Meydan Gazetesi ekonomi müdürü ve yazarı Oğuz Karamuk dolardaki artış borsadaki düşüşün sebeplerini yazdı.
Karamuk'un anlattıkları göz önüne alındığında dolarda daha da yükseliş beklenebilir
İşte o yazı
***
Dolar dün 2.98’e yaklaşarak seçim öncesi seviyelerine çıktı. Dolar’daki yükseliş Fed’in faiz arttırım ihtimalinden ve yabancı yatırımcının Türkiye’den çıkmasından kaynaklanıyor.
Kurdaki bu yükselişin, ezici bir oy çokluğuyla sağlanan tek parti iktidarının getirdiği ‘siyasi istikrara', cari açıkta petrol fiyatlarının düşüşüyle ortaya çıkan beklenenin çok ötesinde iyileşmeye ve büyümedeki sürpriz artışa rağmen gerçekleşiyor olması durumun ciddiyetini arttırıyor. ‘Ciddiyet' kelimesiyle olayın ‘vahamet' boyutunu vurgulamak istediğimizi de bir not olarak düşelim. Çünkü kurdaki yükseliş kuşkusuz ki Türk halkı için bir fakirleşme göstergesi. Ve bazı ana parametrelerin Türkiye lehine dönmesine rağmen kur artışının sürmesinin, fakirleşmenin kalıcı hale gelmesinin ana göstergesi olduğu açık.
Peki döviz neden artıyor?
Kurdaki son artışın bir ana gerekçeye dair 3 farklı etkenden kaynaklandığını söylemek mümkün.
Ana gerekçe ABD Merkez Bankası'nın 2007-2008 krizinden bu yana sürdürdüğü ‘sıfır' faiz politikasının önümüzdeki hafta yapılacak toplantıyla son bulacak olması. Sadece Türkiye değil dünya piyasalarında yaşananlar, Fed'in ‘satın alındı' denilen faiz artışının henüz ‘satın alınmadığı'nı gösteriyor. Dolar neredeyse istisnasız olarak tüm gelişen ülkelerin para birimlerine karşı değer kazanıyor. Ayrıca faiz artışı dünya ekonomisinde ucuz dolara ulaşmayı engelleyeceği için son yıllarda dünya ekonomisinin lokomotifini oluşturan gelişen piyasaların ekonomilerinde büyüme yerine yavaşlama ya da küçülme beklentileri güçleniyor. Bu da petrolden altına, bakırdan demire hemen tüm hammaddelerin fiyatlarında hızlı gerilemeye neden oluyor. Piyasalardaki düşüş domino etkisiyle yayılırken, kendini besleyen bir kısır döngüye dönüşüyor.
Türkiye bacağında ise bu ana gerekçeye bağlı olarak bağlı olarak 3 farklı etkenin geçerli olduğunu görüyoruz.
Yerli yatırımcı döviz satmıyor
Her ne kadar “siyasi istikrar sağlandı” dense de, içerideki yatırımcıların buna inandığını söylemek ya da bu durumun rakamlara yansıdığını söylemek zor. Merkez Bankası ve TÜİK'in açıkladığı ‘güvenin ve büyümenin' geri geldiğine yönelik verilerle yatırımcı davranışları uyuşmuyor. Bunun en önemli göstergesi sistemdeki dolarizasyon seviyesi. Bankalardaki döviz mevduatlarının miktarı parite etkisinden arındırıldığında, 1 Kasım öncesine göre hemen hemen aynı. Ayrıca döviz mevduatlarının toplama oranı 1 Kasım öncesinde olduğu gibi yüzde 45'in hemen üzerinde seyrediyor. Bu, yerli yatırımcının döviz satmadığı ve hâlâ kurların yükselişine inancı olduğunu gösteriyor. Demek ki yurtiçindeki yatırımcı tek partinin ‘siyasi istikrar' getirdiğine inanmıyor.
Batılı yatırımcı gidiyor
Bir başka önemli etken yurtdışı yatırımcının tutumu. Fed'in faiz arttırması ana liman olan dolarda getiriyi yükseltiyor. Bu durum Türkiye gibi piyasaların kazanç cazibesini göreceli olarak azaltıyor. Para Türkiye piyasasından ana piyasa olarak ABD piyasasına geri dönüyor. Sadece Türkiye değil, diğer piyasalardan da para çıkışı yaşanırken, her satış uluslararası yatırım fonlarının matematiksel dağılımı gereği yeni bir satış dalgası getiriyor.
Petro dolar kaçıyor
ABD Merkez Bankası'nın faiz hamlesi ekonomideki büyüme beklentilerini düşürürken medeniyetin ana yakıtı olan petrol ve gaz fiyatları hızla geriliyor. Bu da Rusya ve Arap ülkeleri gibi son 10 yılda aşırı yüksek petrol fiyatları sayesinde para fazlası oluşturan ekonomiler için trendi tam tersine döndürüyor. Örneğin geçen yıllarda paralarını harcayacak yer arayan ve adeta çarçur eden Arap ülkeleri bugünlerde istemeseler de kemer sıkmaya gidiyor. Suudi Arabistan, ülkede altyapı işleri yapan inşaatçıların parasını ödemeyi bile ertelemek zorunda kalıyor. Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar gibi zengin ülkeler ciddi olarak tasarrufu konuşuyor. Ayrıca bir başka etken de, söz konusu ülkelerin bütçeleri petrol fiyatları nedeniyle altüst olduğu için açıklarını yurtdışındaki varlıklarını kendi ülkelerine getirerek karşılıyor oluşu. Yani başta Arap ülkeleri olmak üzere petrol zengini ülkeler Türkiye'deki varlıklarını satıp dolara dönüyor.
Özetle dünyada para bolken Türkiye'ye akan dolarlar şimdi geri gidiyor ve bu da TL'yi her gün biraz daha eritiyor.
Oğuz Karamuk / Meydan Gazetesi