Çözüm süreci
-Siirtte terör saldırısında kızını kaybeden Olgaç
ailesini ziyaret eden Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu
Anadolu Bölgesi Grubu, faili meçhul cinayet kurbanlarının
cesetlerinin atıldığı öne sürülen Kasaplar Deresine de
SİİRT (A.A) - Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Anadolu Bölgesi
Grubu üyeleri, Siirtte çeşitli görüşme ve ziyaretlerde bulundu. Terör
saldırısında kızlarını kaybeden bir aileyi ziyaret eden grup, faili meçhul
cinayet kurbanlarının cesetlerinin atıldığı ileri sürülen Kasaplar Deresine de
gitti.
Yılmaz Ensaroğlu, Mehmet Emin Ekmen, Lami Özgen, Ahmet Faruk Uysal, Fazıl
Hüsnü Erdem, Kezban Hatemi ve Etyen Mahçupyanın yer aldığı grup, öğle
saatlerinde Aydınlar (Tillo) ilçesinde ziyaretlerde bulunduktan sonra Siirte
döndü.
4 kişinin öldüğü 2 kişinin de yaralandığı 2011 yılındaki terör saldırısında
bir kızını kaybeden Olgaç ailesini ziyaret eden grup üyeleri, aileyle bir süre
görüştü. Ardından İnsan Hakları Derneği (İHD) Siirt Şube Başkanı Vetha Aydın ile
Kasaplar Deresine giden grup, burada ilgililerden bilgi aldı.
Grup Başkanı Yılmaz Ensaroğlu, burada basın mensuplarına yaptığı açıklamada,
"Nevala Kesaban" olarak bilinen Kasaplar Deresinin sadece Kürt sorunuyla ilgili
ve sınırlı olmayan, 1920lere kadar dayanan karanlık bir geçmişe sahip olduğunu
söyledi.
Kasaplar Deresinin eskiden beri toplu mezarların mekanı olduğunu ifade eden
Ensaroğlu, "Kaçırılıp kaybedilen insanların, toplu infazlarda cesetlerin atıldığı
bir mekan burası. Kürtlerin, hatta belki bölgede yaşayan Süryanilerin,
Ermenilerin hafızasında ciddi yaralar açmış derenin, toprakla doldurulmuş
yerindeyiz. Ciddi iddialar var, özellikle insan hakları kuruluşlarına öteden beri
başvurular var. Buranın koruma altına alınması ve buradaki kemiklerin çıkarılarak
faili meçhullerin aydınlatılması için gerekli kanıtların olduğu bir mekan burası"
dedi.
-Geçmişle yüzleşmek-
Ensaroğlu, çatışmalı sorunlara kalıcı çözüm için geçmişle yüzleşmenin
vazgeçilmez bir husus olduğunu, geçmişi örterek, hiçbir şey yaşanmamış gibi
yaparak sorunların örtülemeyeceğini ifade etti.
Acıları gerçekten dindirecek yüzleşmelerin gerekliliğine değinen Ensaroğlu,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"O yüzleşme kimi zaman yargılama olur, kimi zaman itiraf olur. Güney
Afrikada olduğu gibi yaşanmış olaylar, hukuk dışı eylemler, taraflar tarafından
itiraf edilir ve taraflar birbirini karşılıklı affeder. Böylece o toplum o ülke
geçmişindeki bir yarayı sarmış olur ama biz maalesef bu kıvama gelemedik.
Bu mekanın toplumsal hafızada olumsuz bir anısı var. Bununla da bir yolunu
bulup yüzleşmemiz bu dosyaları açığa çıkarmamız ve hakikaten sahici bir
helalleşmeyi yapmamız lazım ki kimsenin bir sızısı, sızıntısı, devam eden bir
yara kalmasın."
-Hatemi: "Özelikle ana dilde eğitim şiddetle isteniyor"-
Grup Başkan Vekili Kezban Hatemi de bu hafta Batman ve Siirtte olduklarını,
buralarda yine sivil toplum ve halkla görüşmeler yaparak tespitlerde
bulunduklarını kaydetti.
Bölgede barış sürecinin müspet karşılandığını vurgulayan Hatemi, "Halkta
inanılmaz bir dinginlik, sakinlik, endişeyle birlikte mutluluk da seziyoruz.
Bölgede insanlar dağlarda piknik yapmaya başlamış. Gelecek için uluslararası
heyetlerle görüşmeler yapılıyor. Ekonominin canlanması için bunlar ümit verici
şeyler" dedi.
Hatemi, barış sürecinde bölge halkının taleplerinin, sürecin oluşumu,
öngörülen ve öngörülemeyenler hakkında düşüncelerinin olduğunu da belirterek,
şunları söyledi:
"Biz bunları tespit ediyoruz. Özelikle ana dilde eğitim şiddetle isteniyor.
Herkes çocuğunu kendi ana dilinde eğitmek istiyor. İkinci olarak, teröre
bulaşmamışların yeniden kazanımları konusunda anneler evlatlarıyla kucaklaşmak
istiyor. Korucu problemi var, onlarla da görüşüyoruz. Yine faili meçhullerin
ortaya çıkarılması talebi var. Askerde intihar vakaları var, bana 4 dosya
verildi. Çok acı, onların takipçisi olmamız isteniyor.
Bizlerden beklenen buradaki talep ve endişeleri tespit etmek, aktarmak ve
toplumun her kesimiyle görüşmek. Bütün bunları tespit ederek bildireceğiz.
Özellikle başbakana bir rapor hazırlanıyor. Hemen her grup bunu yapıyor.
İzlenimlerimiz müspet. Bölünmek isteyen yok. Batıdaki maalesef empati yapmayan,
bu ülkenin gerçeklerinden bihaber, yanlış şartlanan, ön yargılı davrananlara
söyleyecek söz yok. Onlara Kuran-ı Kerimin diliyle hitap etmek lazım.
Görmezler, anlamazlar, işitmezler, kalpleri mühürlüdür. Allah kalplerinin mührünü
açsın diyorum."
Hatemi, gazetecilerin, suça karışmamış örgüt mensuplarının evlerine
dönmesiyle ilgili sorusuna da "işin bu boyutuyla ilgili değiliz, bunu siyasiler
yapacaktır. Bundan hiç şüphe etmeyin görüşülüyor, konuşuluyor. Şöyle söyleyeyim
kervan yürüyor. O usulüne uygun yapılır. Elbette karşılıklı tedbirler
alınıyordur. Devlet hukuk devleti olmayı kafaya koyduysa gereğini yapar
arkadaşlar" yanıtını verdi.
Daha sonra Güres Caddesine geçen grup üyeleri, vatandaşlarla sohbet etti.
Sohbette bir vatandaş "Yaşım 50, şu ana kadar hep olağanüstü hallerde
yaşadık. Bundan sonra insanca yaşamak istiyoruz" derken; öğrenci olduğunu
söyleyen bir genç ise, "Burada bu kadar acı yaşanmasına rağmen insanlar barışa bu
kadar sahip çıkıyor. Buradaki acının bu kadar yoğun olmasına rağmen bölge insanı
bunu yaparken Karadeniz bölgesindeki tepkiyi anlayamıyoruz" diye konuştu.
Muhabir: Ayhan Mergen-Zekeriye Güneş-İrfan Cemiloğlu
Yayıncı: Behçet Güngör