12 Eylül 1980 darbesini Ankara Radyosu'nda duyuran bir dönemin ünlü TRT Haber Spikeri Mesut Mertcan, darbeyle anılmanın kendisini rencide ettiğini söyledi.
12 Eylül 1980 darbesini Ankara Radyosu'nda duyuran bir dönemin ünlü TRT Haber Spikeri Mesut Mertcan, kamuoyunda bu özelliğiyle hatırlanmış olmaktan üzüntü duyuyor. 12 Eylül darbesiyle özdeşleştirilmekten hiç keyif almadığının altını çizen Mertcan, meslek hayatında böyle bir anonsu yapmayı 'sırtındaki kambur' olarak, değerlendiriyor. Mertcan, "İşkencelere, idamlara karşı; insanları seven birisiyim. Darbeyle anılmak beni rencide ediyor."diyor.
67 yaşındaki tecrübeli spiker Mesut Mertcan, doğma, büyüme Adanalı. Gençlik yıllarından itibaren mikrofona tutkunluğu olan ve Adana'da sunuculuk yapmaya başlayan Mertcan, 1974'de girdiği sınavı kazanarak TRT Erzurum Radyosu'nda başlayıp, Ankara Radyosu'nda 'sabahtan sabaha' programıyla devam eder. Üç ay sonra TRT Haber Merkezi'ne 'redaktör spiker' olarak, geçiş yapar. Türkiye'de televizyonların siyah-beyaz yayın yaptığı günlerden itibaren yaklaşık 15 yıl TRT'de spikerlik yapan Mertcan, daha çok Kenan Evren'in 12 Eylül darbe anonsunu yapan kişi olarak bilinir.
O sıralar Mümtaz Soysal'ın başkanlığını yaptığı Uluslararası Af Örgütü Denetim Kurulu Üyesi olan Mertcan, 12 Eylül gecesini şu şekilde aktarıyor: "Türkiye Radyoları 23.00 bültenini okudum. 15 dakika kadar sürdü. 23.30 gibi evdeydim. TRT Genel Müdürü Doğan Kasaroğlu, telefon etti. 'Bir kadro konusu' dedi. Askeri araç geldi, gece evden alındım. Nereye gittiğimi, daha bilmiyordum. Basında çok çıktı 'alkollüydü' diye... Kesinlikle öyle bir şey yok. O durumda olsam, bildiriyi okutmazlardı bana... Bu bir spekülasyon." Darbe bildirisini Ankara Radyosu'nda okuduğunu hatırlatan Mertcan, arada geçen 33 yıla rağmen bu şekilde tanınmış olmaktan duyduğu rahatsızlığı, "Böyle bir anons sırtımdaki kambur gibidir." sözleriyle dışa vuruyor.
Darbelere karşı olduğunun altını çizen Mertcan, kimi zaman arkadaşlarının kendisini '12 Eylül'ü okuyan spiker' diye, bir başkasına tanıtılmış olmasına tepki gösteriyor. Böyle bir sıfatla anılmaktan hoşlanmadığını vurgulayan Mertcan, "Devlet memuruydum. Demek ki böyle bir şey kaderde varmış. Darbe yanlısı olsaydım, 1983 seçimlerinde bir partide adaylığımı koyar, gider askerlerin desteğini isterdim. Adımın militarist olarak çıkmasını arzu etmedim. İhtilallar ülkeyi 50 sene geriye götürür. Oysaki ben ileriyi görmekten yanayım.
Türkiye demokratik bir ülke. Halkın oyları ile iş başına gelen partiler olmuştur. Bunları neden kan akıtarak, indiriyoruz. 1960 ihtilalı neyi çözdü. Ben darbeyi sevmiyorum."şeklinde konuşuyor. 1980'de sağ-sol kavgasından bir çok kişinin işkence görüp, idam edildiğine işaret eden Mertcan, hiçbir caydırıcılığı olmayan idamları devlet eliyle işlenmiş cinayetler olarak, tanımlıyor.
Mertcan, şöyle devam ediyor: "Türkiye'de demokrasi kalmadı diye darbe yapıldı. Peki, 12 Eylül den sonra demokrasi işledi mi? Darbeleri aklıma bile getirmek istemiyorum. Neden darbe olsun ki? Darbe kanın akması, uçağın uçması, tankın yürümesidir. Bunlara ne gerek var. Böyle bir ihtimal var mı dersen, keramet sahibi değilim, bilemiyorum. Türkiye ne zaman çıkmaza girse; bazı bölücü kesimler hükümetten rahatsız olsa bu tür iddiaları yayar. Halkın beynine işlemeye çalışırlar. Böyle bir ihtimali düşünmek istemiyorum. Kardeş kardeşe yaşamak çok güzel. Memnun değilseniz, seçim var. Ülke artık bunları aşmalı. Allah bir daha o günleri göstermezin."
Adana'da Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla adı bir caddeye verilen Mertcan, hükümetin Kürt sorununu çözmek için attığı adımları olumlu buluyor. Türk ile Kürt'ün kardeş olduğunu dile getiren Mertcan, "Hükümet kan akmasını önlemek istiyor. Biz kardeşiz; Çanakkale Savaşı'na, Sarıkamış'ta kaybettiğimiz 90 bin şehide bakalım. Türk Kürt yan yana yatıyor. Ben barışın gelmesinden yanayım. Artık kanın durması gerekiyor." diye konuşuyor. Kenan Evren ile bir kez uçakta karşılaştığına dikkat çeken Mertcan, Evren'in evliliğiyle ilgili haberi gazetede okuduğunu ve kendisine, "Allah mutlu etsin. TRT ölüm haberini veriyor da çok sevilen spikerinin evlenme haberini neden vermiyor." diye sorduğunu belirtiyor. Mercan, kendisinin Evren'e "Sanıyorum benimde ölmemi bekliyor." gibi bir espri yaptığını, sözlerine ekliyor.