CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, savcılık tarafından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığının kaldırılması için hazırlanan fezkeleye ilişkin "Gelin, başta Kılıçdaroğlu olmak üzere herkesin dokunulmazlığını kaldıralım. Kim hırsızlık yapmışsa, kim çalmışsa, kimin neyi varsa yargılansın, hodri meydan." dedi.
Veli Ağbaba, CHP Yeşilyurt İlçe Genişletilmiş Danışma Kurulu Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında, 'Cumhurbaşkanı'na hakaret ettiği' iddiasıyla hazırlanan fezlekeye tepki gösterdi. Başka Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere herkesin dokunulmazlığının kaldırılmasını öneren Ağbaba, herkesin yargı önünde eşit şekilde hakkındaki iddialara cevap vermesini istedi.
CHP'li vekil, şöyle devam etti: "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin bir fezleke düzenledi. Her fırsatta dokunulmazlık konusunu milletvekillerine şantaj aracı olarak kullanan hükümete çağrı yapıyoruz; Gelin, başta Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere herkesin dokunulmazlığını kaldıralım. Kimin neyi varsa ortaya dökülsün. Kimin neyi varsa, kim hırsızlık yapmışsa, kim çalmışsa yargılansın. Sadece kürsü dokunulmazlığı kalsın. Kimin neyi varsa yargılansın. Her türlü dokunulmazlıkların kaldırılmasına Cumhuriyet Halk Partisi hazırdır. Dokunulmazlık zırhının arkasına saklanmayacağımızı ifade etmek istiyoruz. Sizin de korkunuz yoksa, sahte çekiniz, dolandırıcılığınız, hırsızlığınız yoksa hodri meydan diyoruz. Dokunulmazlık konusu siyasilerin ayrı düştü vekiller için de kullanıldı. 2012 yılında dönemin başbakanı BDP milletvekilleri ile PKK militanlarının sarılma görüntüsünde 'Biz BDP milletvekilleriniz dokunulmazlığını kaldıracağız' dedi. Ardından Öcalan idamı tartışıldı. Suni bir gündem olarak yaratıldı. Biz zaten buna güldük geçtik. Ardından tam 48 gün sonra 28 Aralık 2012 akşamı dediki 'Ben İmralı ile görüşüyorum, akan kan dursun.' Ne Öcalan ne de BDP milletvekilleri tartışması kaldı. Bunu bir siyasi şantaj malzemesi kullanılmasına karşıyız."
"TERÖRİST CENAZESİNE TAZİYEYİ KINIYORUZ"
HDP'li milletvekilinin Ankara'daki patlamayı gerçekleştirdiği iddia edilen teröristin cenazesine katılmasını da kınayan Veli Ağbaba, "Geçtiğimiz günlerde Ankara'da 29 yurttaşımızın katledilmesine yol açan bir caninin taziyesine bir milletvekili gitmiş. Böyle bir taziyeyi kabul etmiyoruz. 29 kişi katletmiş bir militanın taziyesine gidilmez. O bir katildir. 10 Ekim'de 104 kişiyi katleden IŞİD'li Yunus Emre Alagöz'den bir farkı yok. 29 kişi öldüren bir katili kutsamaya çalışıyorlar. Bunu kabul etmiyoruz. Katilin kutsanmasını lanetliyoruz. Katil katildir. O katilin IŞİD militanından, Ankara bombacısından bir farkı yoktur" diye konuştu.
"YARGI, TALİMATLA ÇALIŞIYOR"
Türkiye'de yargı bağımsızlığının ortadan kalktığını vurgulayan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, hukukun siyasetin emrine girdiğine işaret etti. Herkesin yargı karşısında eşit olması gerektiğinin altını çizen Ağbaba, sözlerini şöyle sürdürdü: "Herkes yargılanabilmelidir. Herkese eşit yargılanma hakkı tanınmalıdır. Maalesef bu dönemde özellikle 1 Kasım seçimleri sonrası artık birisi talimat veriyor yargı gereğini yapıyor. Birisi gazete manşetini beğenmiyor, diyorki 'Bunu yanına bırakmayacağım' senin diyor, iki gün sonra Can Dündar ve Erdem Gül cezaevine atılıyor. Onlar özgürlüğüne kavuştu. Hala bağımsız bir yargı olduğunu, yargıya güvenin olduğunu da belirtmek istiyorum. Onlara da aramıza 'hoş geldin' diyorum. Herşey talimatla yapılıyor. Önceden bu talimatları gizli veriyorlardı. Şimdi talimat televizyonlar aracılığıyla veriliyor."
"MALATYA'DA İŞADAMLARINA OPERASYON SİYASİDİR"
Malatya'da MAKİAD üyesi 9 işadamının tutuklandığı operasyona da değinen Ağbaba, operasyonun siyasi talimatla yürütüldüğünü dile getirdi. Parti olarak her zaman hukuku savunduklarını söyleyen CHP'li vekil, şunları ifade etti: "Geçtiğimiz günlerde Malatya'da bir operasyon yapıldı. Bir talimatla operasyon gerçekleştirildi. Bizim o insanların fikrine zikrine hiç katılmadığımızı herkes biliyor. Malatya'da tanınan bilinen işadamlarına operasyon yapıldı. Biz her zaman olduğu gibi hukuku savunduk. Geçmişte nasıl ki İlker Başbuğ için 'terörist' denildiğinde onun hukukunu savunduysak, nasıl ki Fatih Hilmioğlu, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Soner Yalçın'ın hukukunu savunduysak bugünde diline, dinine, ırkına siyasi görüşüne bakmadan hukuku savunmaya devam edeceğiz. Malatya'daki operasyon içinde aynı şeyi söylüyoruz. Bu operasyon hukuksuzdur. Bu operasyon siyasidir. Siyasi iktidar tarafından yapılmıştır. Geçmişte iktidar milletvekilleri uçaktan iner inmez bu işadamlarını ziyaret ederlerdi, bu milletvekilleri o okulların, derneklerin açılışında en önde görünmek için birbirlerine omuz atarlardı. Bunların siyasi omurgası bu."
"KİMİN TERÖRİST OLDUĞUNU BİRİSİ KARAR VERİYOR"
"Tayyip Erdoğan ve o dönemin siyaseti kime terörist diyorsa bunlar da aynısını söylüyor" diyen Ağbaba, "Bu bizim başımızdaki herşeye karar veren birisi. Kaç çocuk yapacağımıza, nerede yapacağımıza da karar veriyor. Dünyanın en büyük jinekologu. Bir özelliği daha var. Türkiye'de kimin terörist olacağına mahkemeler karar vermiyor. O siyasi anlayış karar veriyor. İlker Başbuğ'a 'terör örgütünün başı' diyordu. Şimdi ise 'kandırıldık' diyor. Hanefi Avcı'ya 'terörist' diyordu. Şimdi ise 'terörist değil' diyor. Dün PYD'nin Eşbaşkanı Salih Müslim'i Ankara'da ağırlıyordu, şimdi ise 'terörist' diyor. Bugün FETÖ dediği Fethullah Gülen'e 'Allah seni başımızdan eksik etmesin' diyordu. Buradaki milletvekillerdinden Fethullah Gülen'den randevu almayan var mı? Esad ile birlikte tatile gidiyordu. Şimdi 'katil Esad' diyor. Şimdi Can Dündar ve Erdem Gül'e teröristlikle suçluyor. Hiç kimse kusura bakmasın Cumhuriyet Halk Partisi evrensel değerlere göre kimin terörist olup olmayacağına karar verir. Sivil halkı öldüren CHP açısından teröristtir. Biz AKP ve Tayyip'e göre kendimizi konumlandıramayız. Çünk AKP kandırılmaya en müsait partidir."
"TÜRKİYE'NİN ORTADOĞU'DAN FARKI KALMADI"
Türkiye'de terör eylemleri ile ölümlerin arttığını, buna karşın katliamların kanıksanarak hemen unutulmaya başlandığına vurgu yapan CHP'li vekil, açıklamalarını şöyle tamamladı: "Türkiye'nin Ortadoğu'dan farkı kalmadı. 29 kişi öldü. 2 saat sonra unutulmaya başlandı. Çok acı bir durum. Ankara'nın göbeğinde bomba patlamasına Türkiye alıştı, alıştırıldı. Bir devletin yatak odasında bomba patlatılıyor. Devletin haberi yok. Bakın 40 küsür il gezip, binlerce kilometre yol gezen terörist var. İçişleri Bakanlı ve MİT ne yapıyor? Kim cumhurbaşkanına hakaret etmiş onu fişliyor. 13 yaşındaki çocukları gözaltına alıyor. Ankara'nın göbeğinde ise iki büyük bomba patlatılıyor. Birinde 104, diğerinde ise 29 kişi katlediliyor. Dünyanın her hangi bir ülkesinde böyle bir olay olsa siyasi ahlakı olanlar istifa eder. Türkiye'de bu olaylar sonrası bir tek istifa duydunuz mu? Duyamazsınız. Türkiye'nin demokratik yapısının yok edilmemesi için mücadele edeceğiz. Her gün şehit haberleri geliyor. Türkiye bu haberlere de alıştı. Dün Karşıyaka'da bir barakada şehit ailesinin durumunu herkes gördü. Bir oraya bakın bir de 1150 odalı sarayı düşünün. Saraydan cenaze çıkmıyor. Ölen fakir fukara çocuklarıdır. Tartışılan konu ise beyefendinin başkanlığı. İnsanlar katledilirken, güvenlik güçleri şehit edilirken onların tek düşüncesi başkanlık. Başkanlık senin başını yiyecek."
Cihan CİHAN