Davutoğlu: Şah Fırat operasyonu için hiçbir yerden izin almayız,destek istemeyiz

ANKARA (CİHAN)- Başbakan Ahmet Davutoğlu, Şah Fırat operasyonuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Suriye toprakları içinde aziz bayrağımız ebediyete kadar Süleyman Şah'ın kutsal mekanında dalgalanmaya devam edeceğini belirten Davuutoğlu, "Bu 1921'de Caber kalesiydi, 1939'da Caber kalesinin içinde bir değişiklikti, 1975'te şimdiki Karakozak köyüydü düne kadar şimdi de Eşme'dir. Ama ebediyete kadar bu hakkımız korunacaktır. Hiçbir şekilde Türkiye'nin sahip olduğu hakları herhangi bir tarzla ihlal edilmeyecektir, edilmesine izin verilmeyecektir. Şah Fırat operasyonu Ankara'da Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin direktifleriyle ve sayın Cumhurbaşkanımızın onayıyla uygulamaya geçmiştir. Böyle bir operasyon için uluslararası hukukumuzu insanımızı ve tarihi mirasımızı koruma yönünde böylesi bir operasyon için hiçbir yerden izin almayız, hiçbir yerden yardım ve destek istemeyiz." diye konuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti genel merkezinde partisinin İl, İl Teşkilat, İl Seçim İşleri ve İl Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanları Eğitim Toplantısı'na katıldı.

Bu hafta sonu Cumartesi'yi Pazar'a bağlayan gece, bir taraftan Meclis'te muhalefetin Meclis adabına yakışmayan son derece edebe mugayir bir tavırla Meclis'i terör ortamına çevirmeye çalıştığını belirten Davutoğlu, "Bizler Genelkurmay Karargahında 9 saat süren bir operasyonla, hem tarihi mirasımıza, hem insanımıza, hem de uluslararası haklarımıza ve hukukumuza sahip çıkma mücadelesi veriyorduk. Ben bir kez daha Şah Fırat Operasyonu'nu büyük bir başarı ile gerçekleştiren Türk Silahlı Kuvvetleri'ne, onlara lojistik destek istihbarat desteği sağlayan MİT'e, bütün güvenlik birimlerimize teşekkür ediyor, milletim adına bu operasyona katkıda bulunan bütün vatandaşlarımızı görevlilerimizi alınlarından öpüyorum." diye konuştu.

Dün hayretler içinde muhalefetin Şah Fırat operasyonu hakkındaki kanaatlerini herkesin takip ettiğini anlatan Davutoğlu, "Öyle anlar öyle tarihi dönemeçler vardır ki milletler liderler hareketler imtihan edilirler. O tarihi dönemeçlerde alınan tavır daha sonra insanların ya tarihe onurla kaydettikleri izler olurlar, ya da hayat boyu ve hareketlerle hareketleri boyunca taşıdıkları kara lekeler olurlar. Bizim için cumartesiyi pazara bağlayan gece bir onur gecesiydi. Ama Pazar günü muhalefetin bu konuda yaptığı yorumlar onlar açısından tarihe kara leke olarak geçecek niteliktedir. Son derece titiz bir operasyonla haftalardır süren hazırlıklar neticesinde muhkem mahpus tutulan bir tarihte düğmeye basılması ile gerçekten kudretli bir devletin yürüyen temsilcileri olan Silahlı kuvvetlerimizin Suriye sınırlarından içeriye girmesi ile başlayan operasyon ile sabaha kadar tarihimizde yeni bir şanlı sayfa açarken maalesef muhalefet bunu takdir etmek yerine, yine Türkiye'nin yükselişinden rahatsız olan bazı dış aktörler ve Suriye rejimiyle birlikte aynı dili kullanma cihetine gittiler. Biz bu operasyonla üç ana hususu korumayı ve bu üç ilkesel konuda açık ve net bir tutumla Türkiye Cumhuriyeti'nin kudretini dünyaya göstermeyi hedeflemiştik. Bir insanımıza sahip çıkmak." şeklinde konuştu.

Uluslararası hukukumuzu korumak üzere, cumartesiyi pazara bağlayan gece tek ayaklı bir operasyon yapmadıklarını anlatan Davutoğlu, "İki ayaklı bir operasyon yaptık. Mehmetçik Mürşitpınar'dan Süleyman Şah Saygı Karakolu'na yürürken, oradaki emanetleri ve askerlerimizi almak üzere 57 zırhlı araç, 40 tank toplam yüz araç ile ve 572 personelle yürürken ikinci bir kol Suriye'ye Eşme'den girdi ve Suriye tarafında yine bu topraktan daha büyük ölçekte bir toprağı kontrol altına alarak gece 21:02'de bayrağımızı o topraklara dikti. Üçüncü husus yani tarihi mirasa sahip çıkmak dışında uluslararası hukukumuzu korumak ve vatan toprağının tesciliyeti anlamında da iki operasyonu aynı anda yapılarak, daha önce zaten taşınmış olan bu vatan toprağını bu kez Suriye'nin Eşme köyü civarında bir tepeye intikal ettirdik. 21:02 itibariyle Suriye topraklarında iki ayrı bölgede iki ayrı bayrak iki ayrı Türk Bayrağı aziz bayrağımız dalgalanmaya başlamıştır." dedi.

"Şu açık bir şekilde bilinmelidir; nerede bizim mirasımızı temsil eden tek bir taş parçası olsa dahi onlara sahip çıkmak bizim boynumuzun borcudur." diyen Davutoğlu şunları söyledi: "Buna da sahip çıktık, çıkmaya devam edeceğiz. Ama gelin görün ki Osmanlıca'ya yabancı dil muamelesi yapan CHP, bir anda Osmanlı'nın ecdadı adına konuşmaya kalkıyor. O senin haddin değil Kılıçdaroğlu, o mirasa sahip çıkmak bizim gücümüz, bizim haddimiz. Öbür tarafta iktidar olduğu döneminde Orhun Anıtları'na sahip çıkmayan Sayın Bahçeli, ecdat toprağının terkinden bahsediyor. Biz hiç bir toprağı terk etmedik. Daha da tahkim edilmiş bir şekilde, Suriye toprakları içinde aziz bayrağımız ebediyete kadar Süleyman Şah'ın kutsal mekanında dalgalanmaya devam edecektir. Bu 1921'de Caber Kalesi'ydi, 1939'da Caber Kalesinin içinde bir değişiklikti, 1975'te şimdiki Karakozak köyüydü düne kadar şimdi de Eşme'dir. Ama ebediyete kadar bu hakkımız korunacaktır. Hiçbir şekilde Türkiye'nin sahip olduğu hakları herhangi bir tarzla ihlal edilmeyecektir, edilmesine izin verilmeyecektir. Askerlerimize güvenlik görevlilerimize yürüttükleri disiplinli çalışma dolayısıyla takdirlerimi ifade ediyorum. Bu başarı milletin bağrından çıkmış Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yurtdışı operasyonu göstermek bakımından kabiliyetini göstermek bakımından da dünyaya örneklik teşkil etmiştir. Birçok spekülasyonlar yapıldı. Tekrar burada teyiden söylüyorum, Şah Fırat operasyonu Ankara'da Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin direktifleriyle ve sayın Cumhurbaşkanımızın onayıyla uygulamaya geçmiştir. Böyle bir operasyon için uluslararası hukukumuzu insanımızı ve tarihi mirasımızı koruma yönünde böylesi bir operasyon için hiçbir yerden izin almayız, hiçbir yerden yardım ve destek istemeyiz." dedi.

'HER NE SURETLE OLURSA OLSUN BU KANUN MECLİS'TEN ÇIKACAKTIR'

Kasım ayında İç Güvenlik Kanunun Meclis'e sevk edildiğini hatırlatan Davutoğlu, "O günden bugüne 15 Ekim'den Şubat ayına, 20 Şubat'a kadar sessiz kalanlar. Alternatif hiçbir teklif getirmeyenler bir anda TBMM Genel Kurulu'nu tam bir şiddet ortamına dönüştürmeye çalıştılar. Hadi bu noktada HDP'nin niye gocunduğunu anlıyoruz. Ama HDP'ye destek çerçevesinde MHP ve CHP de bir haftadır TBMM'yi ki gazi Meclis'tir, kurucu Meclis'tir, vakarın adabın edebin hakim olması gereken hakim olan bir Meclis'tir. Her türlü tahrikle bu Meclis ortamını kirletmeye çalıştılar. Meclis'in iç tüzüğüne aykırı engellemeler, engellemelerin ötesine giden şiddet uygulamaya yöneldiler. Bu kanunu biz genel kurulda iki kez erteledik. Hep çağrıda bulunduk. Dedik ki eğer buralarda herhangi bir şekilde bu kanunda AB standartlarına evrensel demokrasiye aykırı bir husus varsa bize bildirin. Her türlü konuyu istişare etmeye hazırız. Her türlü maddeyi tekrar görüşmeye hazırız. Ama şunu diyorsanız, bu kanunu geri çekin ve tam seçime giderken 6-7 Ekim olaylarında olduğu gibi bir takım vandallar teröristler ve şiddet yanlıları sokaklara egemen olsun onlara bu hakkı verelim diyorsanız işte biz bunu yapmayacağız. Onuda bir kez daha buradan söylüyorum. Her ne suretle olursa olsun özgürlüklerin korunması ve Türkiye'de güvenlik şartlarının sağlanması amacıyla bu kanun Meclis'ten çıkacaktır. Her ne suretle olursa olsun çıkacaktır. Ama bir teklifiniz varsa görüşmeye hazırız." açıklamasında bulundu. CİHAN
23 Şubat 2015 13:14
DİĞER HABERLER