabiliriz. Onun için birçok alanda dua edebiliriz, ancak bugün bilhassa sağlığıyla ilgili yapacağımız dualar üzerinde durmak istiyorum.
Üstad sağlığı için dua isterdi
Başta peygamberler olmak üzere onların varisleri olan alimler, veliler, salihler, bilhassa müceddidler birçok imtihan ve engelin yanı sıra hastalıklarla da mücadele etmişlerdir. Mustafa Sungur Ağabeyden defalarca dinlediğime göre, Üstad Hazretleri şöyle dermiş: “Bende on hastalık var. Bunlardan birisi sizde olsa, ayağa kalkamazsınız.”
Risale-i Nur’un birçok yerinde, şikâyet için değil, ama mazeretini beyan etmek veya dua istemek için hastalığından bahseden Üstad Hazretleri, çocukların teveccühünü gördüğü zaman, “Siz masum olduğunuz için duanız makbuldür. Ben çok hastayım, bana dua ediniz” demiştir.
Nur Talebeleri de başta namaz tesbihatı olmak üzere her gün Kur’an, Cevşen, Tahmidiye, Veysel Karanî’nin Münacatı, Sekine gibi evradlarını okurken Üstadın sağlığına dua etmişlerdir. Hatta şiirlerinde, “Senin hastalığını bana verseler” diye dua eden Şahide Yüksel gibi annelerimiz, “Allah’ım, Üstadımın ömrü tamam olduysa, onun yerine benim canımı al ve benim ömrümü ona ver” diyerek onun bedeline şehit olan Hafız Ali gibi ağabeylerimiz olmuştur.
Diyebiliriz ki, dua ve fedakârlıklarla Üstadın sıhhati ve ömrü artmıştır.
Bugün de iman ve Kur’an davasının yeryüzünde hamili, hadimi ve mümessili olan Muhterem Hocamızın sağlığına ve ömrüne dua ile destek olan büyüklerimiz vardır. Ancak bu gayretlerimizi daha da arttırmak, yaygınlaştırmak, ailece, bilhassa çocuklarımız vasıtasıyla dua etmek gerekmektedir.
Nasıl dua edebiliriz?
Belki dua etmekte örnek olur veya fikir verebilir düşüncesiyle kendi uygulamamı paylaşmak istiyorum. Başka kardeşlerimiz de bu hususta fikir verirlerse okuyucularımla paylaşırım inşallah.
Ben günde 25-30 defa muhterem büyüğümüze dua ederim. Uzun namaz tesbihatında Üstadımızdan hemen sonra onun adını da zikrederek tesbihat içinde dokuz defa dua etmiş olurum. Namazdan sonraki dua bölümünde ise her vakitte üç kez olmak üzere beş vakitte on beş kez ona dua ederim. Birincisi, umumî dualar bölümünde, ikincisi süreçle ilgili kısımda, üçüncüsü de özel sağlığı için dua ettiğim hastalar kısmında Hocamızın ismini de anarım. “Ya Rabbi, sıhhat, afiyet, şifa ihsan eyle. Kuvvet, kudret, enerji lütfeyle. Sağlığımızdan sağlığına, ömrümüzden ömrüne ver” gibi cümlelerle yalvarırım.
Bunun dışında Kur’an, Cevşen, Tahmidiye, Sekine ve bütün evradlarda ismini anar, sağlığına dua ederim. Ayrıca gün içinde fırsat buldukça, “Ya Rab güldür hocamızı, ta gülmelerinden güller açılsın. Allah’ım, ismiyle müsemma edip gönülleri fethettirdiğin gibi soy ismiyle de müsemma eyle” diye yalvarırım.
Başka ne yapabiliriz?
Bu yazıyı okuyan ve paylaşan bütün kardeşlerimden istirham ediyorum. Lütfen, sizler de verdiğim örnekler veya başka şekillerde dua ediniz. Özellikle duaların kabul edildiği şu kutlu ayda, oruçlu iken, iftarı açarken, namazlardan sonra ve teravihten sonra tek başına veya cemaatle dua edelim.
Bunlardan başka Muhterem Hocamızın adına Cevşen, Tahmidiye, Tefriciye, Şifa Salavatı okuyarak, sırf bu niyetle hacet namazları kılarak Şafi-i Hakikî olan Rabbimizden sıhhat, afiyet, şifa ve uzun ömür isteyelim ki, Allah başımızdan eksik etmesin.
Mesela, isteyen bir grup kardeşimiz her gün onun için Tahmidiye okuyabilir. Bir başka grup kardeşimiz her gün hacet kılabilir. Bir başka grup bin defa Şifa Salavatı okuyup dua edebilir. Başka bir grup, Sekine okuyup dua edebilir.
Onun için zaten yaptığımız duaları, bir dua seferberliği olarak artırırsak Rabbimizin ne güzellikler lütfettiğini hep birlikte göreceğiz. Çünkü duanın tesiri büyüktür. Külliyet kazanırsa, yani bütün cemaat tarafından ve sürekli yapılırsa netice vermesi kesindir. Ben bunu birçok hastada bizzat gördüm.
Onu ziyaretten gelen kimselere, “Sağlığı nasıldı?” deyip iyiyse sevinmek, kötüyse üzülmek yeterli değildir. Onun sağlığı iyiyse de dua etmeliyiz ki, bu sıhhat ve afiyet devam etsin. Kötüyse de dua etmeliyiz ki, Rabbim şifa ihsan etsin.
Şunu da hatırdan çıkarmayalım: Büyüklerin imtihanı da, hastalığı da bitmez. Ama bizim dualarımız çok büyük hayırlara vesile olabilir, onların yükünü azaltabilir.
Konu hakkında görüş ve tekliflerinizi mail, yorum ve mesaj yoluyla bana yazabilirsiniz. Böylece okuyucularımızla paylaşıp daha güzel ve etkili çözümleri yaygınlaştırabiliriz.