Demirtaş: Durum hiçkimsenin kontrol edemeyeceği bir noktaya gidiyor

Demirtaş: Durum hiçkimsenin kontrol edemeyeceği bir noktaya gidiyor
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Doğu ve Güneydoğu'da yaşanılanların yansıyandan çok çok vahim olduğunu söyledi. Demirtaş, "Halkın kırılması var. Durum hiç kimsenin kontrol edemeyeceği bir noktaya gidiyor. Öyle asker ve polisle kontrol edecek bir durumda değildir. Kesin ve net söylüyorum. Ortada siyasi bir sorun var ve böyle çözüm bulmak lazım. Her gün daha da kötüye gidiyor. Askerle bu sorun çözülemez." dedi.

HDP Meclis Grup Yönetim Salonu'nda basın toplantısı düzenleyen Selahattin Demirtaş, Rusya gezisi sebebiyle grup toplantısı yapamadığını ifade etti. Geçen yıl Moskova başta olmak üzere birçok ülkede diplomatik görüşmeler yaptıklarını belirten HDP Eş Genel Başkanı, Türkiye-Rus krizi çıkmadan önce görüşme girişimlerinin olduğunu ve tarihin bugüne denk geldiğini kaydetti.

Bazı çevreler tarafından yapılan çiğ yorumları garipsediğini vurgulayan Demirtaş, hiçbir politikalarının Türkiye aleyhine olmadığını ama hükümetin politikalarını da benimsemek zorunda olmadıklarını ifade etti. İktidarın yanlış yaptığını söylediklerini ve eleştirdiklerini anlatan HDP Eş Genel Başkanı, şunları kaydetti: "Sorunların çözümü konusunda elimizde küçük imkan varsa bunu Türkiye halkları için değerlendirmek istiyoruz."

Rusya ile yaşanan kriz sebebiyle sayıları 10 binleri bulan bir mağdur kesimin olduğuna dikkat çeken Selahattin Demirtaş, hükümetin bunla ilgili hiçbir şey yapmadığını belirterek bu sıkıntıları Rusya Dışişleri Bakanı ile de tartışmak istediklerini söyledi.

Rusya ziyaretiyle ilgili dün Dışişleri Bakanlığı ile görüşüldüğünü dile getiren Demirtaş, Rusya gezisiyle ilgili bir görüş almak istediklerini ifade etti. Bu çalışmaların herkesin lehine ve yararına olacağının altını çizen Demirtaş, hükümetin Türkiye'nin tüm kredisini tüketen bir dış politika yürüttüğünü vurguladı. Rusya ziyareti sonrası istenmesi halinde görüşmeler konusunda Parlamento'ya ve hükümete bilgi verebileceklerini belirten HDP Eş Genel Başkanı, şuan Türkiye'de sokağa çıkma yasakları, ağır insan hakları ihlalleri, çatışmalar, ağır tahribatlar, göçler olduğunun altını çizdi. Sokağa çıkma yasağı ilan edilmemiş yerlerde bile ilan edilmemiş sıkıyönetim uygulamaları olduğunu anlatan Selahattin Demirtaş, bu ana gündem üzerinde söz söyleyip çözüm üretmeden Türkiye'nin ilerleme şansı kalmadığını belirtti.

Hükümetin ana sorunu anlamadan bir cehalet örneği sergilediğini dile getiren Demirtaş, hendeklere yönelik açıklamaları hatırlatarak, "Bütün Kürt sorununu görmezden gelen bir saflık içinde davranıyorlar. Bazen inanmakta zorlanıyoruz. Yaşadığımız acıdan sonra, görüşme, diyalogdan sonra hükümetin geldiği acınası duruma şaşırıyoruz. Kürt sorunu çözüldü bizim haberimiz mi yok? Bu sorunu nasıl hendek sorunu olarak görebilirsiniz." diye konuştu.

1980'lerden bugünlere gelindiğini hatırlatan Demirtaş, "Bugüne kadar devleti yönetenlerin kafası hiç mi değişmez?" diye sordu. "120 bin-130 bin nüfuslu ilçeler, aylardır büyük bir askeri abluka altında ve bunu bir başarı öyküsü olarak anlatmaya çalışıyorlar. Ortada büyük bir fiyasko vardır." diyen HDP Eş Genel Başkanı, Suriye'de halka yönelik yapılanları eleştiren Cumhurbaşkanı'nın bugün kendi ülkesinde aynısını yaptığını ifade etti.

Sokağa çıkanların keskin nişancı ateşiyle öldürüldüğünü iddia eden HDP Eş Genel Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Cizre, Silopi, Nusaybin, Sur'da gerçekten mesele 10-20 PKK'lı meselesi olsaydı; aylardır bu kadar operasyonla çözülmez miydi? Halk öz yönetimin arkasında olduğu için hedef haline konmuştur. 3-5 PKK meselesi yok. Topluluğun bir hak talebi var. Hendek ondan sonra kazılmıştır. 'Hendek çıktı sonra operasyon başladı' kimse demesin. Bu güvenlikçi politikalar, bir buçuk yıl önce verilmiş kararlardır. Başbakan bunu zaten kendi söyledi."

Özellikle HDP'nin Kürt tabanının kırılmaya çalışıldığını savunan Selahattin Demirtaş, "Biat edilmesi isteniyor; AKP'ye teslim olsun istiyorlar." değerlendirmesinde bulundu. 7 Haziran'dan sonra açık bir darbe yapıldığını ve kimsenin de direnemediğini vurgulayan Demirtaş, Güneydoğu'da yaşanılanların darbeye karşı bir direniş olduğunu ileri sürdü.

7 Haziran seçim sonuçları tanınmadığını darbe yapıldığını ileri süren HDP Eş Genel Başkanı, güvenlik politikalarından bugün vazgeçerlerse toplumun tümünün barıştan, müzakereden yana olduğunu açıkladı.

Demirtaş, kendilerinin sürekli barış çağrısı yaptıklarını hatırlatarak "Bu tutarsızlığa, bu ahlaksızlığa Türkiye toplumu dikkat etsin. Bu iki yüzlülüğü kabul etmiyoruz." dedi.

Saraybosna'daki halkın direniş örneğini de veren Selahattin Demirtaş, aynı şeyi bugün Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kendi ülkesinde yapıyor olduğunu iddia etti. Öz yönetim-özerkliğin konuşulup tartışılması gerektiğini dile getiren Demirtaş, bu talebi olanların dinlenmesiyle bir şey kaybedilmeyeceğini ifade etti.

"Öz yönetim diktatörlüğe karşı bir yönetimdir. O yüzden kabul etmiyorlar." diyen HDP Eş Genel Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Cizre halkı, öz yönetim değil diktatörlük, başkanlık ilan etselerdi oraya heyetler gönderirlerdi. Tek adam sistemini boşa çıkaran şey."

Tankla, topa direnen halkın yanında olduklarını vurgulayan Selahattin Demirtaş, kimsenin kendilerini 'terörist, terör işbirlikçisi' ilan etmesinin haddi olmadığını vurguladı.

Başbakan Davutoğlu'ndan Cumhuriyet'in gazetesinin bugünkü "IŞİD'le sınırda askerin kirli ilişkileri" manşetini açıklamasını isteyen Demirtaş, "Çık da Cumhuriyet'in manşetini açıkla. Teröre destek veren konumunda olan hükümet sensin. Bütün dünya böyle görüyor. Bizim verilmeyecek hesabımız yoktur." diye konuştu.

Doğu ve Güneydoğu'da yaşanılanların yansıyandan çok çok vahim olduğunun altını çizen HDP Eş Genel Başkanı, "Halkın kırılması var. Durum hiç kimsenin kontrol edemeyeceği bir noktaya gidiyor. Öyle asker ve polisle kontrol edecek bir durumda değildir. Kesin ve net söylüyorum. Ortada siyasi bir sorun var ve böyle çözüm bulmak lazım. Her gün daha da kötüye gidiyor. Askerle bu sorun çözülemez." dedi.

Cenazelerin gömülmesine dahi izin verilmediğini belirten Selahattin Demirtaş, savaşın bedelini Cizre değil herkesin ödediğine dikkat çekti. Bugün çok daha ağır bir tablo ile karşı karşıya olunduğunu dile getiren Demirtaş, hükümetin bu çılgınlıktan vazgeçmesini istedi.

Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Demirtaş, özerklik-öz yönetim sorusuna verilmiş net cevapların parti programında olduğunu ifade etti. Bir soru üzerine HDP Eş Genel Başkanı, "Duygu kırılması sadece doğu-batı arasında değil; çok daha derin kamplaşmalar var. Biz bu devletin çatısı altında nasıl yaşayacağız? Türkiye'nin batısı tüm bunları onaylarken; nasıl birlikte yaşayacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Okula, camilere yapılan saldırıların hiçbirini tasvip etmediklerini vurgulayan Demirtaş, "Annesinin karnında öldürülen bebek, bu bedeli ödemek zorunda mıdır?" diye sordu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Moskova ziyaretiyle ilgili söylediği "Neden hava sahamızı ihlal ettikleri için kriz yaşadığımız bir ülkeye tam da bu zamanda gidiyor?" sözlerini de eleştiren Selahattin Demirtaş, şunları ifade etti: "Cehaletin daniskası. Geçen yılda gittik haberi yok. Dışişleri Bakanlığı yapmış; bugün başbakan olan kişi bunu söylüyor. Geçen yıl Moskova'da, Dışişleri Bakan Yardımcısıyla görüştük. Kamuoyuna bilgi verdik. Böyle bir dil kullanan başbakan, ülkenin hiçbir sorununu çözemez. Bütün diktatör sevdalıları böyle saldırdılar, parmağını salladılar ama halk haklıysa yapacak birşey yok."

Davutoğlu'nun HDP'li milletvekillerinin hesabını Mecliste göreceklerine ilişkin açıklamasının hatırlatılması üzerine de Demirtaş, "Önce hesap verecek; niye IŞİD'i destekledi, silah, para gönderdi? Bunların hesabını verecek. Sonra bizden hesap soruyorsa sorsun. Hesabını veremeyeceğimiz hiçbir hesabımız yok ama hesap vermeye hazır olacaklar." diye konuştu.

Öte yandan neden yemin etmediğine ilişkin bir soruya da Selahattin Demirtaş, "Bir türlü denk getiremedim. Bugün edecektik ancak Moskova ziyareti var. Cuma günü Meclisin çalışması yönünde bir karar olursa o zaman ederiz; yoksa haftaya." karşılığını verdi.
CİHAN
22 Aralık 2015 14:28
DİĞER HABERLER