Hürriyet'in haberine göre; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na seçilen Mehmet Akarca, yeni görevine başladı. Yargıtay 1.Başkan Vekili Abdülkadir İlhan, Akarca’ya mazbatasını takdim ederken, görevi devreden eski Başsavcı Hasan Erbil de cübbesini giydirdi.

Yeni Başsavcı Akarca, törende yaptığı konuşmada, “Adaletin hızlı ve etkin biçimde gerçekleştirilmesi, çağdaş demokratik bir hukuk devleti idealine ulaşılması, bağımsız ve tarafsız yargı kurumunun tüm toplum ve bireyler tarafından benimsenmesinin sağlanması, yargının güvenilirliğinin tesisi için tüm gücümüzle çalışma gayreti içinde olacağımızın bilinmesini isterim. Evrensel hukuk ilkeleri ve Anayasa çerçeveleri içerisinde görev ve çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.

Mehmet Akarca’ya cübbesini giydiren ve görevi devreden eski Başsavcı Hasan Erbil, mazbata törenine ilginç sözleriyle damgasını vurdu. Başsavcılığa kendi isteği ile aday olmayıp emekliye ayrılan Erbil, dört yıl boyunca aklının yettiğince görevini yaptığını, başarılı ya da başarısız olduğunu ancak tarihin yazacağını belirtti.

Erbil, yeni Başsavcı'ya, “Başsavcı olarak görev yapacağın sürece, devletini, milletini zora sokmadan, birilerini fazla rahatsız etmeden görev yapacağına yürekten inanıyorum” dedi. Erbil sözlerini, “Bu güzel görevi yürekten desteklediğim, gönül birliği içinde bulunduğum, değerli kardeşim, dostum, arkadaşıma devretmenin mutluluğunu ve gururunu yaşadığım için yüce Rabb'ime hamd-ü sena ediyorum” diyerek tamamladı.

Erbil, salondaki meslektaşları ile birlikte yeni Başsavcı'yı alkışladı.

Yargıtay 1. Başkan Vekili Abdülkadir İlhan ise konuşmasında, “Bağımsız görev yapan, bağımsızlıkla taltif edilen mesleğimizde, elbette ki; tarafsız olmamız da kaçınılmazdır. Sadece bağımsızlığımızı ön plana alıp, tarafsızlığımızı ötelersek, o zaman terazinin gözünde dengesizlikler oluşmaya başlar. Adaletin terazisini boşuna elimize vermiyorlar. Terazide iki kefe vardır. Kanaatimce birisi bağımsızlığı, birisi de tarafsızlığı simgeliyor” açıklamasını yaptı.

İlhan, şöyle devam etti:

“Hakimler ve Yargıtay üyeleri olarak, bağımsızlığımızı ön plana çıkarırken, asla ve asla tarafsızlığımızı unutmayacağız. Bağımsızlığın tersine hareket edersek, tüm düşünce, inançlara eşit mesafede kalmasını bilemezsek, o zaman zulüm başlar. O zaman haklının değil, güçlünün baskısının yansımaları başlar. Yargının da yıpranması o aşamadan itibaren başlar. Son zamanlarda yargı üzerinde siyasi gündemler oluşturulmaya çalışıldığını görüyoruz. Yazılanların ve çizilenlerin doğru veya yanlış olduğunu basın önüne çıkıp açıklamak yerine, her zaman olduğu gibi kararlarımızla konuşmaya çalışıyoruz. Zaman zaman Ceza Genel Kurulu’ndan çıkan kararların basında nasıl yanlış anlaşıldığını üzülerek müşahede ediyorum. Düzeltme yoluna gitsek de hepsine ulaşmamız mümkün değil. Biz yine hakkın, hakikatin yanında, tarafsız ve ölçülü bir şekilde durmayı esas alacağız.”