Görme engelli gazeteci Cüneyt Arat: "Tahliye gece yarısı oldu. "Durumumu görüyorsunuz, yüzde doksan ağır görme engelliyim, beni ya otogarda ya da bir taksi durağında indirin dedim. Kimse kulak asmadı. Cezaevinde yaşadıklarım ise tam bir hukuksuzluk örneği.''
Kronos'ta Selahattin Sevi
imzasıyla yayımlanan haberde görme engelli gazeteci Cüneyt Arat'ın tutukluluğu kadar tahliyesinde yaşanan hukuksuzluklar dile getirildi.
Sitede yer alan haber şöyle:
Önceki gece saat 22.00’yi biraz geçmişti ki görme engelli gazeteci Cüneyt Arat kendisine tebliğ edilen haberle ne yapacağını şaşırdı.
Hapis cezasının infazı için bulunduğu cezaevinden tahliye edileceği söylendi kendisine. Aradan bir saat geçmeden de demir parmaklıkların arasından çıkarılmış olarak buldu kendisini. Mahkumları Tarsus Devlet Hastanesi’ne götüren araca bindirilen Arat hastane bahçesinde indirildi.
Oysa o, “Durumumu görüyorsunuz, yüzde doksan ağır görme engelliyim, beni ya otogarda ya da bir taksi durağında indirin” demişti, ne cezaevi görevlileri ne de jandarma kulak asmadı.
CEZAEVİNDEN ÇIKAN UYUŞTURUCU ZANLISI YARDIM ETTİ
Saatler tam gece yarısını gösterdiğinde Cüneyt Arat ne yapacağını bilmez halde etrafına bakındı. Nereye gittiğini bilmeden biraz yürüdü. Ayak seslerini duyduğu bir kişiden yardım istedi.
Elindeki siyah poşetlerden kendisinin cezaevinden çıkmış olabileceğini anlayan kendisi de daha önce uyuşturucu iddiasıyla Mersin E Tipi Cezaevi’nde kalan o kişi yardımcı olmak istedi.
Birlikte beklemeye başladılar. Bir süre sonra bir taksi geldi ve daha önce ailesiyle kararlaştırdıkları Tarsus kavşağına doğru yola çıktılar.
Ailesine kavuşan görme engelli gazeteci Cüneyt Arat, “Benim durumumda olan birini nasıl böyle gece yarısında yolun ortasına bırakabilirler. Ya beni aileme teslim etmeleri ya da en azından otogara, taksi durağına bırakmaları lazımdı. Araçta bulunan rütbelilere rica etmeme rağmen dinlemediler. Üstelik cezaevinden çıkarken harçlık olarak yanımda olan yaklaşık 5 bin lira da para vardı. Beni soyabilirlerdi, zarar verebilirlerdi.” diyor.
GECİKMİŞ TEMYİZ…
Tahliyesinin kendisi için sürpriz olduğunu, fakat hiç bir zaman ümidini kaybetmediğini belirten Arat, “Benim 8 yıl 1 ay 15 gün cezam vardı. Bunun 6 yıl 3 ayı üyelikten, 1 yıl 10 ay 15 günü de propagandadandı.” diyor.
Gazeteci Arat, dosyasına atanan Baro avukatının Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmalarına katılmadığını, kararlara itiraz ve temyiz haklarını da kullanmadığını belirterek, bu sebeple Yargıtay 16'ncı Ceza Dairesi tarafından gecikmiş temyiz talebinin kabul edildiğini ifade ediyor.
Son olarak tahliyesinden birkaç gün önce Yargıtay’ın ilgili dairesine yeni bir dilekçe daha yazdığını, cezaevinde yaşadığı sorunları aktardığını kaydediyor.
GÖRME ENGELLİ GAZETECİ ARAT KELEPÇELİ NAKLEDİLDİ
Arat yaşadığı yargı ve cezaevi sürecini ise şöyle anlatıyor:
İlk olarak 15 Haziran 2016 tarihinde Adana Emniyet Müdürlüğü KOM Şube ekiplerince gözaltına alındım. Davaya ilişkin 1 Haziran 2017 tarihinde Adana 12'nci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından suçu ve suçluyu övmek iddiasıyla 1 yıl ertelemeli 11 aylık hapis cezası aldım.
20 Temmuz 2016 tarihinde Adana Emniyeti TEM şube ekiplerince gözaltına alınarak ağır görme engelime rağmen ertesi gün Adana 7'nci Sulh Ceza Mahkemesi'nce ev hapsine alındım. 1 Şubat 2017 tarihinde yargılanmama başlanan Adana 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ev hapsim kaldırılarak yurt dışına çıkış yasağıyla serbest bırakıldım.
22 Şubat 2017 tarihinde ise aynı mahkemece üyelikten 6 yıl 3 ay, propagandadan ise 1 yıl 10 ay 15 günlük hapis cezası verildi. 7 gün içinde itiraz hakkımı kullandım. 10 Temmuz 2017 tarihinde saat 02:00’da bazı haber sitelerinden dosyamın istinaf tarafından onandığını ve infazıma başlanacağını öğrenmem sebebiyle aynı gece Mersin Emniyeti TEM Şubesi'ne teslim oldum.
Sabah olunca da Emniyet'te mülakat isimli bir odaya çıkarılarak küfür ve hakaretlere maruz kaldım. Aynı gün Mersin E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda adli koğuşa konuldum. 2 gün sonra Gülen Cemaati’nden insanların bulunduğu koğuşa alındım.
‘BİR DE KÖR GÖZLERİYLE TELEVİZYON İZLEYECEKMİŞ’
1 Ağustos 2017 tarihinde Mersin E tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan (CİK) Tarsus 2 nolu T tipi Kapalı Ceza İnfaz kurumu’na kelepçeli bir şekilde nakledildim. 15 Şubat 2018 tarihinde benim ve vasimin onayı alınmadan Tarsus Devlet Hastanesi heyet kurulundan hakkımda "R tipi ceza evinde kalması uygundur" raporu alındı.
Alınan rapora istinaden 24 Şubat 2018 tarihinde Tarsus 2 nolu T tipi kapalı CİK’ten Menemen R tipi kapalı CİK’e nakledildim. Hiç bir rahatsızlığım bulunmadığı halde Menemen R tipi kapalı CİK’e naklim hastalık sebebiyle diye yapıldı. Adli Tıp işlemlerim için 1 gece süre ile 27 mart 2018 tarihinde ağır görme engelime rağmen Metris R tipi kapalı CİK’teki koğuşta tek başıma tutuldum. Tv kumandasını istediğimde 1 infaz koruma memuru kör gözleriyle televizyon izleyecekmiş diyerek kumandayı vermedi.
Ertesi gün İstanbul Adli tıp kurumunda yalnızca göz muayenem yapıldı. İstanbul Adli tıp kurumu 3. İhtisas kurulu yetkilileri beni dinlemeyip yaşadığım mağduriyetleri kayıtlara geçirmeyip hakkımda yaşamını yalnız başına idame ettirebilir ve her ceza evinde kalabilir diye rapor verdi.
11 Ekim 2018 tarihinde Menemen R tipi kapalı cikten Tarsus 2 nolu T tipi Kapalı CİK’e nakledildim. Naklim esnasında 1 gece süre ile Bünyan 1 nolu T tipi kapalı Cik’te cemaat koğuşunda tutuldum.
GECE YARISI HASTANE BAHÇESİNE BIRAKTILAR
Yargıtay 16'ncı Ceza Dairesi'nin Baro Avukatının duruşmalarıma katılmaması, itiraz ve temyiz başvurularımı yapmamış olmaması sebebiyle gecikmiş temyiz başvurumu kabul etmesi üzerine 4 Temmuz 2019 tarihinde saat 23:00’da tahliye edildim.
Jandarma devriye rütbelisine beni otogara veya taksi durağına götürmelerini istediğim halde beni sevk aracıyla Tarsus devlet hastanesine bırakıp gittiler. Uyuşturucu iddiasıyla yargılanmış olan bir kişi bana yardımcı olacağını söyleyip yanımdan ayrıldı. Cebimde yaklaşık 5700 TL olduğu için gasp edilebilirdim. Çabalarım sonucunda bir taksi bulup aileme kavuştum.
CEZAEVİNDE KİTAP BİLE VERİLMEDİ
Ceza evlerinde makul taleplerim karşılanmadı. Şahsım için kabartma yazılı kitap ve sesli betimlemeli film imkanları sağlanmadı. Menemen R tipi Kapalı CİK yöneticilerinin ücret karşılığında temin ettikleri sesli kol saatime Tarsus 2 nolu T tipi Kapalı CİK’te el konuldu.
Kaçma şüphem bulunmadığı halde sevk ve nakil esnalarında genel olarak jandarma devriye komutanları tarafından ellerime kelepçe takıldı. Bir çok mektubum ceza evlerinin yöneticileri tarafından sakıncalı değerlendirme kararıyla engellendi."