'Diyabet hastası öğrenciler iğnelerini tuvaletlerde vurmak zorunda kalıyor'

Denizli'nin Merkezefendi ilçesi Toplum Sağlığı Merkezi hekimi Sedef İnan, okullarda bir revir ve buzdolabı olmadığı için diyabet hastası öğrencilerin, iğnelerini tuvaletlerde vurmak zorunda kaldığını söyledi. Çalışan Gazeteciler Günü etkinlikleri çerçevesinde Sümerpark AVM yönetimi, Denizli Gazeteciler Cemiyeti (DGC) üyelerini davet ederek kutladı. Sümerpark Genel Müdürü Zorhan Sancarve DGC Başkanı Ümit Varol'un da katıldığı etkinlikte Merkezefendi Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı İzlem Kabalı ve Dr. İnan, gazetecilere diyabet hakkında bilgi verdi. Tip1 ve tip2 olarak iki çeşidi bulunduğunu belirten İnan, tip1 diyabetin çocukluk çağında en sık rastlanan kronik hastalıklardan biri olduğunu ifade etti.

'OKULLARDA ÇOCUKLARIN İLAÇLARINI SAKLAYACAK BUZDOLABI OLMALI'

Diyabetin belirtilerinin çok su içme, sık idrara çıkma, çok yeme veya iştahsızlık, kilo kaybı, karın ağrısı, gece işemesi, kızlarda genital bölgede mantar ve koma olduğunu anlatan Dr. Sedef İnan, okullarda revir bulunmadığı için çocukların, insülin iğnelerini tuvaletlerde kendilerinin yapmak zorunda kaldığını vurguladı. İnan, "Burada başta okul müdürleri olmak üzere hepimiz sorumluyuz. Maalesef çocuklar insülin iğnelerini, buzdolabında korumak gerekirken çantasına koymak zorunda kalıyor. Teneffüslerde tuvalette iğnesini vuruyor. Okul arkadaşları veya öğretmenler, bu durumu bilmediği için uyuşturucu kullandığını sanıyor. Çok basit önlemlerle bu çocukların hayatlarını kolaylaştırıcı tedbiler alınabilir. En azından her okulda küçük bir buzdolabı alınıp revirde iğnesini vurmasına müsaade edilmelidir." dedi.

Diyabetli çocukların, sınıfta kan şekerini ölçmesine ve insülin iğnesi yapmasına izin verilmesi gerektiğini belirten İnan, "Diyabetli çocukların, arkadaşlarının katıldığı Beden Eğitimi dersleri, okul gezileri gibi aktivitelere katılmaları sağlanmalı, hiçbir şekilde bu aktivitelerden uzak tutulmamalıdır. Diyabetli çocuklar, kan şekerleri yüksek olduğunda daha sık tuvalete gitme ihtiyacı duyacaklarından bu konuda anlayış gösterilmelidir. Diyabetli çocukların, en az üç ayda bir kontrole gitmeleri gerektiği için randevu günlerinde izinli sayılmaları, hastaneye ekstra gidiş ve yatış gerekmesi halinde rapor istenmelidir. Yüksek kan şekeri olan çocuklara, fazladan su içmelerine ve gerektiğinde idrar ketonu bakmalarına izin verilmelidir. Kan şekeri düşüklüğü, acil ve hızlı müdahale edilmesi gereken bir durumdur. Bu nedenle öğretmenlerin de bu durumu tanımaları ve tedavi konusunda öğrencilerine yardımcı olmaları gerekmektedir." diye konuştu.

'YANINIZDA KESME ŞEKER BULUNDURUN'

Kan şekeri düşen çocuklarda terleme, titreme, baş ağrısı, çarpıntı gibi belirtiler görüldüğünü anlatan Dr. İnan, "Bu durumda basit emirleri anlayamazlar. Kan şekeri düşüklüğü olan çocuğa ders kesilerek yardım edilmeli, hemen iki üç kesme şeker ya da meyve suyu verilmelidir. Kan şekeri aşırı düştüğü durumlarda çift görme, uykuya dalma, peltek konuşma, bilinç kaybı gibi belirtiler olabilir. Bu durumda glukagon iğnesi yapmak gerekir. Kan şekeri düşüklüğü sırasında algılama bozulabilir. Bu durumlarda sınav tekrarı gibi kolaylıklar sağlanmalıdır." dedi. CİHAN
08 Ocak 2016 13:44
DİĞER HABERLER