Mahpuslara haftada 1 gün ve 2 saat avukat görüş sınırlaması getirildi. Avukatlar bunun, savunma hakkını engellemek olduğunu vurguladı.
Edirne F Tipi Cezaevi’nde, bölümlere ayrılan mahpuslara, bir gün ve iki saatlik avukat görüş sınırlaması getirildi. Hükümlüler Eren Yıldız, Hasan Yıldız, Mehmet Çiftçi, Tuncay Kurtbaş, Taylan Balatacı, Mehmet Aytunç Altay, Mehmet Yamaç, Ali Gülmez, Suat İncedere ve Mehmet Ali Ayhan, avukat görüşüne keyfi olarak sınırlama getirildiğini belirterek, suç duyurusunda bulundu. Adil yargılanma haklarının ortadan kaldırıldığını savunan mahpuslar, görevini kötüye kullanan cezaevi yetkilileri hakkında soruşturma açılmasını talep etti. Avukat Gülizar Tuncer ise uygulamanın savunma hakkını tamamen yok etmeyi amaçladığını söylüyor.
‘Mümkün değil’
Avukat Gülizar Tuncer, Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği dilekçede, cezaevi yönetiminin, uluslararası sözleşmelere, Anayasa’ya ve hiçbir hukuksal mantığa sığmayan bir şekilde hapishaneyi bloklar da dahil olmak üzere bölüm bölüm ayırarak her bölüme bir gün ve iki saatlik görüş sınırlaması getirdiğini belirtti. Şikayette bulunan kişilerden bir kısmına verilen günlerin Çarşamba 09.00-11.00 ve Cuma gün 15.30-17.30 arası olarak belirlendiğini anlattı. Şikayetçi 10 mahpusun, AİHM, AYM, ağır ceza ve infaz hakimliği dahil mahkemelerde süren birden fazla davalarının, soruşturma ve disiplin dosyalarının bulunduğuna dikkat çekti. Marmara Bölgesi’nde Edirne, Tekirdağ, Silivri, Gebze, Kandıra, Bolu, Maltepe, Ümraniye, Bakırköy başta olmak üzere pek çok cezaevinde müvekkillerinin olduğunu, ülkenin birçok şehrinde devam eden davalarının olduğunu anlattı. Tuncer, “Bu durumda nasıl ve hangi şartlarda cezaevi idaresince bildirilen görüş saatlerine tabi olup görüş yapmamız mümkün olabilir?” diye sordu.
‘Suç işleniyor’
Bu kararın aslında mahpusları bilinçli olarak avukat görüşü yapamayacak hale getirdiğini vurgulayan Tuncer, savunma hakkının Türkiye’nin kabul ettiği uluslararası sözleşme ve bildirgelerde de özel bir yer tuttuğuna dikkat çekti. Avukatın savunma görevinin bir kamu görevi olduğunu anımsatan Tuncer, savunma hakkının özüne dokunan her türlü zorluğun ve engellemenin ulusal ve uluslararası mevzuata, temel hukuk ilkelerine aykırı ve suç olduğunu belirtti.
İdarenin keyfi kararı
kararlarından örnekler veren Tuncer, “Avukatla müvekkilin görüşmesinin kıstlanması ve yukarıda anlatılan gerekçelerle içinde bulunulan koşullar gereği savunma hakkının bütünüyle ortadan kaldırılması adil yargılanma hakkının ihlalidir. Ayrıca avukatların müvekkilleriyle belirli gün ve saatte görüş yapacaklarına dair kararın alınması da tamamen idarenin keyfi yaklaşımının ürünü olarak gerçekleşmiştir. Aynı şekilde idare tarafından getirilen yasaklamanın içeriğinin ne olduğu anlaşılamamakla berbaber bu kararın da gerekçesiz oluşu sebebiyle adil yargılanma hakkı bir kez daha ihlal edilmştir. Bu sınırlamanın yalnızca siyasi davalardan yargılananlara yönelik olarak gerçekleştirilmek isteniliyor olması sebeiyle de ayrımcılık söz konusudur” dedi. Tuncer, Edirne İnfaz Yargıçlığı’na de başvurarak uygulamanın kaldırılmasını talep etti.
14 sayfayı sansürlediler
Hükümlü Eren Yıldız, disiplin cezaları nedeniyle uzun süredir avukat görüşü yapamıyordu. Yıldız’ın avukatıyla yaptığı yazışmaların da hukuka aykırı olarak denetlendiği ortaya çıktı. Yıldız’ın avukatına gönderdiği 16 sayfalık son mektubunun yalnızca iki sayfası avukatına iletildi. Yıldız’ın avukatının gönderdiği mektup da Cezaevi Mektup Okuma Komisyonu tarafından okunup ‘görüldü’ damgası vurulduktan sonra kendisine veriliyor. Yıldız’ın, cezaevi Disiplin Kurulu’na yaptığı itiraz reddedildi. Kurul, mektupta, halkı dil ve ırk farkı gözeterek açıkça kin ve düşmanlığa tahrik eden ifadelerin bulunduğunu ileri sürdü. Edirne İnfaz Hâkimliği’nin itirazı ret kararı, Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce onandı. Yıldız da Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Cezaevi müdürü ve diğer sorumlular hakkında “Görevi kötüye kullanmak”, “haberleşme özgürlüğünün ihlali” ve “avukat müvekkil yazışmasının denetlenmesi” suçlarından dava açılmasını istedi.