Cezaevlerinde tutuklu bulunan 680'den fazla bebek ve anne var. Kimi tutuklu kadınlar ise hamile ve kötü muameleye ile karşı karşıyalar.
Cumhuriyet Gazetesi, 15 Temmuz darbe girişimi projesinden sonra Hizmet Hareketi gönüllüsü olmakla suçlanıp cezaevinde bulunan 4 hamile kadının yaşadığı sıkıntıları haberleştirdi. Muhabir Canan Çoşkun'un imzasıyla Cumhuriyet'te yer alan haber şöyle:
Kiminin doğum yapmasına birkaç hafta var, kiminin hem karnında hem yanında çocuğu var. Hastaneye götürülmüyorlar, enfeksiyon kapıyorlar, bakımlarını yapamıyorlar. Cemaat suçlamasıyla tutuklu ve hükümlü dört hamile kadına avukat bulabildikleri için ulaşabildik. İnsan hakları savunucusu ve HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, “Hukuk devleti kriterleri ayaklar altında. Dolayısıyla insani kriterler de ayaklar altında” dedi. Yasa ise “ hamile hakkındaki ceza geri bırakılır” diyor.
-Merve Aydeniz Çokyılmaz:
Çokyılmaz 8.5 aylık hamile. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 4 Mart 2018’te tutuklandı. Bakırköy Cezaevi’nde tutuluyor. Aynı zamanda doktor olan Çokyılmaz’ın avukatı Münevver Öz, müvekkilinin hamileliği boyunca yalnızca bir kere temmuz ayının sonunda doktora götürüldüğünü söyledi. Avukat Öz, muayene sonrası bebeğin olağandan büyük olduğu ve ters gelme ihtimalinin bulunduğu bilgisinin verildiğini belirtti. Çokyılmaz’ın kaldığı koğuşun oldukça kalabalık olduğunu kaydeden avukatı, müvekkilinin enfeksiyon geçirdiğini ve koğuşta düşme tehlikesi atlattığını aktardı. Çokyılmaz hakkındaki iddianame İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi ve 10 Ekim’e duruşma günü verildi. Bu kararla Çokyılmaz’ın cezaevinde doğum yapacağı da kesinleşti. Çokyılmaz’ın eşi de Edirne Cezaevinde tutuklu.
‘Utanç meselesi’
İnsan hakları savunucusu ve HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, kendine ulaşan mektuplardan öğrendiği mağduriyetlerle ilgili şunları söyledi:
“Tarsus Cezaevi’nde 10 kişilik koğuşlarda 22 kişi kalıyorlar. 2 yatağı birleştirip 3 kişi yatıyorlar. Annesinin yanında kalan bir çocuk ranzadan düşüp çenesini kırmış. 7-8 dilekçe vermeden hastaneye gidemiyorlar. Bunun yanı sıra Tokat Cezaevi’nde de hamile mahpusların olduğu ve 7-8 bebeğin anneleriyle kaldığı bilgisini aldık. Mamalara izin çıkana kadar son tüketim tarihleri geçiyor. Cezaevinde oyuncak ve oyun alanı da yok. Bebeklerin ve çocukların kıyafetlerinde yazı olduğu için kabul etmiyorlar.”
Gergerlioğlu, Ceza İnfaz Kanunu’nun âkim ve savcılarca çiğnendiğini de vurgulayarak, şöyle konuştu: “OHAL döneminin başında avukat bulmakta zorluklar yaşadı. Yüksek ücretler talep edilmiş. Hamile tutuklulular avukat bulmakta zorlanıyor, bulabilenlerin avukatları da çok ilgili değil. Yakınlarından haber alabiliyoruz. Özellikle zorunlu müdafiler ilgisiz davrandığı için ağır cezalar veriliyor. Hukuk devleti kriterleri ayaklar altında olunca insani kriterler de ayaklar altına alınıyor. Hiçbir şeye insan hakları açısından bakılmıyor. Her şeye taraftar olma açısıyla bakılıyor. Kişi veya grupları şeytanlaştırmak veya hukuksuzluğu hak edilir kılmak üzere bir kurgu var. Bu durum yıllar sonra utanç meselesi olarak toplumun önüne konacak.”
‘Hamilenin cezası geri bırakılır’
Ceza İnfaz Kanunu’nun 16. maddesi şöyle diyor: “Hapis cezasının infazı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadınlar hakkında geri bırakılır. Eylem ve tutumları nedeniyle tehlikeli sayılanlar hakkında bu fıkra hükümleri uygulanmaz. Bu kişilerin cezası, ceza infaz kurumlarında kendileri için düzenlenen uygun yerlerde infaz olunur.”
Aşırı sıcaktan yaralar çıktı
7 aylık hamile Mualla Kübra Alvar, etkin pişmanlıktan yararlanan başka bir şüphelinin ifadesiyle örgüt üyeliği suçundan 1 Mart 2018’de tutuklanarak Tarsus Cezaevi’ne kondu. Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 10.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Alvar’ın vücudunda aşırı sıcaktan ve hamilelikten kaynaklı yaralar çıktı. Alvar’ın kardeşi Mevlüde Ahukuş, kardeşinin hastaneye gidebilmek için defalarca başvuru yaptığını, aynı koğuşta kalan Halime Gülsu’nun yaşamını yitirmesinin kardeşini etkilediğini söyledi.
Oğluna babası bakıyor
5.5 aylık hamile Elif Aydın, 3 aydır Gebze Kapalı Cezaevi’nde kalıyor. 2 ve 7 yaşlarında 2 çocuğu daha var. Çocuklarına cezaevinde bakıyordu. 2 yaşındaki oğlu hâlâ Aydın’ın yanında kalıyor, 7 yaşındaki oğluna ise babası bakıyor. Aydın, hakkındaki dava kapsamında 6 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Aydın’ın avukatı Elvan Bağ Canbaz, hâkimin karar duruşmasında müvekkiline, “Çocuğunu düşünüyorsan bildiklerini söyle onlara kavuş” dediğini ve tutukluluğunun devamına karar verdiğini söyledi. Aydın’ın eşi Çetin Aydın ise, kendinden başka bakacak kimse olmadığından oğlunu işe giderken arkadaşlarına bıraktığını söyledi.
Düşük yapma riski var
Bitlis’te özel bir okulda “eğitim danışmanı” olan Emine Ay, 4 aylık hamile etkin pişmanlıktan yararlanan bir başka şüphelinin ismini vermesi sonucu 4 Temmuz’da Gaziantep’te eşiyle birlikte gözaltına alındı. Eşi tutuklanarak Adıyaman Cezaevi’ne konuldu. Gaziantep’ten Bitlis’e götürülen Ay, 8 gün Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün nezarethanesinde tutuldu. Oradaki doktor muayenesinde düşük yapma riski taşıdığı söylendi. 11 Temmuz’da tutuklanarak Bitlis Cezaevi’ne konan Ay’ın 3 ve 7 yaşlarında 2 çocuğu daha var. 3 yaşındaki kızını yanına alan Ay’ın 7 yaşındaki oğluna kayınpederi bakıyor. Oğlu psikolojik sorunlar yaşıyor. Ay’ın avukatı Serdar Yazar, müvekkilinin hamile olduğunu söylediğinde savcının “Bir şey olmaz. Ben de eşimin başında polis dursun isterim” dediğini aktardı. Ay hakkında henüz iddianame hazırlanmadı. Ay’ın kardeşi Veysel Karani Yıldırım, gözaltı aşamasında avukat bulmakta zorluk yaşadıklarını söyledi.