Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde 1'i bebek, 2'si çocuk 6 kişinin hayatını kaybettiği, 43 kişinin de yaralandığı emniyete yönelik bombalı saldırıyla ilgili konuştu. Demirtaş, "Orada katledilen sivil bebek ve çocuklar için bunu yapanların, çıkıp açıkça kamuoyundan özür dilemesi lazım." dedi.
Diyarbakır Sur'da sokağı çıkma yasağı ve çatışmalardan dolayı haftalardır belediye önünde nöbet tutan doktorları ziyaret eden Demirtaş, önemli açıklamalarda bulundu. Demirtaş, "Çatışma ve savaş ortamları, toplumları kendi içerisinde parçalar. Savaş, sıkılan ilk kurşunla birlikte vicdanları öldürür. Gerçekleri öldürür ve toplum giderek duyarsızlaşma, kamplaşma ve kutuplaşma çerçevesinde birbirine düşman olmaya başlar. Bu savaş, toplumun isteği değil topluma rağmen yürütülüyor. Elbet bir gün bitecek. Bitirilmesine gücümüz yetmiyor, suskun kalmamız gerekmiyor. Bu savaş bittiğinde geride acılarımız kalacak, bir de insanlığımız kalmış olsun. Birbirimizin yüzüne bakmak kalmış olsun. Bizler binlerce yıldır binbir zorluğa rağmen beraber yaşamayı başarmış halklar olarak savaş ve çatışma ortamında insanlığımızı kaybedersek bu savaşın bize kaybettiği değer olacaktır." diye konuştu.
BARIŞ İSTEYEN HERKES DÜŞMAN VE VATAN HAİNİ İLAN EDİLİYOR
Barış seslerinin artırılması gerektiğini anlatan Demirtaş şunları söyledi: "Toplum gerçekten bu savaştan memnunsa hükümet bu savaşı sürdürmekte haklıdır. Fakat bizim kanaatimiz odur ki Karadeniz, Trakya, Ege, Doğu'da da toplumun ekseriyeti bu savaşın bir an önce sonlanması ve sorunların diyalog yoluyla çözülmesi yönünde. Bu sesin bastırılması için her şey yapılıyor. Bir TV programında bir kadın 'çocuklar ölmesin' dediği için kendisi ve sunucu linç edildi. Televizyonlar savaş yayını yapıyor. Durmadan yayın yapıyor, 24 saat. Onlarca gazete ve web sitesi. Hepsi savaş devam etmeli propagandası yapıyor. Peki bir TV programında bir dakika barış mesajı neden bu kadar korkutuyor? Bunun nedeni barış isteği.. Bu bir dakika bütün Türkiye'de barış çığlığı olabilir. Ve derhal en ağır şekilde linç edilerek bir daha kimse 'bebekler ağlamamalı' demeye getirmek istiyorlar. Akademisyenlerin de yaşadığı budur. Barış isteyen herkesi vatan haini terörist düşman kodlayıp bir daha kimsenin böyle bir şeye cesaret edemeyeceği bir linç ortamı oluşturmaya çalışıyorlar."
ÇINAR'DA BUNU YAPANLAR ÇIKIP AÇIKÇA ÖZÜR DİLESİNLER
Çınar'daki bombalı saldırıya değinen Demirtaş, şöyle konuştu: "Canlar arasına ayrım koymadan Çınar'da kaybettiklerimizi de, Sur'da, Cizre'de kaybettiklerimizi de aynı sıcaklıkla bağrımıza basabilmek, barışı cesaretle savunmaktır. Biz Çınar'da katledilen bebeği, sivili, Sur'da Cizre'de katledilen bebekten sivilden ayırabilir miyiz? Biz ayıramayız. Bu ayrımı yapan da kendine insanım diyemez. Aylardır Cizre'de sivil ölümünü bile kabul etmiyor hükümet. Sivil ölümü yoktur diyor. Bunu söyleyen suç işlemiş sayılır. Bu vicdansızlık ortamını kabul edemeyiz. Çınar'da yaşanan saldırı ki kimler tarafından yapıldığını bilmiyoruz. Üstlenen çıkar mı ya da sorumluları devlet tarafından tespit edilir mi bilmiyoruz. Ama orada katledilen sivil bebek ve çocuklar için bunu yapanlar çıkıp açıkça kamuoyundan özür dilemesi lazım. Hükümet bunu yapabilir mi? Cizre'deki ve diğer yerlerdeki bebek çocuk sivil katliamları için yapamaz kabul bile etmiyor. Ama Çınar'da kim yaptıysa, Cizre'de kim yaptıyla, Sur'da, Silopi'de ya da başka yerde özür dilenmesini beklemek halk olarak toplum olarak hepimizin hakkıdır. Bir daha böyle şeylerin yaşanmayacağına dair bir özür beklemek hepimizin hakkıdır."
CİHAN