Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan 15 Temmuz mağdurlarının mektuplarını yayınlamaya devam ediyor. Çölaşan son olarak darbe sonrası tutuklanan bandocu bir astsubayın mektubuna yer verdi: Mahkemeye çıkarıldığımızda hakim sordu: “Darbeyi davulun tokmağı ile mi yapacaktınız?” Yani hakimin kendisi bile durumun komikliğinin farkında idi ama bizleri tutuklamaktan geri durmadı.
DARBEYİ DAVULUN TOKMAĞI İLE Mİ YAPACAKTINIZ!
Emin Çölaşan'ın Sözcü'deki yazısının ilgili bölümü şöyle;
15 Temmuz darbe girişimi konusunda gerçekten de at iziyle it izi birbirine karışmış durumda. Her kesimden binlerce insana karşı haksızlık ve adaletsizlik sergileniyor. Bu konuda özellikle cezaevlerinden çok sayıda mektup geliyor.
Üzerlerinde kocaman “Görüldü” damgasıyla…
Dosyalarda gizlilik kararı var, sadece şüpheliler değil, avukatlar bile dosyalara ulaşamıyor.
İşte elime geç ulaşan bir mektup daha. Bando Astsubayı Bora Bilgin Elazığ Cezaevi'nden yazıyor.
Özetliyorum:
“TSK'da 18 yıl görev yapmış bir bando astsubayı idim. Görev yaptığım süre içerisinde sadece enstrümanımı icra ettim, besteler yaptım. Alanımda yüksek lisans ve doktora derecelerine sahibim. 15 Temmuz darbe gecesinde Elazığ'da 8. Kolordu Komutanlığı'nda kışla nizamiye nöbetçi astsubayı idim. Elazığ'da o gece yaprak bile kımıldamadı, en ufak bir teşebbüs olmadı.
Sonrasında TSK'dan ihraç edildim ve 24 Temmuz günü tutuklandım.
Tutuklanma gerekçesi olarak Elazığ Orduevi'nde ele geçirilen, üzerinde herhangi bir başlık veya imza bulunmayan 43 kişilik bir isim listesi gösterildi. Listedeki 38 kişi ağırlıklı olarak bando, bakım, ikmal gibi yardımcı sınıf personelden oluşmaktadır.
Listede benimle birlikte 7 bandocu var!
Mahkemeye çıkarıldığımızda hakim sordu:
“Darbeyi davulun tokmağı ile mi yapacaktınız?”
Yani hakimin kendisi bile durumun komikliğinin farkında idi ama bizleri tutuklamaktan geri durmadı.
* * *
Adı geçen liste dışında hakkımızda somut hiçbir delil, kamera kaydı, telefon kaydı vesaire suçlama yoktur.
Emrinde ne bir asker, ne de silah bulunmayan bir bando astsubayının bir darbe girişiminde bulunabileceğini düşünmek, hakimin de itiraf ettiği gibi akla, mantığa ve hayatın olağan akışına aykırı bir durumdur, mizahidir.
İşin daha da ilginç yanı, o listede adı geçenlerden sadece 19 kişi ihraç edilmiştir. Yani TSK da apayrı bir hukuksuzluğa imza atmıştır…
Sesimize ses verdiğiniz için size teşekkür eder ve saygılar sunarım.”