DR. ÖMER ÖZDEMİR- SAMANYOLUHABER.COM
Teknolojik gelişmelerin ilerlemesiyle birlikte sağımız solumuz ekranlarla doldu. İlk önceleri televizyonlarla hayatımıza giren ekranlar şimdilerde akıllı telefon, tablet, bilgisayar, oyun konsulları ve daha niceleriyle günlük hayatımızın ayrılmaz parçaları haline geldiler. Ve gittikçe de durum onlarsız bir hayat düşünülemez, hemen hemen hiç bir şey yapılamaz bir hal aldı.
Buna bağlı olarak günümüz çocuklarının en yaygın problemlerinden birisi de “Ekran Bağımlılığı” oldu. Herkesin de bildiği gibi, bu aslında sadece günümüz çocuklarının bir problemi değildir. Bilakis 7’den 70‘e her yaş düzeyinin yaygın bir problemidir.
Bu problem, özellikle pandemi süreci ile birlikte daha da ciddi düzeylere ulaştı. Okulların ve işyerlerinin uzun süreli kapalı kalmak zorunda olması ile birlikte, çocukların çevrim içi ders takip etmek, ebeveynlerin ise evden çalışmak zorunda kalmaları, dışarı çıkma kısıtlamalarına maruz bırakılmaları gibi faktörler hem çocukları hem de ebeveynleri ekranlara daha da yaklaştırdı.
Dolayısıyla süreç herkesin sosyal ilişkilerini olabildiğince zayıflattı.
Çocukluk ve gençlik evreleri ekran bağlılığının en çok görüldüğü dönemlerdir. Ayrıca bu dönemler, ileri yaşlarda ekrana bağlı bireylere dönüşmelerinin alt yapısının oluştuğu kritik süreçlerdir. Küçük yaşlardan itibaren çocukları ekran karşısında uzun süre tutmak, ekranları sakinleştirici, dikkat dağıtıcı ve avutucu olarak kullanmak onlarda ekran bağımlılığını arttırıyor.
Tabii ki bu da hem bugün hem de ileri yaşlarda bir takım sorunlara yol açıyor.
Bu sorunların ilki, çocukluk ve gençlik dönemlerini devamlı ekran başında geçiren çocukların gerçek hayatla olan bağları zayıflayacak ve gerçek hayattaki değişim ve gelişmeleri takip etmeleri zorlaşacaktır. Çünkü, dijital alemde verdikleri sanal mücadeleler, kazandıkları ödüller ve başarılar onların gerçek hayatta karşı karşıya kalacakları zorlukları aşmada psikolojik olarak zayıf ve güçsüz, elde ettikleri sanal başarılar ise tatminsiz hale getiriyor.
Bununla beraber; uzmanlar ekran bağımlılığının çocuklarda, beyin gelişimini, problem çözme becerilerini, kişiliklerini, dikkat yeteneklerini, bilişsel ve fiziksel yapılarını olumsuz etkilediği, empati eksikliği, uyku bozuklukları, deprasyon, özgüven eksikliği, sosyal kaygı, saldırganlık ve takıntı gibi psikolojik sorunlara yol açtığı konusunda hemfikirdirler.
Ayrıca uzmanlar, ekran bağımlılığının aslında psikolojik bir rahatsızlık olduğunu, fakat, doğru yaklaşım ve terapi desteğiyle de üstesinden gelinebildiğini belirtmektedirler. Birçok yayında farklı uzmanların, çocuklarda ekran bağımlılığını önleme adına Fransız Psikiyatrist Serge Tisseron geliştirdiği 3-6-9-12 kuralının etkiliği olduğu noktasında görüşleri bulunmaktadır.
Bu kurala göre,
3 yaşına kadar çocuk ekrana maruz kalmamalı,
6 yaşına kadar çocuğun kendine ait bir elektronik oyun cihazı olmamalı,
9 ile 12 yaşları arasında çocuklar internete ebeveyn kontrolünde girmeli ve,
12 yaşına kadar ise çocuklar sosyal medya hesabı kullanmamalıdırlar.
Hemen herkesin ‘‘Hangi çağda yaşıyoruz? Bu kuralın günümüzde uygulanması mümkün mü ki? ” dediğini duyar gibi oluyorum.
Elbetteki ki ekran bağımlılığını önlemenin yolu sadece Psikiyatrist Serge Tisseron geliştirdiği bu kural değil. Daha pratik ve uygulanabilir yöntemler de var.
Bunları sizlerle paylaşmak zorundayım. Çünkü geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın ekran bağımlılığının onlar üzerinde oluşturacağı yıkıcı ve tahrip edici etkilerinden korumak hepimizin ortak sorumluluğudur. Pekiiiiiii,
Ekran bağımlılığının daha başka nedenleri nelerdir?
Çocuğumuzda ekran bağımlılığı sorununun olduğunu nasıl anlayacağız?
Ekran bağımlılığı nasıl önlenir?
Bu soruların ve daha fazlasının cevablarını ise Broken Chalk (Kırık Tebeşir) Derneğinin YouTube kanalı üzerinden, ayda bir gerşekleştirdiğimiz “BC Perspektive” canlı yayın programında, bu ayki konuğum Uzman Pedagog ve Aile Danışmanı Ferah Diba İzgi Hanım’dan alacağız.
Canlı yayınımız 1 Ağustos Pazar günü, Avrupa saati ile 19:00, Newyork saati ile 13:00, Türkiye saati ile de 20:00’de.
YouTube Kanal adresi ise,
Yayın süremiz ise hemen hemen herkesin hoşuna gidecek kadar uzunlukta olup, 19 dakikadır.
Eğer ekran bağımlılığının çocuğunuzun ve hatta kendinizin gündelik hayatını olumsuz etkilediğini düşünüyorsanız bu programı kaçırmamanızı öneririm.
Bekliyoruz...