"Demokrasi ihraç etmeye kalkarsak onlar da bize terörist ihraç eder"

Eski Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, "Bizim işimiz rejim ihraç etmek değildir. Kaldı ki demokrasi ihraç etmek hiç değildir. Ben eğer tutar da kendim zaten zor bağlıyorum pantolonumu. 10 bin dolar gelirle gider de başka ülkelere demokrasi ihraç etmeye kalkarsam, onlar da bize kalkar terörist ihraç eder." dedi.

Tüzmen, kişi başına gelirdeki hesaplamayı da eleştirerek, "Kişi başına 10 bin dolar gelir seviyesiyle olmaz bu iş. Ben size söyleyeyim. 9 bin dolara düştü şimdi, dolar artışı nedeniyle. Şimdi diyorlar ki alım gücü paritesi. Ben senelerce Devlet Planlama Teşkilatı'nda çalıştım. Alım gücü pariteleriyle hesap yapılamaz. Olmaz. Neyse o? 2002'deki rakamları güç pariteleriyle mi yaptın? 2003, 2004, 2005'te. Bugün aynı şekilde devam edeceksin." ifadelerini kullandı.

"BİZ MAL İHRAÇ EDİYORDUK, ŞİMDİ SİYASET"

Tüzmen, Kocaeli Sanayi Odası Meclis Toplantısı'na katıldı. Tüzmen, burada yaptığı konuşmada, isim vermeden hükümeti eleştirdi. "Lafı eveleyip gevelemiyorum. Neyse onu söylüyorum." diyen Tüzmen, şöyle devam etti: "Ticaret yapacağız. Biz o zaman model anlatıyorduk. Şimdi çıkan arkadaşlar siyaset anlatıyor. Sene 2009, biz ticaret bahsediyorduk. Sene 2015. Biz siyasetten bahsediyoruz sadece. Ticaretin önüne siyaset geçti. Aynı şekilde dış politikada da ben bunu görüyorum. Bizim işimiz sizlerle beraber mal ihraç etmektir, hizmet ihraç etmektir. Bizim işimiz rejim ihraç etmek değildir. Kaldı ki demokrasi ihraç etmek hiç değildir. Ben eğer tutar da kendim zaten zor bağlıyorum pantolonumu. 10 bin dolar gelirle gider de başka ülkelere demokrasi ihraç etmeye kalkarsam, onlar da bize kalkar terörist ihraç eder. Bu budur. Şimdi bizim eskiden ne farkımız vardı. Hiçbir zaman kullandığımız dilde biz karşı taraflara 'ya siz biz, size şöyle yapacağız, böyle yapacağız, ülkenizin rejimini biraz düzeltmek lazım.' Biz bunu yapmadık. Sizi aldık mal ihraç ettik, hizmet ihraç ettik. Biz en güzel bina yaparız, otomotiv ürününü üretiriz. Biz en güzel otomobil farı yaparız. En kalitelisini üretiriz. Bizim anlatmaya çalıştığımız bunlardı. En iyi yetişmiş mühendisler bizdedir. Biz siyasete girmedik. Ben biliyorsunuz devlet başkanlarıyla çok samimi oldum. Putin'den Esad'ına kadar, diğer etraftaki molla rejimi, İran rejimi falanıyla ilgilenmedik ki. Biz gittik onlara sadece mal ihraç ettik, hizmet ihraç ettik. Samimi olarak gönlümüzü açtık. En başarılı olduğumuz konu buydu. O ihracat artışları buradan geldi, kura rağmen geldi. Bugün ki gibi 3 liralık bir kur olsaydı, bir dolar 3 lira. 200, 250 milyar dolar ihracatı bugün karşılardık hep beraber. Biz o zaman bağırıp çağırıyorduk. Kuru biraz düzeltin. İhracatçı biraz rahat etsin. Bugün şimdi tamamen artan dolardan şikayet eder hale geldik. Artan değeri Türk lirasından şikayet ediyoruz. Aradaki fark bu. Ben bir model uygulamaya çalışmıştım."

"SERMAYENİN DÜZGÜN OLANI GELSİN"

Tüzmen, sermayenin geliş şeklini eleştirerek, "Sermayenin düzgün yoldan geleni. Gelip içeriyi yağlayıp ondan sonra canı sıkıldığı zaman hop diye çıkacak bir sermaye çıkışı değil. Portföy yatırımı değil. Sanayiye dönük yatırımı. Gel, yeni bir şey getir. Onun içerisinde yer alırsan o zaman bu ülkeye sermaye girişine izin var. Yoksa böyle parayı cebine koysun. Apartmanları, gemileri alsın. Biz de burada güzel sıcak para girişi var diye sevinelim. Ekonominin çarkları dönüyor. Öyle değil. Arkasına bakmak lazım. Sermaye ve iş gücü bileşenlerini iyi ayarlamak gerekir. Bizim esas işimiz rekabetçilik, inovasyon, verimlilik. Bunlar olmadan rekabet olmaz. Bugün geldiğimiz noktada rekabet edebilme yeteneğimizde eksiklikler görüyoruz. Eskiden bu devam ediyor, iyiydi. Nedir? Biz ne yapıyorduk. Standartları daha yükseğe getirmeye çalışıyorduk." ifadelerini kullandı.

"KİŞİ BAŞINA GELİR, ALIM GÜCÜ PARİTERLERİYLE HESAPLANMAZ, NEYSE O"

Kişi başına gelirin hesaplanma şekline tepki gösteren Tüzmen, şunları aktardı: "Dış talep iyi değil. Dış talebi yaratan nedir? Dış politikadır. Sizin ciddi bir şekilde ilişkilerinizdir. Dışarıda bazı sıkıntılar vardır ama siz etrafınızdaki bütün komşu, çevre ülkelerle iyi haldeyken şimdi bakıyorum sıkıntılı hale geliyor. Bunu oturup irdelemek gerekiyor. Sebebi ne olursa olsun. Kimse bundan gücenmeyecek. Biz siyaset konuşmamalıyız. Siyaset konuşacak seviyede değili. Kişi başına 10 bin dolar gelir seviyesiyle olmaz bu iş. Ben size söyleyeyim. 9 bin dolara düştü şimdi. Dolar artışı nedeniyle. Şimdi diyorlar ki alım gücü paritesi. Ben senelerce Devlet Planlama Teşkilatı'nda çalıştım. Alım gücü pariterleriyle hesap yapamaz. Olmaz. Neyse o. 2002'deki rakamları güç pariterleriyle mi yaptın? 2003, 2004, 2005'te. Bugün aynı şekilde devam edeceksin. Bugün yapacağın şudur. Bunu millet çünkü makyaj olarak algılamaz, estetik olarak bakar. Estetik değişiklik olarak bakar. Dış politikayı tekrar düzeltmeye çalışmamız lazım ne kadar sıkıntılı olursa olsun. Avrupa'nın sıkıntı çektiği dönemlerde bizim komşu ve çevre ülkelerde sıfır sorun demeye çalışıyoruz madem onun gereğini yapmamız lazım. Bu işin aslı biz 2002'de komşu ve çevre ülkeler stratejisi dedik. Politik cümle yok. Bütün komşu ülkelerle ticaretimizi artıracağız. Amacımız buydu. Geldiğimiz noktada üretim faktörlerini itmemiz lazım."

"ESKİ KADROLARIN YERİNDE YELLER ESİYOR"

Kadroların tasfiyesine değinen Tüzmen, "O kadro ile başarılar sağlandı. Ama şimdi kadronun yerinde yeller estiği zaman. Sen gittiğin zaman ihracatın iyisinden anlamaz birini bulursan, anlatamazsan teşviğin ne olduğunu, ayırt edemezsen TÜBİTAK'ın içerisinde hangisi Ar-Ge hangisi değil. O zaman olmaz. Dolayısıyla genel bir kalite seviyesinin, bilgi seviyeseinin yükseltilmesi gerekiyor. Ben şuna inanıyorum. Cesaret. Şu anda bir kararsızlık var. Kararsızlık tehlikelidir. Cesaret zafere, korkaklık ölüme götürür. Ben hayatım boyunca böyleydim. Bedelini ödedim. Hiçbir zaman yarın ne olacak diye bir şey olmadı. Bize inanan insanlar arkadan geldi, kimisi, ben de uçuruma atladı." ifadelerini kullandı.

"10 BİN DOLAR GELİRLE OLMAZ, 50-60 BİN DOLAR OLMALI"

"Siyasetçilerimizde eski kalite beceri, kapasite falan filan olmayabilir gibi gözükebilir." diyen Tüzmen, "Ama öyle değil. Herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor ama belki metotta sıkıntı var. Ticareti öne alalım, siyaset arkadan gelir. Bir zamanlar 50, 60 bin dolar kişi başına gelir seviyesine gelince oturur düşünürüz. Şu yanımızdaki ülkeyi bir düzeltmemiz lazım. Yazık insanlar acı çekiyor. Ya da öbür tarafa bakarım. Nedir ya bunlar böyle 100 senedir böyle gidiyor. O zaman vaktin olur. Nasıl şimdi İngiltere'de şöminenin karşısında çay içiyor yaşlılar 5'te. Diyorlar ki şuradaki petrolde bir sıkıntı var. Oraya bir şey yapalım. O o zaman yapılır. Adam orada oturuyor kişi başına 50-60 bin dolar gelir seviyesi. Sen 10 bin dolarla bunu yapamazsın. 10 bin dolarla etnik köken ayrımını çimentolaştıramazsın. Etnik kökeni çimentolaştırmak için kişi başına 25 bin dolarlara gelmemiz gerekiyor. Benim derdim o."dedi.

"KİMİSİ KOPYA DİYOR, ÖBÜRÜ BAŞKA YERDEN GELDİ DİYOR"

Bakan Tüzmen, toplantı sonunda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın kamuflajlı görüntülerini paylaştığı yerli otomobil prototiplerinin içinden Saab tarafından İsveç'te geliştirilip üretilen 9 -3 modeli ile aynı platformda üretilen kardeşi Cadillac BLS'in çıktığı iddiasına ilişkin soruya şu karşılığı verdi: "Bakın, ben de Türkiye'nin spor elektrikli otomobilini yaptım zamanında. Bu iş kolay bir iş değil. O yüzden hangi aşamalardan geçildiğini çok iyi biliyorum. Kolay değildir. Yani her çıkan şeyde eleştirilir. Ama mutlaka arkasında büyük bir emek vardır. Şimdi herkes detayları bilmediği için ortada laflar uçuşuyor. Kimisi şöyle kopya diyor, öbürü başka yerden geldi diyor. Ama emin olun bir otomobil imal etmek çok zor bir iştir. Kolay bir iş değildir. Onun için ben yapanlara başarılar diliyorum. Sizler de izleyin, detayları görün ondan sonra eleştiriyi getirin."

Toplantı sonunda, Kocaeli Sanayi Odası? Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu?, Tüzmen'e hediye takdim etti. CİHAN
14 Ekim 2015 14:32
DİĞER HABERLER