Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Geçen hafta yoğun müzakerelerde bulunduk, ortak bir pozisyon geliştirmeye çalıştık. Bu pozisyonda insani duyarlılığımız esastır. İkinci hedefimiz; Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerini derinleştirmektir. Üçüncüsü de; bu sorunları çözmeye çalışırken, sorumluluğu ve külfeti paylaşmak. Hep beraber bir çözüm bulmaya çalışıyoruz. Bu, Türkiye'nin bir meselesi değildir, Avrupa Birliği'nin de bir meselesi değildir." dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Çankaya Köşkü'nde AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından Davutoğlu ile Tusk, ortak basın toplantısı düzenledi.
Teröre karşı dayanışma ve taziyelerinden dolayı Tusk'a teşekkür eden Başbakan Davutoğlu, terörün, bütün insanlık için büyük bir tehdit olduğunu söyledi. Davutoğlu, terörün, Avrupa için de bölge halkları için de bir insanlık suçu olmanın ötesinde doğrudan varoluşsal bir sorun haline geldiğini vurguladı.
"TERÖR, AYRIM YAPMAKSIZIN BÜTÜN İNSANLARI HEDEF ALIYOR"
Davutoğlu, "Ankara'da son 5 ayda gerçekleşen bu saldırılar, aslında terörün hiçbir şekilde ırk, etnisite, sosyal köken, siyasi görüş ayrımı yapmaksızın bütün insanları hedef aldığını ortaya koydu. Terörün saldırısı doğrudan insanlığa ve insanlığın temsil ettiği bütün değerleredir." ifadelerini kullandı.
Türkiye ve AB'nin terör konusunda ortak bir tavrı benimsediğini dile getiren Davutoğlu, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk'un teröre karşı yaptığı dayanışma vurgusuna ve taziyelerini iletmesine teşekkür etti. Başbakan Davutoğlu, "Sayın Merkel, Sayın Kamerun, Sayın Çipras ve diğer birçok lider, arayarak ve mesaj göndererek taziyelerini iletmişlerdi. Avrupa kıtamızı terörün saldırılarına karşı korumak konusunda birlikte hareket etme zorunluluğumuz var, bütün insanlığın büyük bir sınavıdır bu." diye konuştu.
"MÜLTECİLER SORUNU, TÜRKİYE İLE AVRUPA BİRLİĞİ'NİN NASIL BİR ORTAK KADER PAYLAŞTIĞINI BİR KEZ DAHA SERGİLEMİŞ OLDU"
Başbakan Davutoğlu, Tusk'un ziyaretinin ikinci boyutunun, 18 Mart'ta gerçekleşecek olan Avrupa Birliği zirvesi ve Türkiye Avrupa Birliği görüşmeleri öncesinde istişarelerde bulunmak olduğunu aktardı. 29 Kasım'dan bu yana birçok zirvede Türkiye ile Avrupa Birliği'nin bir araya geldiğini dile getiren Davutoğlu, "Bu sadece mülteciler sorununa cevap bulma arayışından kaynaklanmadı. Mülteciler sorunu, Türkiye ile Avrupa Birliği'nin nasıl bir ortak kader paylaştığını herkesin önünde bir kez daha sergilemiş oldu. Bu ortak kaderi paylaşırken, sorunları ve çözüm yollarını birlikte şekillendirmek, sorunlara birlikte cevap oluşturmak temel ilkemiz. Bütün görüşmelerde hem insani konu olan mülteciler sorununa bir cevap bulmaya çalışıyoruz, hem de Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerinin taşıdığı stratejik öneme de atıfla yeni bir ivmeyle bu ilişkileri geleceğe taşımak istiyoruz." şeklinde konuştu.
Brüksel zirvesinde Avrupa Birliği ülkelerine bir teklifte bulunduğunu anlatan Davutoğlu, "Bu teklifin esası, insani boyutudur. Türkiye'den giden illegal göçleri engellemek ve mümkün olduğu kadar Türkiye'yi transit ülke olarak kullanılmasını ortadan kaldırmaktı bu teklifin hedefi. Geçen hafta yoğun müzakerelerde bulunduk, ortak bir pozisyon geliştirmeye çalıştık. Bu pozisyonda insani duyarlılığımız esastır. İkinci hedefimiz; Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerini derinleştirmektir. Üçüncüsü de; bu sorunları çözmeye çalışırken, sorumluluğu ve külfeti paylaşmak. Hep beraber bir çözüm bulmaya çalışıyoruz. Bu, Türkiye'nin bir meselesi değildir, Avrupa Birliği'nin de bir meselesi değildir." ifadelerini kullandı.
"Suriye krizini biz çıkarmadık, Suriye krizindeki insani trajedinin engellenmesi ve azaltılması için en büyük çabayı da Türkiye gösterdi, gösteriyor ve gösterecek." diyen Davutoğlu, dün, Suriye Müzakere Heyeti Üst Kurulu'nun Başkanı Riyad Hicab'ı ağırladığını hatırlattı. Davutoğlu, Hicab'a, Suriye halkının yanında olduklarını ve hangi şartta olursa olsun Suriye halkını yalnız bırakmayacaklarını ifade ettiğini belirtti.
"GERİ KABUL ANLAŞMASIYLA BİRLİKTE VİZE MUAFİYETİNİN DE DEVREYE GİRMESİNİ İSTİYORUZ"
Mülteciler konusunda bir çalışma içinde olduklarını belirten Davutoğlu, şunları söyledi: "Türkiye'ye yasadışı göçle gelen her bir yeni mülteci için Türkiye'den bir mültecinin Avrupa'ya gitmesi ve böylece düzenli bir göçün önünün açılması… İşin temel felsefesi budur. Bunun için teknik birçok çalışmanın yürütülmesi lazım. Ekibimiz, bu çalışmaları yürütüyor. Ayrıca Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerinin derinleştirilmesi için de özellikle vize muafiyetinin haziran ayına alınması için birlikte çalışma kararlılığı sergilemiştik. Çünkü Geri Kabul Anlaşmasıyla birlikte vize muafiyetinin de devreye girmesini istiyoruz. Bugün ilgili bakan arkadaşlarla da bir toplantı gerçekleştirdik ve Meclis'te bu sürecin hızlanması için ilgili kanunların geçişi bağlamında kanunları derhal Meclis'e sevk edeceğiz. Ümit ederiz mayıs ayına kadar bunları tamamlarız. Burada muhalefete bir kez daha çağrıda bulunuyorum, bütün vatandaşlarımızın talepleri doğrultusunda hareket etmeleri yönünde. Daha sonra da tabi Avrupa Birliği, gerekli adımları atacak. Ayrıca 3 milyar Euro olarak deklare edilen, daha sonra 6 milyar euroya çıkartılması planlanan maddi külfet paylaşımı konusunda da Türkiye'nin pozisyonu açıktır. Biz hiçbir zaman para pazarlığı yapmadık, bu meseleyi hiçbir zaman maddi bir mesel olarak görmedik. Bu mesele insani bir meseledir. Ancak; Türkiye'nin yüklendiği bu ağır sorumluluğu paylaşma da ahlaki açıdan bütün ülkelerin üzerindedir. Bunu da dile getirmek bizim en doğal tepkimiz, tavrımız ve hakkımızdır."
Cihan CİHAN