İmamoğlu, açıklamasını beklendiği gibi yaptı. Satır aralarında başka anlamlar arayanlar olsa da açıklamasının özeti: "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na adayım, Özgür Özel’i genel başkanlık yarışında destekliyorum…"

"Adayım demedi, yola çıkıyorum dedi" yorumları siyasetin aynı zamanda nezaket de gerektirdiğini unutanlar ya da bilmeyenlerden geldi. Açıklaması ile partide kopuş, bölünme olduğu görüntüsü vermemeye özen gösteren İmamoğlu, partinin başında bir genel başkan varken ve bu kararlar son bağlamda onun tarafından açıklanmalıyken sınırları da zorlayarak söyleyebileceği kadarını söyledi.

"Özgür Özel’e destek açıklaması yapmadı, başkaları da var, dedi” de bir başka yorum. Bu da daha henüz Özgür Özel adaylık açıklamasını yapmamışken daha büyük açıklıkla ifade edilemezdi.

İmamoğlu’nun açıklamasından sonra Özgür Özel’le konuştuk. "Ekrem Bey’in vermiş olduğu kararı önemli ve değerli buluyorum. Bu karar en çok İstanbulluları ve hepimizi memnun etmiştir" sözleriyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yeniden aday olmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti.

"Sizin isminizi dillendirdi" sözlerine de titizlikle seçtiği belli olan ifadelerle karşılık verdi.  İmamoğlu’nun “CHP’nin tarihini bilen, geçmişi tertemiz evlatları vardır. Bunlar göreve hazırdır. Bunlardan birisi Özgür Özel’dir” sözlerini vurgulayarak, "Sadece kendi adıma değil parti tarihini bilen, geçmişi temiz bütün arkadaşlarımız adına bir hak teslimi olarak görüyorum, değerli buluyorum, kendisine teşekkür ediyorum" dedi.

Bu sözler, kurultaya kadar geçecek süreçte genel başkanlık için yarışacağı Kemal Kılıçdaroğlu’na yanıt niteliğinde. Kılıçdaroğlu’nun, "Partinin ilkelerine bağlı, geçmişi temiz biri çıksa hemen bırakırım" sözlerinin CHP kadrolarında büyük rahatsızlık oluşturdu . Özel, bu açıklaması ile rakibine ilk yanıtı vermiş oldu.

İmamoğlu’nun açıklamasından sonra gözlerin çevrildiği Özgür Özel bundan sonra ne yapacak? Grup Başkanlığı koltuğunu bırakacak mı, yurt gezilerine çıkacak mı, İmamoğlu ile nasıl bir pazarlık yaptı?

Bu soruları bu aşamada yanıtsız bırakan ve "Pazarlık yok" yanıtı vermekle yetinen Özel’in en fazla önemsediği konunun, CHP içinde seçim sonrası başlayan gerginliğin sona ermesi, duygusal kopuşla sonuçlanacak sert bir mücadelenin yaşanmaması olduğu biliniyor…

Yurt gezileri yapıp yapmayacağı ile ilgili haberleri çok da önemsemediğini söylüyor, "Ben her gün yurt gezisindeyim, adaylığım bunu değiştirmez" diyor.

Yakın çevresinden öğrendiğimiz, grup başkanlığından istifa konusunda bir kararı yok Özel’in. Bugün itibarıyla Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Genel Başkan” sıfatıyla sürdüreceği bir yarışta Özgür Özel’in de grup başkanlığından istifa etmesinin gerekmediği yönünde görüşler dillendiriliyor.

CHP’de “Değişim” çağrılarıyla başlayan parti içi tartışmalarda kısa süre içinde İmamoğlu’nun, Kılıçdaroğlu’nun da kendisinden istediği gibi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na bir kez daha aday olacağı kesinleşti. Merak edilen “Kılıçdaroğlu’nun karşısına bir aday çıkıp çıkmayacağı”, çıkacaksa “İmamoğlu’nun emanetçisi olup olmayacağı” idi. Bu süreçte Özgür Özel’in ismi hemen gündeme geldi, şimdi merak edilen seçilirse emanetçi olup olmayacağı… CHP’nin daha önce de emanetçi genel başkanlığı deneyimlediği dönemler partide büyük sorunların, sert tartışmaların, yeniden yapılanma süreçlerinin yaşandığı dönemlerdi. Şimdi “genel başkan değişikliğini de kapsayan değişim” çağrılarının emanetçilikle karşılık bulamayacağı, partiye genel seçimlerden sonra yaşanan moral bozukluğunu aşması için bir ivme kazandırmayacağı dillendiriliyor.

İmamoğlu’nun açıklamasından sonra dillendirilen son formül: Seçilmesi durumunda Özgür Özel’in emanetçi değil, kurultaylarda seçildiği süre genel başkan olması, İmamoğlu’nun ise önce yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, ilk seçimde de Cumhurbaşkanlığı’na aday olması…