Dev maç için kim ne dedi? - Foto

Dev maç için kim ne dedi? - Foto
Spor yazarları, Trabzonspor'u 1-0 yenen Beşiktaş'ta Teknik Direktör Carlos Carvalhal'in dersine iyi çalıştğı görüşünde.
Beşiktaş zorlu maçlarını geride bırakarak bir avantaj yakaladı. Birlikte oynamayı öğrendiler. Son bir aylık performansları takımla birlikte teknik direktörlerini de büyütüyor. Erman Toroğlu (Hürriyet): Beşiktaş takımında yardımlaşma eskiye göre daha iyi. Trabzonspor'da bazı futbolcular kaçak oynuyor. Serkan hariç, o iki kişilik koştu. Kaliteli bir maç seyredemedik. Bu tip maçlara büyük maç diyoruz; ama oynanan futbol maalesef küçük. Yalnız futbolda şöyle bir gerçek de var; kazanan daima haklıdır. Trabzon'dan 3 puanla dönmek, öyle ya da böyle başarıdır. Mühim olan kazanırken eksikleri görmek ve çarelerine bakmak. Fırat Aydınus iyi bir maç yönetti. Penaltı kararı ve kırmızı kart doğru. Bazı sarı kartlarda cimri davrandı. Bence de doğrusunu yaptı. Maç zaten ağır oynandığı için zorlanmadı. Bir defa da olsa hakemin topla çarpışmaması lazım. Oyunun içinde olmayacaksın, daha doğrusu oyuna müdahale etmeyeceksin, vücudunu oyun alanının dışına atacaksın. Altan Tanrıkulu (Hürriyet): Trabzonspor düne kadar ligin hücumda en organize takımıydı.. Dün ilk kez bir derbi oynadı.. Şampiyonlar Ligi'ndeki üç maçtan sonra dün de kazanamadı.. Burak'ın koşu yoluna atılan topları kesen isim İbrahim oldu ve yıldızlaştı. Fernandes iyiydi. Quaresma gole kadar Türkiye'deki en etkili futbolunu oynadı.. Kaleyi karşısına aldığı anlarda müthiş işler yaptı.. Fırat Aydınus'un işi ikinci yarı zorlaştı.. Penaltı ve kırmızı kart kararı doğruydu.. Trabzon'un faul nedeniyle iptal edilen golü ise geçen hafta Almeida'nın verilmeyen golünü hatırlattı bize.. Ömer Üründül (Sabah): Şenol Güneş ise bu maçın dersini hiç çalışmamış. Şampiyonlar Ligi'ndeki İnter maçının 11'i ile derbinin 11'i farklı olmalıydı. Beşiktaş'ta İsmail'in defansif yönü zayıf. Önünde de Quaresma var. Serkan sağ bekte oynarken, geriden yaptığı zamanlamalı koşularla bu kulvara ofansif etkinlik getiriyor. Örneğin Serkan arkada, Volkan önde dizilişi bu maç için sağ kulvarı hücum girişimlerinin odak noktası haline getirirdi. Halil de kanat oyuncusu olmadığında sol kulvar da çalışmadı. Bu şekilde tam Beşiktaş'ın istediği oldu. Burak, her zaman vurguluyorum, yapısı itibarı ile ilerde son adam rolüne uygun değil. Beşiktaş göbeğinde oynayan Egemen ve Sivok deneyimli ve uyumlular. Bir de İbrahim'i ekleyelim, toplam üç stoper ve bu şartlarda Trabzonspor hücum girişimlerini santrfor özelliği olmayan Burak'ın üstünden gerçekleştirmeye çalıştı. Hiç olmazsa Henrique gibi duvar olacak bir santrfor oynayıp da oralarda yer açabilirdi. Bütün bu yanlışlar da doğal olarak yenilgiyi getirdi. Atilla Gökçe (Milliyet): Carlos Carvalhal'ın aynı anda Ekrem ve Almeida'yı kenara çağırıp Holosko ve Mustafa Pektemek'i oyuna sürmesi Beşiktaş'taki dikey oyuna derinlik kazandırdı... Mustafa Pektemek'in girdiği ilk pozisyonda golü kaçırmasının ardından, takımına penaltı kazandıran çabukluğu ve çevikliği takdire değer. Burada şutun sahibi Hilbert, topu ancak önüne çelebilen Tolga ve gol için fırlayıp gelen Mustafa ile onu kural dışı durdurmaya çalışan Celustka, skor tabelasını birlikte oluşturdular. Fırat Aydınus penaltı ve kırmızı kartta kanımca doğru karar verdi. Quaresma, attığı golün ötesinde hem show, hem de iş yaptı. Yine de bazı tercihleri tartışılır. Her neyse... Güzel maç için teşekkürler... Tebrikler Carlos'a! Turgay Demir (Fotomaç): Bunca pozisyonun yaşandığı bir maçın kaderinin penaltıyla belirlenmesi bence şanssızlık. Daha iyi pozisyonlar gol olarak değerlendirilemedi. Fırat Aydınus'un penaltı kararı doğru, Toraman-Burak pozisyonunda el topa gitmediği için penaltı yok ama Sivok'un kendi kalesine attığı golde de Egemen'e yapılan bir faul de yok. Kral çıplak diyeceksek, o gol temiz. Sonuç: Beşiktaş akıllı oynadı ve zor da olsa bir derbi kazandı. Quaresma'nın gol sonrası tribünleri tahrik etmesi hem gereksiz, hem tehlikeli. Bunları yaparsa, Melo ya da Engin'den ne farkı kalır ki? Sanlı Sarıalioğlu (Yeni Şafak): Fernandes uzun bir süreden sonra sahne aldı. Adamın top tekniği çok iyi ama ukalalık yapıyor. Kaptırdığı toplar Beşiktaş'ın başına çorap örebilirdi. Beşiktaş'taki kahraman bence Quaresma'ydı. Oyunun içinde az gözüktü ama öz işler yaptı. Gole odaklandığı belliydi. Ve hep golle ilgili girişimlerde bulundu. İki kez Tolga'yla karşı karşıya kaldı. Birinde vuruşunu Cech kale çizgisinden çıkarttı. Diğerinde Tolga başarıydı. Quaresma top rakibe geçtiğinde de görevinin bilincindeydi. Beşiktaş çok zor bir virajı akıllı oyunuyla geçmesini bildi. Ve tekrar "ben ligde iddialıyım" mesajını verdi. Trabzonspor'un pasif oyununda hafta içinde İnter ile oynadığı maçta etkili oldu. Ömer Güvenç (Vatan): Beşiktaş'ın defansı başta Egemen ve İsmail olmak kusursuzdu. Egemen, Trabzon'da oynarken de tekmeye kafasını soktu. Terinin son damlasına kadar mücadele etti. Bordo-mavililer Egemen topu her ayağına aldığında onu ıslıkladı.. Bu onlara yakışmadı. Trabzon sadece hücum oynayıp, golü düşünmesine rağmen gol için bir tek Burak'a bel bağlayınca golle buluşamadı. Quaresma'nın golden sonra Trabzon tribünlerine yaptığı hareket son derece çirkindi. Sonradan ise özür dileyerek bir nebze olsun bu kabahatini aldı örttü. Son olarak Fırat Aydınus ve yardımcılarının süper maç yönettiğini söylemeden geçmeyelim. Tayfun Bahadır (Vatan): Şimdi kimse çıkıp da Trabzon adına Fırat Aydınus'u mazeret olarak ortaya çıkarmasın. Son 15 dakikada heyecanlı pozisyonlar ve bunlara bağlı olarak Aydınus'un doğru düdükleri vardı. Penaltıyı tartışmaya gerek bile yok. Ve kırmızı kartı da. Tartışmamız gereken, topun Burak ile Toraman'ın arasında kaldığı andır. Burak topun kendi eline çarptığı bu dakikada penaltı isteyerek hem tribünü farklı yönlendirmiş hem de kendisi ile ilgili fair-play yaklaşımlarını sorgulatmıştır. Hatırlatmakta fayda var yardımcının kaldırdığı bayrak Burak'ın topu elle oynamasıyla ilgilidir. Aydınus'un avantaj oynatması da çok doğrudur. Fatih Doğan (Sabah): Carvalhal'ın planı tuttu. Trabzon orta sahasını hem yordu, hem de oyununu bozdu. Hatta 70. dakikaya kadar sahanın iyilerinden Quaresma ile bulduğu 2 mutlak gol şansını da değerlendiremedi. İlk yarıda Cech ve 2. yarıda Tolga gole izin vermedi. Carvalhal 71'de yönü kontra atağa dönük de olsa galibiyet için hamlesini yaptı. Almeida'nın yerine Holosko'yu, Ekrem'in yerine Mustafa'yı alarak gol bulma yoluna gitti. 76'da Mustafa'nın Celutska tarafından indirilmesinde penaltı kararı doğruydu. Quaresma'nın ayağından gelen gol Carvalhal'ın şanslı gününde olduğunu gösterdi. 80'de Burak'ın İbrahim Toraman'la ikili mücadelesinde arada kalan topta hakem penaltı verebilirdi ama görmemiş olabilir. Ancak Fırat Aydınus ve yardımcısı Serkan Ok asıl hatayı uzatmalarda "Egemen'e faul yapıldı gerekçesiyle" Trabzon'un iptal edilen golünde yaptı. Glowacki'nin indirdiği ve Sivok'un ayağına çarpıp kaleye giden golde Egemen'e faul kararı çok ağırdı. Trabzon'un beraberlik şansı, 1 puanı o pozisyonda hakem kurbanı oldu. Maçı Trabzon oynadı. Beşiktaş galibiyeti iyi oynayarak değil, akıllı oynayarak ve şansıyla aldı. Serdar Bali (Star): Normal şartlarda Beşiktaş bu maçta gol atamazdı. Bu olsa olsa bir penaltı ile olabilirdi. Nitekim Fırat Aydınus'un düdüğü ile verilen penaltı Siyah-Beyazlı ekibe 3 puanı getirdi. Bence bu karar ağır..Hadi doğru diyelim.. Peki iptal gole ne demeli? Glowacki topa çıkarken hafifçe Egemen'e dokunuyor ve devamı golle sonuçlanıyor.. Ancak Aydınus bu pozisyona faul çalıp golü iptal etti.. Bundan sonra bu tip pozisyonların takipçisi olacağım.. Çünkü Süper Lig'de bu tip faullere pek düdük çalınmıyor.. Korner atışlarında oyuncular ceza sahasında deve güreşi yapıyor ama kimse görmüyor.. Bu faulü nasıl görebildiler hayret! Cemal Ersen (Milliyet): Ev sahibi takım ikinci yarıda Quaresma'ya önlem almamanın sıkıntısını yaşamaya başladı. Özellikle sol kanatta buluştuğu toplarda doğrudan kaleyi yoklayan Portekizli oyuncunun sürekli yer değiştirmesi de bordo-mavili savunmada sıkıntı yarattı. İlerleyen dakikalarda Şampiyonlar Ligi maçının yorgunluğu da eklenince, oyundaki dengeler Beşiktaş lehine değişti. Geri dönüşlerde zorlanan Trabzonspor orta sahası ile savunması arasında büyük boşluklar oluştu. Bu tabloyu gören Carvalhal'in akılcı hamleleri Mustafa Pektemek ile Holosko gibi iki etkili forveti oyuna sürmek oldu. Nitekim hemen arkasında yine hızlı bir hücum ve Celustka'nın neden olduğu penaltı golü Beşiktaş'ın istediğini almasına yetti. Buna karşılık Şenol Güneş'in, Adrian değişikliğinden sonra Henrique ve Volkan'ı son beş dakikada sahaya sürmesi doğru, ancak çok geç alınmış kararlardı. Maç boyunca istediği toplarla buluşamayan, sinirli tavırlarıyla dikkat çeken Burak'ın 88. dakikada kaleci ile karşı karşıya kaldığı anda yaptığı ise kalitesine yakışmayacak kadar kötüydü. Burak adına ise düşündürücü! Trabzonspor'un dün akşamki en olumsuz yanı, oyundan düştüğü son on dakikada sinirlerine hakim olamaması ve kontrolünü yitirmesiydi. Bu, Şampiyonlar Ligi organizasyonunda yer alan bir takımın üzerinde kafa yorması gereken ciddi sorun olarak dikkat çekti. İskender Günen (Sabah): Trabzonspor'un dün üç puanı bırakması normal. Aynı oyunculara çok fazla yük bindi. Örneğin Colman sezon başından beri Trabzonspor'un her maçında sahaya çıktı. Trabzonspor'un kadro derinliğini düşündüğümüzde; kenardan gelip oyunun kaderini değiştirebilecek oyuncu sayısının çok az olduğunu görüyoruz. Son söz de Burak'a... Bugünlere gelmende takım arkadaşlarının payını sakın unutma! Bir-iki maçtan beri sahada arkadaşlarına tavırların hiç hoş değil. Unutma ki sen bu takımın bir parçasısın. Eğer kendini takımından üstün görme hastalığına yakalanırsan, sana gerçekten çok yazık olur... Metin Tekin (Sabah): Beşiktaş 11'ini gördüğümde, İbrahim Toraman'lı bir orta saha için soru işaretleri oluştu kafamda. Ancak İbrahim top rakipteyken gösterdiği savunma anlayışı, topa sahip olduğunda ise basit oynaması ile uzun zaman forma giymemesine rağmen hem de farklı bir mevkide, bence dün akşam için kesinlikle işi kotardı. Beşiktaş'ın diğer başarılı bölümü savunma dörtlüsüydü. Belki İsmail zaman zaman aksadı ama Egemen, Sivok ve Hilbert hatasızdılar. İkinci devre ise 60. dakikadan sonra yavaş yavaş yorulan bir Trabzonspor vardı. Bundan sonra gol pozisyonu üreten taraf, oyunu tam eline alamasa da hep Beşiktaş oldu. Zaman zaman da olsa Quaresma'nın etkinliği ve orta saha, belki de savunmacı diyebileceğimiz Ekrem'in yerine Mustafa Pektemek ile Holosko'nun oyuna girişi Carvalhal'in maçı son bölümde koparma düşüncesinin ispatı gibiydi. Bordo-mavililer ise eksilip, geri düştükten sonra bana göre geç kalınmış dakikalarda Volkan ve Henrique'yi oyuna aldı. Ama dediğimiz gibi oyunu tekrar lehine çevirmesi için iş işten geçmişti bence. Şunu da özellikle belirtmek istiyorum Fırat Aydınus için; uzun zamandır olduğu gibi kendine güvenli ve çok iyi bir hakem izletti bize. Hayri Beşer (Zaman): Israrla altını çiziyorum Egemen, Trabzonspor'un en büyük kaybıdır. Hem çabuk, hem soğukkanlı, hem topu oyuna iyi sokuyor, hem de duran toplarda takımın gizli ofansif gücü oluyor. Bordo-Mavili ekip, Egemen'le birlikte bu özelliklerden de mahrum kalmanın sıkıntısını yaşıyor. Kornerlerden, duran toplardan gol bulamıyor. Bunun ötesinde kapanan savunmalara karşı etkili bir çözüm olan ceza sahası dışı şutlarla da fileleri havalandıramıyor. Colman takımın merkez oyuncusu ama attığı en son golü hatırlamak için hafızalara anjiyo yaptırmak gerekiyor! Sadede gelirsek Carvalhal, Trabzonspor'un kilitlenip kaldığı ofansif stratejinin üzerine Siyah-Beyaz bir yorgan örttü ve Avni Aker'den istediğini aldı. İkinci yarıda Bordo-Mavili takım, topa daha fazla sahip olduğu için etkili görünen taraftı ancak arkada çok boşluk bıraktı ve orta saha dönmekte zorlandı. Beşiktaş bu zaafı gayet iyi değerlendirdi ve sayısız kontra pozisyon buldu. Şayet Querasma, son vuruşlarda daha becerikli olabilseydi Siyah-Beyazlı takımın golü penaltıya kalmazdı. Penaltı kararı doğruydu, birkaç dakika sonrasında İbrahim Toraman'ın Burak'la mücadelesinde topa elle teması ise hakem takdirine kalmış bir pozisyondu. Hüküm biçmek kolay değil ama o pozisyonun ruhunun iyi okunduğu zaman verilmesi gereken kararın penaltı olması gerektiği kanaatindeyim. Son söz: Hep aynı yolda yürürseniz kolay avlanırsınız. Necmi Perekli (Fotomaç): Beşiktaş savunması Burak'ın orta saha iletişimini kesmek için ikinci bölgesinde sekiz adam bulundurdu. Carvalhal'in bu planı da tuttu. Zokora, Colman, Serkan ve Alanzinho gibi orta saha adamları bu denli başarılı iken dünkü Trabzonspor gol atamıyorsa ve karşı atakta rakibe bu kadar pozisyon veriyorsa bu işte bir yanlışlık vardır. Bu maçta en önemli nokta, son zamanların en iyi kalecisi Tolga penaltı pozisyonu dahil üç kez elinden topu sektirdi. Bu çok dikkat çekici ve üzerinde önemle durulması gereken çok hassas bir noktadır. Bu önemli maçı kaybeden Trabzonspor düşüş endişesine girmemelidir. Bu maratonlarda bunlar olağan sekmelerdir. İhsan Öksüz (Yeni Şafak): Beşiktaş Mustafa Pektemek ve Holosko kozunu oynadı ve kazandığı penaltı golü ile hem öne geçti, hem Trabzonspor'u eksik bıraktı. Ardından gelen konuk ataklarında Tolga başka gole izin vermedi. Son dakikalarda Burak'ın mutlak şutunu Cenk önleşince maçın sonucu belli oldu! Sonuçta Trabzonspor Şampiyonlar Ligi'ndeki performansını ligde sahaya yansıtamadı. Fırat Aydınus Trabzonspor'un son dakikada attığı gole faul uydurdu! Tribünden böyle bir faul göremedik! Hilbert'e ikinci sarıdan kırmızıyı göstermeyerek de tam bir eyyam yaptı. Alper Tunga Albayrak (Yeni Şafak): Trabzonspor'da, Alanzinho'nun alışılageldiği gibi faydadan çok zarar vermesi, Halil'in tutukluğu, Colman'ın çok sayıda top kaybı, pas trafiğinin hiçbir sonuca ulaşmamasına sebep oldu. Beşiktaş, Egemen-Sivok ikilisini önünde hatta arasında dolaşan İbrahim Toraman'ın yararını fazlasıyla gördü. Golden sonra Trabzonspor'un eksik olmanın da etkisiyle rakibinin üstüne hiç gidemedi. Son dakikalarda Burak'la bulduğu pozisyon geçen sezonki Selçuk İnan-Burak Yılmaz işbirliğini hatırlattı. Zaten Trabzonspor'un bu sezon en büyük eksiği bu; Burak gibi formda bir silahını yeterince kullanamamak. Burak, ekmeğini hep taştan çıkarmaya çalışıyor, çoğu zaman da yalnız kalıyor. Dün Beşiktaş'ın tüm planları harfi harfine tuttu. Konuk ekip ligin en zor deplasmanından üç puanla dönmesini bildi. Trabzonspr'un da oyun olarak son zamanlarda yükselişi, skor olarak istikrarsızlığı devam etti. Mustafa Sapmaz (Akşam): Trabzon o tiz çığlıklar kadar enerjik başladığı maçta gol bulamadıkça oyununu geriletti. Beşiktaş ise sadece savundu. Ceza sahasının önüne dizdiği 8 kişi, onun 20 metre ilerisinde Q7, ondan 10 metre ötede Almeida... Bu haliyle A.Gücü'nden bile daha az golü düşündüler. Ücretsiz izinden dönen Fernandes ise idare etti. Fakat o da haklı. Oynatılmaya oynatılmaya arkadaşlarının onu unutmamış olması bile mucize. Baksanıza Holosko'yu tanımayıp taraftar zannettiler havalimanında! Carvalhal bu kadar defans oynatacaksa en önde Holosko'yu koysa Trabzon'u daha çok tedirgin ederdi. Trabzon, bu tehditten uzak defansında rahat oynarken hücumda yavaştı. Bir de forvet oyuncuları 'Rastgele' performanslarıyla etkisiz oynayınca, Carvalhal deplasman takımına yakışır ama doğru değişikliklerle 'Hokus pokus' yapıp üç puanı kaptı, gitti. Bana ne kaldı diye sorarsanız Trabzon'dan; Q7'nin seramonide minik taraftara sarılışı derim. O an, bu maçtan daha samimi ve sıcaktı... Hami Mandıralı (Takvim): Beşiktaş, Trabzonspor kazansın diye ilk yarıda çok kötü performansı sergiledi. Ve Trabzonspor da Beşiktaş'ın kötü görüntüsünden maalesef faydalanamadı. İkinci yarıda ise Beşiktaş oyuna biraz daha ağırlığını koydu. Trabzonspor'a oranla, futbol adına daha iyi şeyler yapmaya başladı. Özellikle sağ ve sol kanattan taaklarla pozisyon aramaya başladılar. Sonuçta Beşiktaş istediğini almış oldu. Benim aklımın almadığı esas konu, bir takım 5 gün arayla bu kadar kötü performans nasıl sergileyebilir. İnter maçında tamamıyla övdüğümüz Trabzonspor, beni yanılttı. Zannediyorum oyuncuların çoğunun aklı o maçta kaldı. Beşiktaş maçında ise çoğunluğunun kötü oynadığı bir Trabzonspor izlemenin, oyunculara yakışmadığını düşünüyorum. Yani Trabzonspor'un bu maçtaki performansı bundan sonraki maçlar için iyi bir sinyal değildi. Cem Buba (Türkiye): Beşiktaş, bütün ümidini Quaresma‘ya bağlamış. Portekizli, bunu bildiği için, kendini çok sıkmıyor. Ayağına geldiği zaman topu iyi kullanıyor ama top onda olmadığı zaman ortalarda yok. Attığı penaltıyla kurtarıcı oldu. Arada bulasın! Hilbert ile Ekrem‘in aynı hatta oynamaları çok lüks; bir işi iki kişi yapıyor gibi! Orta sahada Ernst, Beşiktaş'ta en göze batan futbolcuydu. Olcay Çakır (Fotomaç): Çözdüm dediği Trabzonspor'un karşısına defansif bir kadroyla çıkan Carvalhal, ilk bölümde istediklerini elde etti. Top Trabzonspor'da gibi gözükse de Trabzonspor'a pozisyon vermediler denebilir! İyi kapanan Beşiktaş karşısında İnter maçının onbiriyle çıkan Trabzonspor, oradaki doğrularını sahaya yansıtamadı. Göbekten yapılan tüm denemeler Alanzinho'lu bir pozisyon haricinde karşılık bulmadı. Burak'a oyun alanı bırakmayan bu sistem, kanatları kullanmış gibi göründüğü anlarda da ön direkte yoktu! İnter maçının öz güveniyle sahaya çıkan Trabzonspor'un, yediği iki Quaresma'lı pozisyon sonrası derbi oynadığını fark etmesini de not edelim! Bayram Aydın (Hürriyet): Dakikalar ilerledikçe Halil yoruldu Burak yalnızları oynamaya devam etti. Şenol Güneş oyuna hamleleri yapmakta gecikince cezayı da Quresma kesti. Kim ne derse desin kazanan her zaman haklıdır. Beşiktaş rakibinin oynamasına izin verdi ve rakibini resmen uyuttu. Penaltıdan da olsa bulduğu golle üç puanı kaptı gitti. Artık Burak içinde birkaç söz söyleme zamanı geldi. Tamam, Trabzonspor'un gol yükünü çekiyorsun ama bunu tek başına yapmıyorsun. Senin işin gol atmak ve bunu da çok iyi yapıyorsun. Ara sıra da pas vermeyi dene. Hakkını yemeyelim bunu bazen yapıyor. Dün akşamda Alanzinho'ya al da at dedi ama Alanzinho başaramadı. Ahmet Çakar (Sabah): Quaresma kişisel beceri ve gayretiyle pozisyonu buldu, vurdu ama kalede Tolga adında bir dev vardı. Fakat maçın sonlarına doğru Quaresma'nın kaçırdığı pozisyon için şunu diyebiliriz: İşte bundan dolayı dünya devlerinde oynayamadı. Kişisel gayretiyle topu kaptı, çapraz pozisyonda Tolga ile karşı karşıya kaldı. İşte o anda dünya starı kaleye vurmaz, sağdan gelen hem de bomboş gelen Mustafa'nın önüne bırakabilir. Ama Quaresma bunu yapmadı. Kaleye vurdu, Tolga kurtardı. Dönen topta da Burak, kaleci Cenk'le karşı karşıya kaldı. Bu pozisyonda Burak iyi vursa ya da Cenk bu kadar müthiş kurtaramasa Beşiktaş puanı kaybetmiş olacaktı. Güntekin Onay (Takvim): Zirve yarışındaki rakipleri pozisyona girmek konusunda bu kadar zorlanırken, Beşiktaş sadece Trabzon ve G.Saray gibi güçlü rakipleri karşısında iki derbide toplam 12 net pozisyondan sonuç alamadı. Günün iki pasif ismi Ekrem ve Almeida'nın yerine Holosko ve Mustafa'nın girmesi ise kazanmak için yapılan hamlelerdi. İlk yarıda kontrol daha fazla Trabzon'daydı ancak 2. yarıda Beşiktaş oyunu dengeledi. Celustka'nın bariz gol şansına engel olduğu penaltı ise siyah-beyazlı takıma maçta hakettiği üstünlüğü; Quaresma'ya da hak ettiği golü getirdi. Egemen, Hilbert ve Q7 mükemmele yakın oynarken Beşiktaş taktik açıdan çok olgundu. Trabzon, Beşiktaş savunmasını aşmak için gereken tempo ve çözümleri üretemedi. Bunda yorgunluğun da etkisi var. Şansal Büyüka (Akşam): Q7 kritik yerlerde iyi işler yaptı... Ama öyle iki gol kaçırdı ki, kalitesine hiç yakışmadı... Hilbert, önde Ekrem'in aksamasına ve özellikle ilk yarıda Halil'i kaçırmasına rağmen iyi oynadı... Benim anlamadığım Almeida... Adama toz kondurmuyoruz, ama gole o kadar uzak oynuyor ki... O zaman golle akraba olan Bobo'nun günahı neydi? Bu maçta Egemen'e hayran kaldım... Her topu ayağına alışında 'yuhalanmasını' da açıkçası çok yanlış buldum... Egemen ne yaptı Trabzonspor'a... İki sene üstün bir başarıyla formasını taşıdı, sözleşmesi bitti, Beşiktaş'a gitti... Gidemez mi, böyle bir hakkı yok mu? Aferin Egemen'e, hiç etkilenmeden sahanın en iyisi olarak doksan dakikayı tamamladı... Ali Ece (Akşam): İşin aslı Beşiktaş'ın Burak merkezinde Trabzon'u durdurması yeterli olmayacaktı. Şu ana kadar evinde oynadığı 2 derbide sadece 2 puan alabilen Beşiktaş'ın mutlaka kazanması gerekiyordu. Q7'nin yarattığı-yakaladığı-kaçırdığı pozisyonlarda topu Bremen'dekinin aksine sürekli ayağına bekleyen Almeida yerine iyi bir 'ribaunt golcüsü' olsaydı, Beşiktaş takım savunması bağlamında üst düzey formuyla daha önce öne geçebilirdi. Doğuştan ribaunt golcüsü Pektemek hemen etkisini gösterdi ve eşitliği Beşiktaş lehine tam zamanında bozan golü yarattı. Q7 her maç böyle oynar, Carvalhal da kendisini düzeltmeye devam ederse işler düzelebilir. Güven Taner (Star): Beşiktaş, ikinci yarıya savunmasını öne çıkararak hücuma çıkış yolunu kısaltmayı amaçladı. Bu değişiklik, Trabzon'a savunma zorluğu yaşatırken, Burak'a koşu yaparak aralara kaçma alanı yarattı. Beşiktaş şut sayısını artırdı. Maç sonunda Beşiktaş 11'i çerçeveye 19 şuta ulaşırken; Trabzon 4'ü çerçeveye 10 şutta kaldı. Carvalhal 72'de, pasif kalan iki adamı Almeida ve Ekrem'in yerlerine Mustafa ile Holosko'yu sürerek, bir vites daha yükseltti. Artık üç puanı istiyordu. Bu iki yerine üç puan yitirmeyi göze almaktı ve de doğru karardı. Baskılı oyuna geçmesi, bir penaltı getirdi. Aydınus'un penaltı ve kırmızı kart kararı Trabzonspor'un talihsizliği idi ama kaçılamaz doğru bir karardı. Futbol böyle... Kazanma noktasına geldiğiniz maçlarda puan yitirebiliyorsunuz, karamsar maçlarınızda, umudunuzu yeniden yaratabiliyorsunuz. Adnan Aybaba (Fotomaç): Hep söylüyorum, Quaresma, Quaresma diye. Herkes diyor ki: "Çok abartıyorsun bir golü bile yok." Bu maçla birlikte hem beni hem de kendini kurtarmış oldu. Golünü attı. Maçın kaderini belirleyen futbolcu oldu. Şenol Güneş hocama ben çok inanırım, severim. İnanılmaz iyi bir takım oluşturmuş. Bu mağlubiyet onların moralini bozmasın. Ancak oyuncu değişikliklerini biraz daha erken yapabilirdi. Beşiktaş müthiş çok önemli bir zafer aldı. Bu arada da Alves'i de ilk kez görmüş olduk. Sadece iki dakika. Daha fazla izlemek istiyoruz. Atıf Keçeci (Zaman): İkinci devrede Beşiktaş'ın orta alanı hızlıca geçmesinin ardından Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş değişiklik yaparak oyundan düşen Alanzinho'yu oyundan aldı. Brezilyalı futbolcu kenara gelirken; yerine Adrian girdi. Trabzonspor'un değişiliklerine Beşiktaş Teknik Direktörü Carlos Carvalhal de iki ismi kenara larak cevap verdi. Carvalhal, Almeida ve Ekrem'i oyundan alırken; Mustafa Pektemek ve Filip Holosko'yu sahaya sürdü. İkinci yarıda şans Beşiktaş'a güldü. Takımın en zayıf halkası Ekrem Dağ 6 pas içinde topu çerçeve yerine tribünlere gönderince takımını golden yoksun bıraktı. Organizasyonsuzluk her iki takımın da verimini düşürdü. Sonucu duran toplar belirler, derken 77'de Tolga'dan dönen topa hamle yapan Mustafa'ya Celustka'nın hareketini Fırat Aydınus kırmızı kart ve penaltıyla cezalandırdı. Quaresma da vuruşu gole çevirip takımının önemli bir deplasmandan galibiyetle ayrılmasını sağladı. FIFA kokartlı Fırat Aydınus'un özellikle Fernandes ve Q7'nin arkadan müdahalelerindeki kart yorumu tartışmaya açıktı. 80'de 18 içerisinde İbrahim Toraman ile Burak arasındaki mücadelede topun Siyah-Beyazlı oyuncunun koluna çarpmasını herhalde yerden vücuda gelme şeklinde yorumladı ki kendi tercihiydi. Uzatmalardaki Trabzon golünü Egemen'in Glowacki tarafından itildiği gerekçesiyle iptali tartışılacak bir yorumdu. İlker Yasin (Hürriyet): Heyecanlı, gol pozisyonlarının bolca yaşandığı, kalecilerin zaman zaman yıldızlaştığı bir maç oldu. Bordo mavili ekibin rakip ceza sahasına yakın oynatması ve Burak'a asist yapması beklenen oyuncusu Alanzinho, dün yine kötü günündeydi. Zaten Alanzinho teknik direktörünü şaşırtmada çok mahir. Bir iyi, bir kötü. İstikrar yok. Şenol Güneş, Adrian-Alanzinho değişikliğinde geç kaldı. Bu bölgeye Serkan'ı kaçırarak, Burak'a gol bölgesinde partner yaratma düşüncesi kalabalık ve birbirine yakın Beşiktaş orta sahası ile geri dörtlüsü arasında gerçekleşme imkanı bulmadı. Beşiktaş ve Carvalhal... Önce kaybetmemek, yorgun Trabzon'u daha da yormak ve final bölümünde maçı almak istiyordu. Bunu başardı. Gecenin yıldızları Carvalhal ve Quaresma idi. Oktay Derelioğlu (Takvim): Beşiktaş ileride Almedia'yı Trabzon da Burak'ı kullanıyordu. Beraberliğin her iki takıma da bir fayda getirmeyeceği bir karşılaşmaydı aslında. Ama maç Carvalhal'ın bana göre akıllı taktiğiyle dakikalar ilerledikçe Beşiktaş'ın lehine yol çiziyordu. Net gol pozisyonları olan taraf Beşiktaş'tı. Hakikatten dünkü karşılaşmada kalesinde devleti Tolga. Beşiktaş daha farklı kazanabilirdi. Bu sinyali geçen haftada verdi. Galatasaray karşısında etkili futbolunu gösterdi ama bu karşılaşmada 3 tane haftalardır oynamayan oyuncu handikapına rağmen sahadan istediği 3 puanı alan taraf oldu.
28 Kasım 2011 12:18
DİĞER HABERLER