Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "zafer anıtı" diye tarif ettiği İstanbul’un 3. havalimanı hizmete açılıyor. Ancak 10 milyar euroluk bu dev proje, 15 milyon nüfuslu İstanbul için yeni sorunların başlangıcı olabilir.
Temellerinin atıldığı Haziran 2014’ten bu yana pek çok tartışmanın odağında yer alan İstanbul’un kuzeyindeki 3. havalimanı, Cumhuriyet’in 95. Yıldönümü olan 29 Ekim tarihinde hizmet açılıyor. Henüz adının ne olacağı açıklanmayan havalimanı, çevreye verdiği zarar, İstanbul’a getireceği yük ve inşaat alanındaki işçi ölümleri nedeni ile bugüne kadar eleştirilerin hedefi oldu. Ancak hükümet, toplamda 10 milyar Euro'ya mal olacak projenin İstanbul’u havacılık açısından küresel bir merkez haline getireceği görüşünde.
DW Türkçe'den Aram Ekin Duran'ın haberine göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Bu sadece bir havalimanı değil, bir zafer anıtıdır" sözleri ile tarif ettiği 3. havalimanının bugün 6 milyar euroya mal olan ilk fazı hizmete açılıyor. Limak-Kolin-Cengiz-Mapa-Kalyon Ortak Girişim Grubu tarafından İstanbul’un kuzeyinde 76,5 milyon metrekarelik dev bir alana inşa edilen havalimanı, aynı anda 500 uçağın park edebileceği büyüklüğü ile Avrupa’da Heatrow ve Frankfurt havalimanlarına rakip olacak.
"İstanbul, küresel merkez olacak"
3. havalimanının Türkiye için "çok önemli bir ihtiyaç" olduğunu söyleyen Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği (TÖSHİD) Başkanı ve Onur Air Genel Müdürü Teoman Tosun, "Türkiye artık hava taşımacılığı, kargo ve turizm alanında küresel bir merkez haline gelecek" diyor.
DW Türkçe’ye konuşan Tosun, 29 Ekim’de uçuşların başlayacağı 3. havalimanının önümüzdeki 2 ay boyunca gerçekleştirilecek deneme seferleri ile eksiklerini tamamlayacağını ve 1 Ocak 2019 itibariyle de yıllık 90 milyon yolcuya hizmet verecek kapasiteye ulaşacağını söylüyor.
İstanbul’da halihazırda hizmet veren Avrupa yakasındaki Atatürk Havalimanı ve Anadolu yakasındaki Sabiha Gökçen Havalimanının yabancı şirketlerin taleplerini karşılamakta yetersiz kaldığını dile getiren Teoman Tosun, "3. havalimanı ile birlikte yer sıkıntısından dolayı uçuş yapamayan pek çok yabancı havayolu şirketi İstanbul’a gelecek" diyor. Havalimanında 250 havayolu şirketinin hizmet vermesi bekleniyor.
Ancak gerek hükümet gerekse havacılık sektörü tarafından büyük bir heyecanla karşılanan 3. havalimanı, pek çok soru işaretinin gölgesinde faaliyete geçecek. Uzmanlara göre, İstanbul’un oksijen deposu olan Kuzey Ormanları’na verdiği zarar ve inşaat alanındaki işçi ölümlerine kadar pek çok konuda eleştirilerin hedefi olan 3. havalimanı, İstanbul’un giderek zayıflayan yaşam kalitesine ağır bir darbe vuracak.
"Yaşam kalitesini düşürecek"
DW Türkçe’ye konuşan Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Meryem Kayan, 3. havalimanının "İstanbul’un son ciğerleri" olarak tanımlanan Kuzey Ormanları’nın yok edilmesi pahasına hayata geçirildiğini söylüyor. Hükümetin bölgede zarar gören milyonlarca ağacın başka bölgelere taşınacağına dair sözlerinin gerçekçi olmadığını dile getiren Kayan, "Orman ekosistemi bir bütündür ve siz orayı tahrip ettiğiniz zaman geri dönüşü olmayan bir zarar vermiş oluyorsunuz" diyor.
İstanbul’daki pek çok ilçeden büyük bir alana yayılan 3. havalimanının sulak bir arazi üzerine inşa edildiğine de dikkat çeken Meryem Kayan, "Bu nedenle inşaat sırasında defalarca göçmeler meydana geldi. Toprağın altında su havzası olması bile bu kadar ciddiye alınan bir projenin ne kadar özensiz hayata geçirildiğini gösteriyor" diye konuşuyor.
3. havalimanının İstanbul’daki yaşam kalitesini de olumsuz etkileyeceğini vurgulayan Meryem Kayan'a göre, resmi rakamlara göre 15 milyonu aşan kent nüfusu projeyle birlikte daha da artacak. Havalimanı güzergahı ve çevresi üzerinde yeni yaşam alanlarının ortaya çıkacağını ve yetersiz altyapı nedeni ile İstanbul’un daha da "kaotik" bir hal alacağını kaydeden Kayan, şöyle konuşuyor:
"İstanbul bir kent olarak zaten doyum noktasına çoktan ulaşmış durumda. Hava kalitesi ile ilgili günlük ölçümlere baktığımızda, İstanbul’daki toz miktarının Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınladığı standartların çok üstünde olduğunu görüyoruz. Çünkü İstanbul’da yapılaşma, inşaat faaliyetleri bir türlü bitmiyor. 3. havalimanı ile birlikte kent tam anlamı ile boğulacak noktaya gelecek."
İnşaatta 38 işçi hayatını kaybetti
3. havalimanına ilişkin çok tartışmalı konulardan biri de dev projenin yürütüldüğü inşaat alanındaki iş kazaları nedeni ile yaşanan işçi ölümleri ve iş sağlığı konusundaki eksiklikler oldu. Eylül ayında çalışma koşullarının düzeltilmesi için eylem başlatan havalimanı işçilerinin protestoları ülke gündemine oturmuştu. Eylemlerine devam eden işçiler düzenlenen bir operasyonla gözaltına alınmıştı.
Yaklaşık 20 bin işçinin çalıştığı 3. havalimanı inşaatında bugüne kadar 38 işçinin iş kazaları sonucu öldüğü belirtiliyor. Hükümet Şubat 2018’de yaptığı açıklamada, projede 27 işçinin iş kazaları sonucu öldüğünü doğrularken, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi ise 3. havalimanı inşaatının yapımında 37 işçi ölümü tespit ettiklerini açıklamıştı. Son olarak Ekim ayında, Dev Yapı-İş sendikasından yapılan açıklamada, bir işçinin rögara düşerek can verdiği ve cesedinin 3 gün sonra bulunduğu açıklanmıştı.
DW Türkçe’ye konuşan DİSK İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Dairesi Başkanı Kanber Saygılı, "dünyada eşi benzeri olmayan bir havalimanı" yapma iddiasında olan şirketlerin projede binlerce işçiyi ‘kölelik’ şartlarında çalıştırdığını söylüyor.
Dev projede onlarca işçinin yaşamını yitirmesinin trajik bir sonuç olduğunu vurgulayan Saygılı, "3. havalimanının şantiyesi adeta bir mayınlı tarla gibi. En modern, en teknolojik ve en prestijli projede hal böyleyken, ülkenin geri kalanını siz düşünün" diyor.
Türkiye'nin dünyaya dönük yüzü olması istenen 3. havalimanının tüm görkeminin arkasında çok ağır hak ihlalleri olduğunu vurgulayan Kanber Saygılı, şunları söylüyor:
"3. havalimanı inşaatı, temeli atıldığı günden beri bir kapalı kutu oldu. Şu anda bile işçiler, polis ve jandarma eşliğinde işine gidiyor. Bu görkemli proje, işçilerin canları pahasına hayata geçirildi. İşçilerin çalışma koşullarındaki rezillik, dışarıya parlatılan görüntünün arkasında nasıl bir kirlilik olduğunu ortaya koyuyor."
10 milyar euroluk yatırım
Havalimanı, 2023’e kadar diğer 3 etabının da tamamlanması ile toplamda 10 milyar euroluk yatırım bedeline sahip olacak. Özel sektör kaynaklarıyla 25 yıl boyunca yap-işlet-devret (YİD) modeliyle inşa edilen 3. havalimanının yıllık 200 milyon yolcu kapasitesiyle dünyanın en büyük havalimanı olması hedefleniyor.
3. havalimanından ilk sefer, THY tarafından Boeing 777 ile 31 Ekim'de Ankara'ya gerçekleştirilecek. İlk etabı hizmete açıldığında günlük 5'er kalkış ve inişin olacağı havalimanından, 1 Kasım'da Antalya, 2 Kasım'da da İzmir'e uçak seferi yapılacak. Yurtdışına ilk uçuşlar ise 1 Kasım'da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) ve 8 Kasım’da Azerbaycan'ın başkenti Bakü’ye yapılacak.
Deutsche Welle Türkçe