[Dr. Ömer Özdemir yazdı] Örgütsel Sağlık

Samanyoluhaber yazarı Dr. Ömer Özdemir bugünkü makalesinde ’Ortak bir amacı veya işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kişilerin veya kurumların oluşturduğu organizasyonların sağlıklı bir şekilde yaşamasının yollarını anlattı
DR. ÖMER ÖZDEMİR- SAMANYOLUHABER.COM

Örgüt, Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde, ‘’Ortak bir amacı veya işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kişilerin veya kurumların oluşturduğu birlik, teşekkül, teşkilat.’’ olarak tarif edilir. Birçok yerde ‘‘organizasyon’’ olarak da adlandırılır.

Örgüt, ortak bir hedefi gerçekleştirmek için organize olmuş/edilmiş iki veya daha fazla kimseden oluşan sistemdir. Bu bağlamda, toplumun yapı taşı aile, şirketler, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, gönüllü kurumlar,  belediyeler, dernekler, siyasi partiler, hükümetler vb. gibi toplululuklar örgüt olarak adlandırılabilir. 

Örgütler; zararlı-zararsız, açık-kapalı, biçimsel-biçimsel olmayan, resmi-resmi olmayan, kâr amacı güden-kâr amacı gütmeyen örgütler vb. gibi farklı şekillerde sınıflandırılmakta ve birbirlerinden büyüklük, işleyiş ve yapı bakımından farklılık göstermektedirler.

Örgüt incelenmelerini her disiplin kendi açısından ele alır. En sade şekliyle ifade edilecek olursa, iktisatçı daha çok ekonomik alanlara, siyaset bilimci  örgütteki güç dağılımına, sosyolog rol dağılımına, antropolog değerler sistemine, psikolog bireylerin motivasyon ve güdülenmesine yoğunlaşır. 

Buna karşın işletme bilimi, özellikle yönetim ve organizasyon ile örgütsel davranış ana bilim dalları ise; örgüt yapısı, örgütte görev dağılımı, üyelerin motivasyonu, verimliliği, adanmışlığı, bağlılığı, sadakati, tükenmişliği ile örgütsel güven ve örgütsel sağlık gibi alanlara odaklanır. 

Örgütlerin doğması, büyümesi, gelişmesi, olgunlaşması ve ölmesi yönüyle ele alacak olursak, onların da canlılık belirtisi gösterdikleri ifade edilebilir. Dolayısıyle örgütlerin de tıpkı insanlar gibi; ruhsal, psikolojik ve biyolojik yapılarından bahsedilebilir. Bu da örgütlerin sağlık açısından da ele alınmasının ve incelenmesinin gerekliliğini ortaya çıkarır.

Örgütsel Sağlık kavramı, Yunan göçmeni ABD’li  Chris Argyris  tarafından ilk kez 1950’li yılların sonlarında ortaya atılmıştır. O günden bugüne birçok bilim insanı kavramı ele almış, incelemiş ve yeni eklemelerle geliştirerek günümüze taşımışlardır. 60’lı yıllardan sonra da bu alandaki en esaslı çalışmaları Matthew B. Miles yapmıştır.

Örgütsel Sağlık Genel Sağlık kavramına benzetilirse, Örgüt Sağlığı da bir canlının sağlığında olduğu gibi tüm organlarının düzenli çalışması olarak ifade edilebilir. ‘‘Her işin başı sağlık’’ atasözü gereğince de sağlıklı kalınması, örgüt sağlığının iç ve dış zararlı etkenlerden korunması önemlidir. 

Eğer ki, elde olmayan sebeplerden dolayı sağlıklı halin yitirilmesi durumunda ise insanlarda olduğu gibi hastalığı tedavi etme ruhsatına sahip hekimlere müracaat edilmesi akıllıca olanıdır. Burada ‘‘Yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder.’’ atasözü kulağa küpe olmalıdır.

Mütehassıs insanlar elbette hastalığın durumuna göre tedavi önereceklerdir. Bazı hastalıklar ayakta atlatılırken bazıları ise yatakta atlatıldığı ve hatta bazılarının ise cerrahi müdahaleyi zorunlu kıldığı bilinen bir gerçektir.

Peygamber Efendimiz (sav)‘in , beş şey gelmeden önce  beş şeyin kıymetini bilmemiz yönündeki  öğütünde belirttikleri madddelerden birisi de ‘‘Hastalık gelmeden önce sağlığın kıymetinin bilinmesi’’dir. 

Esas olan örgütün hastalıklardan korunması, hastalıklarla savaşarak ve çevre koşullarını iyileştirerek yaşam kalitesinin arttırılmasını ve nihayet ömrünün uzun olmasını amaçlamaktır.
Hastalıklarla mücadele etmenin en basit ve ucuz yolu, hastalığa yakalanmadan önce koruyucu önlemlerin alınmasıdır. Örgütün sağlıklı işleyişi, ritmik ve uyumlu işleyen bir denge ve savunma sistemi üzerine kuruludur. 

Belirtilen bu denge ve savunma sistemi üç ana direk üzerine oturur:

-Açık, net, cesaretlendirici, teşvik edici ve güven odaklı ÖRGÜT KÜLTÜRÜ,  

-Dolaylı veya dolaysız olarak üyelerce hissedilen ve onların duygularını, motivasyonlarını, bağlılıklarını, adanmışlıklarını, sadakatlerini, davranışlarını ve tutumlarını etkileyen ÖRGÜT İKLİMİ ve 

-Eşitlik, bağımsızlık, sorumluluk, güven, bağlılık, doğruluk, dürüstlük, saygı, sevgi, hoşgörü, yardımseverlik gibi esaslarından oluşan ÖRGÜT DEĞERLERİdir.

Ayrıca, örgüt üyelerinin bağlılık, sadakat, adanmışlık ve güven duyguları, adalet algısı, kaygı, stres ve sessizlik düzeyi ölçümleri ile de örgütün denge durumu ve savunma direnci tespit edilmiş olur.

Sağlıklı ve Sağlıksız Örgütlerin Farkları

Kadir Ardıç ve Sema Polatcı’nın, Atatürk Üniversitesi İİBF Dergisi’nde yayınladıkları çalışmada, kavram  ile ilgili araştırma yapan birçok bilim insanın tespitlerini aktardıkları görülüyor. Söz konusu çalışma esas alınarak ‘sağlıklı ve sağlıksız örgütlerin farkları’ aşağıdaki şekilde belirlenebilir. Ayrıca yine aynı çalışmada örgüt sağlığını artırmak için Matthew B. Miles’e ait beş yaklaşım nakledilmektedir:


Sağlıklı Örgüt / Sağlıksız Örgüt

-Uzun vadede etkindir. / Uzun vadede etkin değildir.

-Yenilik ve gelişime açıktır. / Yenilik ve gelişime açık değildir.

-Üyelerin kararlara katılmaları sağlanır. / Üyeler merkezi yönetim tarafından alınan kararları uygularlar.

-Örgütsel bağlılık gelişmiştir. / Örgütsel bağlılık gelişmemiştir.

-Çevreye, üyelere ve paydaşlara karşı sorumludur. / Çevreye, üyelere ve paydaşlara karşı sorumlu değildir.

-Proaktiftir, önleyici tedbirler alınır. / Reaktiftir, düzeltici uygulamalar yapılır.

-Örgüt ortamında stres düzeyi düşüktür. / Örgüt ortamında stres düzeyi yüksektir.

-Üyelik ve faaliyet tatmini ile örgüt içi huzuru yüksektir. / Üyelik ve faaliyet tatmini ile örgüt içi huzur düşüktür.

-Üyelere önem verilir. / Üyelere önem verilmez.

-Faaliyetlere katılmama ve örgütten ayrılmalar azdır. / Faaliyetlere katılmama ve örgütten ayrılmalar çoktur.

-Üyeler arası ve üst yönetimle iletişim güçlüdür. / Üyeler arası ve üst yönetimle iletişim zayıftır.

-Üyeler yüksek motivasyonla çalışır ve yüksek performans sergiler. / Üyeler düşük motivasyonla çalışıp düşük performans sergiler.

-Olumsuz iç ve dış çevre şartları örgüte zarar veremez. / Olumsuz iç ve dış çevre şartları örgüte zarar verir.

-Takım ruhu gelişmiştir, üyeler “biz” duygusuyla hareket ederler. / Takım ruhu gelişmemiştir, üyeler bireysel çıkarları doğrultusunda hareket ederler.

-Üyeler örgütte kendilerini güvende hissederler. / Üyeler örgütte kendilerini güvende hissetmezler.

-Bilgi akışı sağlam ve zamanındadır. / Sağlam ve zamanında bir bilgi akışı yoktur.

-Stratejiler uygulamaya başarı ile geçirilir. / Stratejileri uygulamaya geçirecek güçleri yoktur.

-Açık, güven odaklı ve teşvik edici bir örgüt kültürü mevcuttur. / Kapalı, cezalandırıcı ve adil olmayan bir örgüt kültürü mevcuttur.

-Sorunların kaynaklarına inilerek müdahale edilir. / Sorunun belirtileri ile ilgilenilir, asıl kaynak tespit edilemez.
-Örgüt verimli ve etkindir. / Örgüt verimli ve etkin değildir.

Örgüt Sağlığını Artırmak

Örgüt Sağlığını artırmak için Matthew B. Miles’e göre önemli olan beş yaklaşım ise;

1. Bireysel Gelişimi Desteklemek: Örgüt yöneticileri, üyenin başarısını takdir ederek ve onların örgüte olan bağlılıklarını arttırarak; üyelerin bireysel gelişimleri konusunda cesaretlendirebilir. Bu şekilde örgütün gelişim ve değişimine katkıda bulunulmuş ve örgüt sağlığı arttırılmış olur.

2. İletişime Önem Vermek: Üyelerin kendi aralarında ve yöneticileriyle, yöneticilerin de yine kendi aralarında ve ekipleriyle, son olarak da örgütün tüm çevre ile doğru ve kolay iletişimini sağlamak gereklidir. 
Böylece her kesimle güçlendirilen iletişim, örgüt sağlığının oluşturulması ve arttırılması adına önemli bir etken olarak görülür.

3. Bilgi Akışını Güçlendirmek: Özellikle dikey bilgi akışının güçlenmesi ve geri beslemenin sağlanması örgüt sağlığı için çok önemlidir. 
Sahip olunan veya yeni elde edilen tüm bilgilerin örgüt içerisinde doğru, çabuk ve engellemelere maruz kalmadan yayılması gerekmektedir. 
Böylelikle bilgi akışının güçlendirilmesi örgüt sağlığını artırıcı bir diğer unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.

4. Değişime Açık Bir Örgüt Kültürü Oluşturmak: Takım çalışmasına önem verip, bilgi akışını güçlendirerek değişime açık bir örgüt kültürü oluşturulmalıdır. 
Gelişen teknoloji ve hizmet anlayışına uygun örgüt yapısını oluşturan, emeğe ve üyelere değer veren bir örgüt kültürü; üyelerin kendilerini örgüte ait hissetmelerine ve daha verimli çalışmalarına neden olacak aynı zamanda da maliyetleri azaltacaktır. Bu da örgüt sağlığını arttırmak için önemli bir adımdır.

5. Uzman Desteği: İşgörenler ve örgüt yapısı konusunda gerektiğinde içeriden veya dışarıdan konusunda uzman kişilerden danışmanlık hizmeti alınmalıdır. 
Uzmanlar yardımıyla sorunlar ortaya çıkmadan önleyici tedbirler alınabilir. Uzmanların bilgisinden yararlanma; konuyu en iyi bilenlerden yararlanmanın vermiş olduğu faydanın yanı sıra farklı kültürlerin pozitif yönlerini örgüte uyarlama imkanını da sunacaktır. 

Check Up Önemli

İnsanlarda olduğu gibi, zaman zaman örgüt sağlığının da Check Up’tan geçirilmesi önemlidir. 

Örgütün güçlü ve zayıf yönleri tespit edilerek, zayıf yönlerinin güçlendirilmesi, güçlü yönlerinin ise geliştirilmesi gerekir. 
Burada amaç elde edilen verilere göre tedavi ve iyileştirme planları hazırlamaktır.

Check Up’taki tespit ve teşhis işlemleri, alanında uzman insanlar tarafından yapılmalıdır. Tedavinin ve gerekirse cerrahi müdahalenin ise bizzat örgüt yöneticilerinin de ‘istekli’ destekleri ile deneyim sahibi, uzman ve maharetli eller tarafından yapılması çok önemlidir. 

Tespit ve teşhisin mevcut durumun sorumluları tarafından yapılmasının gerçekçi değerlendirmeleri yansıtması ihtimali çok düşüktür. Söz konusu kişiler tarafından yazılan tespit ve teşhis  raporunun özünü, daha çok geçmişin imkansızlıkları içinde gelinen noktanın kaçınılmaz olduğunu savunan görüşler oluşturacaktır. Uygulayacakları tedavi ve cerrahi müdahalenin ise durumu daha da kötüye götürme riski çok yüksektir.

Hâlbuki örgütün tekrar sağlığına kavuşabilmesi için bir fırsat olması ümidiyle hazırlanan bu rapor, başka şartlar altında değişim ve iyileştirme çalışmaları ile birlikte planlarını da kapsamalıydı.

Velhasılıkelam, 

Sağlıklı Örgüt yapısının oluşturulması; örgüt yönetiminin, tüm üyelerin bireysel gelişimlerini desteklemekle birlikte karar ve faaliyetlere aktif katılımını sağlaması, iç ve dış çevre ile iletişime önem vermesi, örgüt içi sağlıklı bilgi akışını güçlendirmesi, değişime açık örgüt kültürü oluşturması ve uzman desteğine başvurması ile mümkün olacaktır. 

Ancak, burada da örgüt yönetiminin kararlılığı ve örgüt yapısında gerek duyulan değişimi zamanında gerçekleştirmesi hayati önem taşır. 

Bu ise, örgütün sağlığı ve ömrü adına lider ve kurmay ekibinin tarihi bir sorumluluğudur.

Bir sonraki yazıda görüşmek ümidiyle, Sağlıklı kalın...

Görüşleriniz için: [email protected] 
28 Temmuz 2020 15:39
DİĞER HABERLER