Çözüm sürecinin arkasındaki plan bu mu?

Çözüm sürecinin arkasındaki plan bu mu?
Terör örgütü elebaşı Öcalan PKK’ya beklenen çağrısını yaptı: 'silahları bırakın, Türkiye dışına çıkın'. Türkiye bu açıklamayı konuşuyor. Peki aslında neler oluyor?
Türkiye 30 yılı aşkın süredir devam eden terör probleminden kurtuluyor mu? Çözüm sürecinin arkasında neler var? Bu yaşananlar ne anlama geliyor? Samanyoluhaber.com Yazarı Mahir Etyemez çözüm sürecini, petrol rezervlerini ve dengeleri köşesine taşıdı. 

İşte Mahir Etyemez'in yazısı...

Aslında ne oluyor?

Ne oldu da 30 yılı aşkın süredir devam eden terör problemini değil, Çözüm Süreci’ni konuşuyoruz? Kanaatimce, bu, dünyanın enerji konjontürünün doğal bir sonucu. Devleti yönetenler de değişen bu dengelere göre hareket ediyor. Ne demek istiyorum hemen açayım.

Irak’ın Kuzeyi’nde çok ama çok zengin doğalgaz ve petrol yatakları var. Hemen bir örnek vereyim. Yakınlarda, uluslararası bir şirket yaklaşık 9 trilyon metreküplük yeni rezerv buldu. Sadece bu rezerv Türkiye’nin şu anki tüketim miktarı göz önüne alındığında iki asır boyunca ihtiyacını karşılayacak kapasitede. Ama mesele Türkiye’nin ihtiyacı ile sınırlı değil. Mesele dünyanın ihtiyacı olan enerjiyi karşılamak.

Irak Operasyonu’ndan sonra çok sayıda şirket Irak’ın Kuzeyi’nde, Bölgesel Yönetimle anlaşarak buradaki petrol ve doğalgazı çıkarmak için yatırım yaptılar. Tamam yatırım yaptılar ama bu pazarlara ulaşmadıktan sonra hiçbir kıymeti yok ki! Şirketler de adı üstünde şirkettir vakıf değildir. Amacı kar elde etmektir. Peki bunu nasıl yapacaklar? Çok basit. Petrol ve doğalgaz’ın denize ulaşması yani limanlara gitmesi gerekir. Bunu da tankerlerle yapamazlar. Tek yol var. Petrol ve doğalgaz boru hatları.

Nereden geçecek o hatlar? İç çatışmanın ne zaman biteceği belli olmayan Suriye üzerinden mi? Şimdilik hayır.

Veya Bölgesel Yönetim’in anlaşamadığı ve uzlaşması da mümkün görünmeyen Irak’ın Merkezi yönetiminin etkili olduğu alan üzerinden mi? Bu seçenek imkansız.Kendi kendisini bağlamış olur.Bu gerçekleşmesi çok zor ihtimal.

Ve en önemli seçenek. Türkiye üzerinden… Ama burada önemli bir problem var. Türkiye’nin karşı karşıya olduğu terör sorunu. Enerji nakil hatlarının inşası için en temel şart güvenliğin sağlam olmasıdır. Terör varken boru hattı falan geçmez. Zaten dikkat ederseniz terör örgütü zaman zaman boru hattına yönelik sabotajlar yapıyor. Yani bu terör sorunun bitmesi lazım. Biter mi? Evet. Nasıl?Uluslararası güç mekanizması etkin destek verirse. “Veriyor mu?” diye bakalım. 

ABD’nin örtülü desteği var bir. Bu örgütü kullandığı öne sürülen yakındaki veya uzaktaki devletler de yine aynı biçimde ABD'nin politikası ile uyumlu hareket ediyor iki. 

Çözüm Sürecinde dünyadaki yeni enerji düzeninin etkili olduğunu gösteren en önemli haberlerden biri geçtiğimiz günlerde çıktı. Hürriyet Gazetesi'nde Gila Benmayor, 5 Mart'ta, İngiltere'deki bir enerji zirvesinde konuşulanları aktardı. “Windsor Şatosu’nda Enerji Zirvesi” başlıklı yazısında. İngiltere Kraliyet Ailesine ait Windsor Şatosu’nda, yılda bir defa, dünyanın önde gelen enerji şirketlerinin CEO’ları, hükümet yetkililerini bir araya getiren toplantı yapılırmış. Benmayor toplantıya katılan isimlerden Mehmet Öğütçü’ye “2 gün boyunca konuşulanlar ışığında Türkiye’ye nasıl dersler çıkabilir?” diye sorduğunda cevaplardan biri şöyle imiş: “Türkiye petrol aramaya büyük paralar harcayacağı yerde Kuzey Irak’ta entegre “oyun kurucu” olabilir. Yani üretim, taşımacılık ve dağıtımda esas oyuncu olabilir.  Hazar ve Orta Asya’da kaçırdığı fırsatı ele geçirebilir.”

Sadece bu cümle bile “Aslında Ne Oluyor’a” ışık tutuyor.

MAHİR ETYEMEZ - SAMANYOLU HABER

21 Mart 2013 16:29
DİĞER HABERLER