Çözüm süreci
-Akil İnsanlar Güneydoğu Anadolu Bölgesi Heyeti
Başkanı Ensaroğlu:
"Tarihte hiçbir çatışma sonsuz olarak devam etmemiş,
bu da eninde sonunda çözülecek"
-"Türkiyenin, bölgenin sesini duymasını istiyoruz"
-"Biz y
DİYARBAKIR (A.A) - Akil İnsanlar Güneydoğu Anadolu Bölgesi
Heyeti Başkanı Yılmaz Ensaroğlu, "Tarihte hiç bir çatışma sonsuz olarak devam
etmemiş, bu da eninde sonunda çözülecek" dedi.
Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki çalışmalarını başlatmak üzere Diyarbakıra
gelen heyet üyeleri, kentteki bir otelde Türkiye-Irak Sanayicileri ve İşadamları
Derneği üyeleri ile yaptıkları görüşmenin ardından basın toplantısı düzenledi.
Heyet başkanı Ensaroğlu; heyet üyeleri Lami Özgen, Ahmet Faruk Ünsal, Kezban
Hatemi, Mehmet Emin Ekmen, Etyen Mahçupyan ve Fazıl Hüsnü Erdemin kentte
bulunduğunu, diğer üyeler Murat Belge ve Yılmaz Erdoğanın da bugün heyete dahil
olacağını söyledi.
Akil insanlar heyetlerinin ilk kez görev almadığını, dünyanın çeşitli
yerlerinde eskiden beri kullanılan bir mekanizma olduğunu belirten Esaroğlu,
heyetin, ülkenin ve çatışmanın durumuna göre farklı roller oynayabildiğini
kaydetti.
Türkiyede heyete biçilen rolün ise daha çok sürecin tanıtımı, kamuoyu
desteğinin yükseltilmesi ve kalıcı çözüm için atılması gereken adımların tüm
toplumla tespit edilmesi olduğunu vurgulayan Ensaroğlu, "Heyet, bunu da hükümet
ya da AK Parti adına değil, tamamen kendi adına sivil inisiyatif olarak yerine
getirecek. Diğer bölgeler gibi bize de birileri tarafından verilmiş somut çerçeve
yok. Kimlerle, nerede, hangi konuları ve sorunları tartışacağımız bizim
tarafımızdan belirlenecek" diye konuştu.
-"Bütün Türkiyenin gözü Güneydoğu Anadolu Bölgesinde"
Başkan Ensaroğlu, Türkiye genelinde çözüm sürecine verilen desteğin yüzde
60, bölgede ise yüzde 90 olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
Görevimiz, Kürtler başta olmak üzere bölgenin taleplerini dinleyip,
derleyip, özel olarak diğer komisyonlara, hükümete ve kamuoyuna iletmektir. Diğer
bölgelerin endişe ve beklentilerini de komisyonlar aracılığıyla alıp buradaki
aktörler ve insanlarla paylaşmaktır. Esas ağırlık vereceğimiz husus, bölge
halkının taleplerini, karar alıcılara ve genel kamuoyuna iletilmesine aracılık
etmektir. Komisyon olarak Türkiyenin, bölgenin sesini duymasını istiyoruz.
Türkiyenin birlikte yaşaması, öncelikle bu bölgede yaşayan insanların birlikte
yaşamayı başarmasına bağlı. Birlikte yaşamanın koşullarını, zeminini buradaki
insanlarla belirlemektir. Bütün Türkiyenin gözü Güneydoğu Anadolu
Bölgesindedir.
Komisyon üyeleri olarak birlikte çalışma yürütmeyi hedefliyoruz. Özel mail
adresi oluşturup her türlü görüşün buraya gönderilmesini istedik. Toplanan
görüşleri rapora dönüştüreceğiz. 17-20 Nisanda Mardin-Şırnak, 24-27 Nisanda
Batman-Siirt, 8-11 Mayısta Gaziantep-Kilis ve 15-18 Mayısta da
Şanlıurfa-Adıyaman illerine gitmeyi planlıyoruz. Ardından son değerledirmeleri
yapmak üzere tekrar Diyarbakıra geleceğiz. 2 ay sonunda da raporu tamamlamayı
planlıyoruz.
Ensaroğlu, her kesime ulaşmak istediklerini bildirerek, çalışmaları
süresince siyasi partiler, siyasi hareketler, düşünce kuruluşları, sivil toplum
örgütleri, yerel kanaat önderleri ve dini cemaatlerin hedef grubunda yer
aldığını, bunun yanı sıra sorunla ilgilenen ancak bölge dışında ikamet eden bazı
kişileri de ziyaret edeceklerini söyledi.
-Baskı altında da hissetmiyoruz
Gazetecilerin, komisyon üyeleri üzerinde kamuoyu baskısı oluştuğuna ilişkin
sorusu üzerine Ensaroğlu, hazırlayacakları raporda sadece insanların taleplerinin
yer almayacağını, o taleplerin karşılanması için yapılması gerekenlere de işaret
etmeye çalışacaklarını bildirdi.
Ensaroğlu, diğer bölgelerdeki komisyon üyelerinin gittikleri yerlerde, bu
sorunun askeri yöntemlerle çözülmediğini, dolayısıyla demokratik ve barışçıl
yöntemlerle çözülmesi gerektiğine dair bir şeyler anlatma ihtiyacı duyacaklarını
dile getirerek, "Bizim böyle bir şey anlatmamız gerekmiyor. Ama bu sorunun
kalıcı çözüme kavuşması için yapılması gerekenler nelerdir- sorusunun cevapları
ağırlık olarak burada. Biz kendimizi, kendilerinden çok şey beklenen insanlar
olarak görmüyoruz, baskı altında da hissetmiyoruz" ifadelerini kullandı.
-Provokasyon yapılabileceğini ön görmek lazım
Dicle Üniversitesinde çıkan olaylar ile BDP ve HÜDA-PARa yapacakları
ziyaretin bu olaylarla ilişkisi olup olmadığına yönelik sorular üzerine
Ensaroğlu, bu partileri ziyaretin daha önceden programlarında yer aldığına işaret
ederek, görüşmede, çıkan olayları da ele alacaklarını söyledi.
Ensaroğlu, üniversitedeki olaylar hakkında sağlıklı bilgi almadan
değerlendirme yapmanın doğru olmayacağını kaydederek, "Ama bu süreçte yaşanacak
her olayı herkes provokasyon olarak değerlendirme eğiliminde olacaktır. Bu
kaçınılmaz olarak böyle. İlgili aktörle görüştükten sonra değerlendirme yapmak
daha sağlıklı olur. Çözüm süreçlerinde aktörlerin kendi içinden de üçüncü
aktörler tarafından da her zaman provokasyon yapılabileceğini ön görmek lazım"
diye konuştu.
-"Tarihe doğru not düşmek istiyoruz"-
Ensaroğlu, geçici köy korucularıyla Şırnakta görüşmeyi planladıklarını
belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ağır sorumluluk altında yüklendiğimiz sorumluluk ve donatıldığımız bir
yetki yok. Ama hazırlayacağımız metinlerle tarihe doğru not düşmek istiyoruz.
İnşallah süreç kesintiye uğramaz. Kesintiye uğradığında olacak- 1-2 sene sonra
Türkiye yeniden barış ve çözüm sürecini konuşacak. Çünkü tarihte hiç bir çatışma
sonsuz olarak devam etmemiş, bu da eninde sonunda çözülecek. Hiç bir tarafın
aktörün özel kontrolü ve denetimi altına girmeksizin burada yaşayan insanların
talep ve beklentilerin, hak ve özgürlüklerini esas alarak doğru analizler yapmaya
çalışacağız. Biz yetkilerle donatılmış, icra gücü olan bir kadro değiliz. Manevi
sorumluluk altına girmek gibi bir riskle karşı karşıya olduğumuzu çok
düşünmüyorum."
Başkan Yılmaz Ensaroğlu, CHP ve MHPnin temsilcileriyle görüşmelerinin olup
olmayacağına ilişkin soruya ise "BDP ve AK Parti başta olmak üzere tüm siyasi
parti ve siyasi hareketler, siyasi akımlarla görüşme niyetindeyiz. Ancak şu anda
CHP ve MHPye yönelik somut randevu talebimiz olmadı. Herhangi bir partiyi
dışarıda bırakmaya niyetimiz yok. Görüşme olabilir" yanıtını verdi.
Gazetecilerin, Uludere ziyaretinin ardından hazırlayacakları raporun TBMM
İnsan Hakları Komisyonunun raporuyla çelişmesinin hükümet ile aralarında
sıkıntıya neden olup olmayacağına ilişkin sorusunu da Ensaroğlu, "Hükümet ile ya
da başka bir aktörle gireceğimiz sıkıntıları, riskleri düşünme durumunda değiliz.
Ama biz inceleme, araştırma komisyonu da değiliz. Orada açılmış ancak sarılmamış
bir yara var. Roboskili ailelerin acılarını dindirmeye katkı sağlamak için
ziyarette bulunacağız. Metinlerimizde bununla ilgili hükümete önerilerimizi
sunarız" diye cevaplandırdı.
-"İki taraftan da anlayış bekliyoruz"-
Başkan Vekili Kezban Hatemi ise bağımsız bir komisyon olduklarını
belirterek, şunları söyledi:
Bizim görevimiz olanı tespit, olması gerekeni de rapor halinde ilgilere ve
hem de kamuoyuna açıklamaktır. Yoğun mail ve telefon alıyoruz. İnsanlar büyük
destek veriyor. Bu ülkede herkes artık çözüm arıyor ve elinden geldiğince kakı
yapmak istiyor. Bu artık barış ve sükunete ihtiyacımız olduğunu gösteriyor. Büyük
mucizeler beklemiyoruz, iki taraftan da anlayış bekliyoruz. Hedefimiz ayrımcılık
yapmadan herkesi dinlemeyi planlıyoruz. Süreci istemeyen çok. Nitekim
üniversitede başlayan olaylar bunu gösteriyor. Hassas ve temkinli olmalıyız."
Etyen Mahçupyan da çatışmalı ortamın 30 yıl süresince devam ettiğini
anımsatarak, "Son 30 yıl birbirimizden beklentimiz olmadığı bir dönemdi. Beklenti
çok iyi bir şeydir. Bir beklentiye sahip olmak tedavi edici bir şeydir. Umarım
insanların bizden de çok beklentileri olur, bizim de onlardan beklentimiz
olduğunu da aynı şekilde anlarlar. Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile Türkiye
arasındaki bağı ve köprüyü kurmakta karınca kararınca biz de yardımcı olabiliriz"
dedi.
Heyet üyeleri bugün Ceylan Önkol ve bir süre önce Dicle Nehrinde cesedi
bulunan Murat İzolun ailesi ile BDP ve HÜDA-PARı (Hür Dava Partisi) ziyaret
ettikten sonra akşam saatlerinde sivil toplum örgütü temsilcileriyle toplantı
yapacak.
Muhabir: Özgür Ayaydın
Yayıncı: Levent Harman