Çin anakarasında, 11 Şubat Çarşamba günü itibarı ile koronavirüs, yeni adıyla COVID-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 97 kişi artarak 1113'e yükseldi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 'büyük tehdit' olarak nitelendirdiği ve küresel acil durum ilan ettiği virüs için dünyaya birlikte mücadele çağrısını yineledi.
Çin'in ardından virüsün en yoğun görüldüğü yer Japonya kıyılarında demirlemiş ve karantinaya alınmış olan Diamond Princess adlı bir cruise gemisi ve içerisinde teşhis konulmuş 174 vaka bulunuyor. Binlerce yolcusu olan gemi iki haftadır karantina altında.
Tespitlere göre dünya genelinde 44 bin 653 kişiye COVID-19 bulaştı. DSÖ'nün virüse yeni bir kod isim vermesindeki neden ise hastalığın bir hayvan veya bölge ile ilişkilendirilmesinin önüne geçerek, meselenin küresel olduğuna dair farkındalık sağlamak.
COVID-19'a ilişkin ilk uluslararası konferans salı günü Cenevre'de yapıldı. DSÖ Başkanı Tedros Adhanom Ghebryesus virüsün 'çok büyük bir tehdit' haline geldiğini açıkladı ve şunları söyledi:
"Virüsler herhangi bir terör eyleminden çok daha yıkıcı olabilir. Ancak savunmasız değiliz. Eğer şimdi gerekli adımları atar ve yatırımları yaparsak bu salgını durdurmak için gerçek bir şansımız var."
Virüs zirveyi gördü mü?
30 Ocak'tan bu yana yeni vaka artışında görülen arka arkaya iki günlük düşüş Çinli yetkililerce salgının zirvesine ulaşıldığı, bundan sonra azalma görüleceği ve nisan ayında biteceği şeklinde yorumlanıyor. Ne var ki, uluslararası düzeydeki bakış bu kadar iyimser değil.
Tüm eyalet karantinaya alındı
Çin, en çok ölümün gerçekleştiği ülkenin merkezindeki Hubei eyaletini salgının merkezi olarak tamamen karantina altına aldı ve burada on milyonlarca insanın eyaleti terk etmesine müsaade edilmiyor. Dışarıdan kimse de eyalete giremiyor. Aynı şekilde ülkenin farklı bölgelerindeki bazı şehirler için de benzer önlem alındı.
Çin'den gelen tüm uçak seferlerini durduran ülkeler var. Uluslararası büyük havayolu şirketleri Çin'e uçuşları durdurdu.