Sezai Temelli, "AİHM'in kararı sonrasında Selahattin Demirtaş'ın tahliyesi bekleniyordu ve hala bekliyoruz. Neden tahliye edilmediğine dair hiçbir açıklama yok" dedi.
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Temelli, istinaf mahkemesinin suç işlediğini belirterek, “Siyasallaşmış yargı hala kulağının üstüne yatmaya devam ediyor. Oysa AİHM kararı kesindir. Nettir ve Selahattin Demirtaş ile bu davadan yargılanan bütün arkadaşlarımız hemen bırakılması gerekiyor. Şu anda AİHM’in kararını uygulamayarak İstinaf Mahkemesi, açık söyleyelim, suç işliyor” dedi.
Temelli, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşmeleri devam eden bakanlıkların 2026 yılı bütçelerine yönelik şunları söyledi:
“Meclis her geçen gün sadece ve sadece çoğunluğun yani iktidarın gündemiyle kendisini sınırlıyor. Yani toplumun, halkın gündemi bir türlü Meclis’e yansımıyor. Vakıflar Kanunu’ndan hemen sonra bir torba yasa yine geliyor. 40 maddeden oluşan vergi düzenlemelerini içeren bir yasa Meclis’in gündeminde. Şimdi bildiğiniz gibi şu anda bütçe görüşülmekte, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda. Orada da hep dile getirdiğimiz gibi aslında bu bütçede tıpkı diğer yasalarda olduğu gibi Bütçe Kanunu da yine toplumdan, halktan uzak. Tam tersine bir de halkın bütçe hakkını gasp eden bir bütçe anlayışı var. Dolayısıyla dönüp baktığımızda, tam da Plan ve Bütçe’de bütçe görüşülürken bir Vergi Kanunu Genel Kurul’a geliyor. Bu Vergi Kanunu’na baktığınızda neyi görüyorsunuz? Mevcut vergi adaletsizliğini, toplumdaki vergi adaletsizliğini, vergi mevzuatındaki vergi adaletsizliğini derinleştiren bir anlayış burada da söz konusu. Yani vergideki adaletsizliği ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeler bu kanun teklifinin içinde yok. Tam tersine, vergiyi tabana yayıyor. Yani halkın üzerine, emekçinin üzerine, yoksulun üzerine yeni yükler getiriyor.”
‘SAVCILAR, SEÇİLMİŞ SİYASETÇİLERİ HEDEF HALİNE GETİRİYOR’“Türkiye’deki savcıların en temel meselesi siyaset. Savcılar, toplumun aslında güvenliği, toplumun bu kirliliğe karşı korunması anlamında inisiyatif almak yerine seçilmiş siyasetçileri hedef haline getiriyorlar” diyen Temelli, şöyle konuştu:
“İşte en son açıklanan iddianamede de gördünüz. Yarın grup toplantımızda eş genel başkanımız Tuncer Bakırhan bu konuda kamuoyuna önemli açıklamalarda bulunacak. Ekonomide adalet yok. Çünkü toplumda adalet yok. Toplumda adalet yoksa ekonomide de olmuyor. Ekonomide olmayınca toplumda da olmuyor.
Türkiye’nin en önemli sıkıntılarından biri, hiç kuşkusuz adalet konusu. Yargı paketlerini hala bekliyoruz. Dolayısıyla İnfaz Kanunu’nda ne olacak? Covid ile ilgili düzenlemeler ne olacak? Cezaevlerinin durumu ne olacak? Halk bunu bekliyor, fakat yargı paketleri Meclis’e hala gelmiş değil. Gelse de, nasıl geleceği üzerine tartışmalara baktığımızda, beklentileri karşılayacak yargı paketi karşımızda yok. Bir an önce halkın, toplumun beklentilerini karşılayacak yargı düzenlemelerine ihtiyacımız var. Türkiye’deki yargı sistemi siyasallaştığı kadar aslında hukuk devleti ve evrensel hukuk normlarından giderek uzaklaşıyor.”
‘İSTİNAF MAHKEMESİ SUÇ İŞLİYOR’“AİHM’in kararı sonrasında sevgili Selahattin Demirtaş’ın tahliyesi beklendi ve hala bekliyoruz. Neden tahliye edilmediğine dair hiçbir açıklama yok” diyen Temelli, şöyle devam etti:
“Siyasallaşmış yargı hala kulağının üstüne yatmaya devam ediyor. Oysa AİHM kararı kesindir. Nettir ve Selahattin Demirtaş ile bu davadan yargılanan bütün arkadaşlarımız hemen bırakılması gerekiyor. Şu anda AİHM’in kararını uygulamayarak İstinaf Mahkemesi, açık söyleyelim, suç işliyor. Ama yargı öyle bir hale gelmiş ki Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı kararlarda gayet rahat bir şekilde suç işleyebiliyor.
Aynı şeyi nerede görüyoruz? Tayfun Karaman hakkındaki kararda da görüyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin kararı nettir. Anayasada da yazıyor. Fakat uygulamamakta ısrar eden bir mahkeme var. Daha önce Can Atalay’da da bunu gördük. Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamayan, keyfi davranan Anayasa Mahkemesi, efendim, bir üst mahkeme değilmiş. Anayasa Mahkemesi, Anayasa’yı gözeten, kollayan, yaşatan bir mahkemedir. Dolayısıyla sizin anayasaya aykırı yapacağınız bir işte, tabii ki, karşınıza çıkacak bir karar alacaktır. Bir karar almış. Siz bu karara uymadığınız zaman bir üst mahkeme kararına değil, anayasayı ihlal ediyorsunuz. Ona uymuyorsunuz. Mahkeme size bunu söylüyor. Dolayısıyla siz anayasaya aykırı işlem yapamazsınız.”