DSP'li İste: Sandığa gitmeyen 14,5 milyon çok şey değiştirir

DSP'li İste: Sandığa gitmeyen 14,5 milyon çok şey değiştirir
DSP Genel Başkan Yardımcısı Onur İste, cumhurbaşkanı seçiminde sandığa gitmeyen 14,5 milyon seçmene, 7 Haziran'da sandığa gitme çağrısı yaptı. Barajların beyinlerde olduğunu belirten İste, "7 Haziran sabahı bütün partiler yüzde 0 ile başlıyor. Eğer bu insanlar barajı yıkarsa yüzde 17 ile DSP'yi başlatabilirler. Sandığa gelsinler, bu hem AKP'yi hem CHP'yi hem MHP'yi değiştirecektir. Katılmayan insanların katılması, Türkiye'de çok şey değiştirir. Sandığa gitmeyen yüzde 17 çok ciddi bir rakam." dedi. Herkesin istediği partiye oy verebileceğini, hangi partiye oy verirse versin bunun onurlu bir tercih olduğunu belirten İste, "Cumhurbaşkanlığı seçiminde sandığa gitmemiş yaklaşık 14,5 milyon seçmen. Bunlar tek bir partiye oy verse yüzde 17 oy alıyor. Bu insanların önemli bölümü AKP'yi zaten tercih etmeyecek insanlar. Bunlar apolitik değil, bizatihi politikaya tepki gösterecek kadar politikler. Tepkisizlikleri bir mesaj kaygısından kaynaklanıyor. Madem kendini bir partinin ifade edebildiğini düşünmüyorsun, bir şeylerin değişebileceğine inancın yok, Türkiye'nin kötüye gittiğini düşünüyorsun, Parlamento'daki partilerin buna ilaç olmayacağını düşünüyorsun, o halde bize oy ver. Barajlar sadece beyinlerde." diyerek sandığa gitmeyenlere çağrı yaptı.

Cihan Haber Ajansı'na ülke gündemindeki konuları değerlendiren DSP Genel Başkan Yardımcısı İste, AK Parti'nin iktidara, aralarında yolsuzluğun da bulunduğu, "Üç Y ile mücadele edeceğim, halkı arkamıza alıyoruz, devleti yöneten çekirdek kadronun yanlışını düzelteceğiz, çevreyi merkez yapacağız" söylemleriyle geldiğini söyledi. Gelinen noktada ise iktidarın Türkiye'de nasıl merkez olunacağını gösterdiğini belirten Onur İste, "Gerçekten devlet oldular. Eski devleti eleştiriyorlardı, eski devlete rahmet okutacak şeyler yapıyorlar." dedi. Son günlerde çerez parası olarak gösterilen makam arabalarının diğer hükümetler zamanında da eleştirildiğini kaydeden DSP'li İste, "Elbette devlette lüks, israf haramdır, eleştirilmesi gerekir. Beni ve partimizi çok üzen şey, insanoğlu şaşırır, yanlış da yapar ama bunun kanıksanıyor olması kabul edilemez. En büyük problem, yanlışta ısrar etmektir. Eğer iktidara gelirsek, Türkiye'deki makam arabası saltanatı böyle olmayacak. Elbette bir cumhurbaşkanının makam arabasını satmak gibi niyetimiz yok ama fen işleri daire başkanına da lüks bir araba vermeyi de düşünmüyoruz." diye konuştu.

'BUGÜN YAPILANLAR MUAVİYE'NİN YAPTIKLARIYLA AYNI'

Diyanet İşleri Başkanlığı eksenindeki lüks tartışmalarını da değerlendiren İste, Diyanet'in Türkiye'de elzem bir kurum olduğunu söyledi. Diyanet'te yapısal reformların gerekli olduğunu, bütün mezheplere eşit mesafede bulunması gerektiğini ifade eden İste, şöyle konuştu: "Yapısal reformları konuşmak yerine Diyanet İşleri Başkanı'nın ultra lüks Mercedes'ini konuşuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı, 'Papa'da da var' diyor. Öğreniyoruz ki Papa'nın uçağı filan yok. Türkiye'de ilkokul seviyesinde siyaset yaparsak sonu bu oluyor. Diyanet niye daha iyi hizmet vermiyoru konuşmak yerine, bayın başkanın Mercedes'i üzerine konuşuyoruz. Eminim ki buna kendisi de üzülüyordur. Muaviye devrinde lüks Mercedes'ler yoktu ama saraylar, lüks düşkünlüğü vardı. Şimdi de aynı söylemler var. Muaviye'ye bir eleştiri var ama bakıyoruz, bugün yapılanlar aynı Muaviye'nin yaptıkları. Diyanet İşleri Başkanı'nın Mercedes'inin olması demek, daha iyi başkan olacağı anlamına gelmiyor. İyi bir Müslümanın yapması gereken, Müslümanlık konusunda tereddüdü olanı Müslümanlığa çekebiliyor olmalı ancak bu yaşananlar, tereddütü olanları daha da dışlıyor."

'HER FARKLILIK GÜZEL DEĞİLDİR'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, toplu açılış törenleri adı altında AK Parti'ye destek verdiğini söyleyen İste, "AKP kurumsallaşamamış bir parti ki Sayın Cumhurbaşkanı, oradan ayrıldıktan sonra hala destek verme ihtiyacı görüyor. Her birimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu vatandaşıyız, aynı gemideyiz. Erdoğan'ın bu tutumu ülkemizi olumsuz etkiliyor, çünkü Cumhurbaşkanı'nın tarafsız olduğu bir sistem öngörülmüş. Cumhurbaşkanı bayağı taraflı, AKP'nin sözleriyle konuşuyor, onu temsil ediyor. AKP, onun afişlerini kullanıyor. AKP, seçim programında Cumhurbaşkanı'nı konuşuyor. 'Ben farklı cumhurbaşkanıyım' diyor ama her farklılık güzel değildir. Ülkemiz adına memnun değiliz." dedi.

'ÜLKENİN BİZE OLAN İHTİYACINI BİLİYORUZ'

DSP İl Başkanı Selçuk Karakülçe ize İzmir'in, enerjilerinin en yüksek olduğu illerden biri olduğunu söyledi. Partilerine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulduğunu için yollarda olduklarını ifade eden Karakülçe, "DSP bu ülkenin sigortası. Ülkenin bize olan ihtiyacını biliyoruz. Elbette işimiz zor, yolumuz uzun ama bu memleketin nasıl geçmişte olsuysa bugün de, bundan sonra da demokratik sola ihtiyaç vardır. Ülke geleceği adına kaygı duyulan dönemlerde çıkış her zaman İzmir'den olmuştur, yine İzmir'den olacaktır. İnşallah hakettiğimiz oyu alacağız." dedi. CİHAN
29 Mayıs 2015 12:00
DİĞER HABERLER