Çocukları dağa çıkarılan aileler: Bize verilen sözler tutulmadı

Çocukları dağa çıkarılan aileler: Bize verilen sözler tutulmadı
Çözüm sürecinde yüzlerce çocuğun dağa götürüldüğünün ortaya çıkarılmasının yankıları sürüyor. Dağa çıkarılan çocuklarının geri getirilmesi için Diyarbakır'da aylarca eylem yapan aileler, ortaya çıkan tabloya tepkili. Eylem yaptıkları dönemde Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Ankara'da görüştüklerini ve kendilerine çocuklarının getirileceği sözünün verildiğini belirten aileler, ancak bu sözlerin yerine getirilmediğini ifade ediyor. Bazı aileler ise çocuklarının dağa götürüldüğü dönemde hükümetin kendilerine yardım etmediğini dile getirdi.

Geçen yıl Diyarbakır'da çocukları için yapılan eyleme katılan Gaziantepli anne Bedriye Gözlügöl, 26 ve 19 yaşındaki iki kızının dağa çıkarıldığını ve hala kendilerinden bir haber alamadığını söylüyor. Gözlügöl'ün 19 yaşındaki kızı Hayriye Neslihan (19), geçen yıl 4 Mayıs'ta iki arkadaşıyla birlikte kayıplara karıştı. Neslihan'ın iki ev arkadaşı, ailelere dağa gittikleri mesajını gönderdi. Neslihan'ın 26 yaşındaki öğretmen ablası Perihan da kız kardeşini kurtarmak isterken o da kayboldu. Ailesi kızlarının dağa götürüldüğünü belirterek Diyarbakır'da 4 ay boyunca eylem yaptı. İki kızından hala haber alamayan gözü yaşlı anne Bedriye Gözlügöl, kızları için Diyarbakır'da eylem yapan anneler olarak hükümetle görüştüklerini ve hükümetin kendilerine destek vereceği sözünü aldıklarını, ancak bu desteği göremediklerini dile getirdi. Gözlügöl, "Çözüm sürecinin devam ettiğini, dağdaki çocukların aftan yararlanacağını söylediler, dağdan ineceklerini söylediler. Ama biz belediyenin önünden kovulduk. Bunlara göz yumduk çocuklarımız için. Ankara'ya gittik, hükümetle görüştük. Şehit aileleriyle bir araya geldik, barış çağrısında bulunduk. Geçmişin üzerine bir sünger çekelim dedik. Ama kimseden bir ses çıkmadı. Kim ne düşünüyor bilmiyorum ama yüreğimdeki yangın sönmedi." ifadelerini kullandı.

"HİÇBİR SÖZ YERİNE GETİRİLMEDİ"

Eylem yaptıkları dönemde dağdakilerin aktif siyasete katılacağının söylendiğini anlatan Gözlügöl, "Hiçbiri olmadı ve hiçbir vaat yerine getirilmedi. Biz çözüm olmasını, gözyaşının dinmesini istiyorduk. Tam tersine iki taraf da yoğunlaştı maalesef. Yürek yangınımız arttı. Artık bir umudumuz kalmadı. Kimi diyor 'çocuklarınız ölmüş olsaydı' haber verilirdi ama hiçbir haber gelmedi. Çaresiz ve umutsuzca bekliyorum." dedi.

Çocuklarının gitmesindeki sorumlunun HDP ve PKK olduğunu dile getiren Gözlügöl şunları dile getirdi: "Hükümete de kırgınım. Bize söz verdi, çocuklarınızı getireceğiz diye. Annelere haber edildi ve ön planda tutuldu. Anneler başkaldırdıysa bu iş olur dediler. Sonra üstüne yattılar. Hiçbiri de gerekeni yapmadı. Ben bunu açık açık diyeyim. Yapmadılar. Hükümet de dediğini yapmadı. Hükümet de, HDP de, CHP de, Başbakan ve Cumhurbaşkanı, herkese sesleniyorum. Kendilerini bizim yerimize koysunlar. Elini vicdanına koysunlar. Dağda ölen de polis de, asker de ana baba kuzusu. Olan anne babalara oluyor. Ocaklarımız söndü. Ölmek öldürmekle bu işin sonu gelmez. Oturup anlaşsınlar. Yeter artık ocaklar sönmesin. Biz ölümüzü istiyoruz ondan bile haberimiz yok. Şehit ve askerlerin annelerine Allah sabır versin. Şehitleri görünce yüreğim yanıyor. En azından onların bir mezarı var. Bizimkilerin hiçbir şeyi yok. Ana anadır. O yetkililerin çocukları aynı bizimki gibi olsaydı. Bir cahillik yapsalardı acaba bize davrandıkları gibi mi davranırlardı? Acaba oradaki çocuklarını bu şekilde beklerler miydi? Yoksa ne var ne yok ortaya koyar çocuklarını kurtarırlar mıydı? Analar ağlamayacaktı sözleri sözde kaldı. Her şey sözde kaldı. Analar ağlamaya devam ediyor ve gittikçe artıyor. Bir taneyse bin tane oldu. Annelerin ağlamasını susturmadılar. Acıları dindirmediler, yürekteki ateşi söndürmediler."

"ÇOCUĞUMU DAĞA GÖTÜRENLERİN İSMİNİ VERDİM İFADELERİNİ BİLE ALMADILAR"

13 yaşındaki oğlu dağa götürülen Batmanlı Sabri Önalan ise "Çocuğumu dağa götürenlerin ismini verdim, ifadelerini bile almadılar." dedi. Önalan şunları dile getirdi: "Çocuğum dağa götürülürken 3 gün Van'da kalmış. Ben o kadar uğraştım ama tek başıma bir şey yapamadım. Günde 2-3 defa emniyete, jandarmaya gittim, oğlumun kurtarılmasını istedim. Çocuğun dağa götürüleceğini, kaybolduğu gün anladım ve eşimle devletin bütün kurumlarına gittik. Bir türlü yardım etmediler. Diyarbakır'da 4 ay eylem yaptık. Sonra Ankara'ya gittim, ailelerle birlikte Başbakan ile görüştüm. Ama oğlum gelmedi, getirilmedi. Allah rızası için çocuklarımızı getirsinler. Çocuğumun kim tarafından nasıl götürüldüğünü isim isim verdik ama yardımcı olmadılar. Oğlumu dağa götürenleri ifadeye bile çağırmadılar. Bu nasıl bir iş. Ölümlerden bir şey çıkmıyor. Polis ve askerler de vatan evlatlarıdır. Benim yeğenim de asker. Oğlum üç ay sonra askere gidecek. Biri dağa götürüldü zaten. Yeğenim de askerde Mardin'de."
CİHAN
22 Eylül 2015 11:32
DİĞER HABERLER