DSP Genel Başkanı Masum Türker, Türkiye'nin Suriye ile savaşacağı iddialarını değerlendirerek, "Türkiye'nin dış politikası çok kötü. Dün bazı gazetelerde yer alan, 'Suriye ile savaş olabilir' lafı bile Türkiye'de birdenbire dalgalanmaya ve güvensizlik yaratmaya neden oldu. Aslında böyle bir savaş çıkma olasılığı bu ay içinde var. AKP, yaptığı ölçümlerde şu anda tek başına iktidar olamayacağını açıkça görüyor. Eğer durumu Cumhurbaşkanı'nın bu hormonlu desteğine rağmen düzeltemezlerse bu konuda, özellikle yarın öbür gün bir savaşa gitme olasılığı, seçimi ertelemek amacıyla olur." diye konuştu.
Genel Başkan Türker, seçim çalışmaları kapsamında İzmir'e geldi. Partisinin il başkanlığında basın toplantısı düzenleyen Türker, gündemdeki konuları değerlendirdi. Türkiye'nin Suriye ile savaşa gireceği iddiasını da yorumlayarak, "Dün bazı gazetelerde birkaç satır Suriye'ye savaş olabilir lafı bile Türkiye'de birdenbire dalgalanmaya ve güvensizlik yaratmaya neden oldu. Aslında böyle bir savaş çıkma olasılığı bu ay içinde var. AKP, yaptığı ölçümlerde şu anda tek başına iktidar olamayacağını açıkça görüyor. Eğer durumu Cumhurbaşkanı'nın bu hormonlu desteğine rağmen düzeltemezlerse bu konuda, özellikle yarın öbür gün bir savaşa gitme olasılığı seçimi ertelemek amacıyla olur. Cumhurbaşkanı'nın hormonlu desteği dememdeki amaç şu: Cumhurbaşkanı kendisi açıkladı, 'Ben tarafsız olamam, taraf olmak zorundayım ve onun için bu çalışmaları yapıyorum.' Bunu da iktidar partisine bu düşüşü düzeltmek amacıyla sağlanan bir yapı olarak biz görüyoruz." dedi.
'BAŞKANLIK SİSTEMİ DOĞRU OLMAZ'
Başkanlık sistemi tartışmalarına değinen Masum Türker, "Türkiye'de başkanlık sisteminin de doğru olmadığını, başkanlık sisteminin dünyanın gidişine aykırı bir sistem olduğunu söylemek istiyoruz, çünkü bir ülkenin demokrasisi ancak erkler ayrılığı, güçler ayrılığı, kuvvetler ayrılığı ile sağlanabilir. Bu konuda özellikle şuna benzetmek istiyorum, şu anda akıllı telefonları kullanırken başkanlık sistemine gidildiği zaman manyetolu telefona dönüşe benzer." dedi.
Türkiye'de iki önemli meselenin kronik hale gelmeye başladığını söyleyen DSP Genel Başkanı Türker, "Bir sorun yoksullaşma, diğeri ise işsizlik. Yoksullaşma ve işsizlik, Türkiye'de 10 yıldır her geçen gün artan bir oranda ve toplumun hemen hemen tamamına yayılmaktadır. Şu anda 18 milyona yakın kişi, belirlenmiş olan yoksulluk sınırlarının ya altındadır ya da sınırındadır. Bu seçimde bireyler ya tekrar köleleşmeye devam edecekler ve aynı iktidarı, aynı insanları seçecekler ya da özgürleşmenin yolunu seçecekler." diye konuştu.
'ASGARİ ÜCRET EN AZ 2 BİN LİRA OLMALI'
Türkiye'de asgari ücretin en az 2 bin lira olması gerektiğini belirten Masum Türker, "Asgari ücret 2 bin lira yapılırken Türkiye'de yapılan bütün ücret ödemelerinden, devletteki maaşlardan asgari ücret kadar da vergi muafiyeti sağlanması gerektiğini ortaya koyduk. Bir ülkede de asgari ücret ne kadarsa emekli maaşının, asgari ücretin yüzde 30 fazlası olması gerekir. Mesela biz 2 bin lira öngördüğümüz için asgari ücret 2 bin lira, asgari emekli maaşının 2 bin 600 lira olması gerekir. Bu konularda devlet tarafından, özellikle Maliye Bakanı başta olmak üzere, 'Efendim kaynaklar yok, çarçur ediyorlar, hesap yapmıyorlar.' Ben o hesapların ayrıntısına sizi boğmak istemiyorum ama arzu ettikleri yerlerde onlarla bunları her ortamda, her televizyonda, her açık oturumda tartışmaya hazırız." dedi.
'ÖRTÜLÜ ÖDENEKTEN ÖNEMLİ MİKTARDA HARCAMA YAPILIYOR'
Türkiye'de devlet bütçesinin özellikle faiz dışı fazla verdiğini ve örtülü ödeneklerde önemli miktarda harcamalar yapıldığını ifade eden Türker, "Bizim tercihimiz eğitime daha ağırlık vermek, bozulan eğitim kalitesini tekrar düzeltmektir. Üzülerek söylemeliyim ki şu anda Türkiye'de üniversite eğitimi lise düzeyine, lise eğitimi ise ortaokul düzeyine düşmüş durumda." diye konuştu.
Birçok partinin değişik dönemlerde hep mazotu ucuzlatacağını söylediğini aktaran Türker, sözlerini şöyle sürdürdü: "Aslında bu bir çözüm değil. Asıl çözüm, çiftçinin ürettiği malın maliyetinin üzerinde bir kâr payı ve refah payı vererek satın alınmasını sağlamaktır. Bu devletin görevidir. Türkiye'nin şu anda içinde bulunduğu durum öylesine vahim ki devlet bu konuda tedbir almak zorunda. Tedbir almadığı takdirde son günlerde yaşanan patates olayına benzer olayları yaşarız."
'AKP'NİN TEK BAŞINA İKTİDAR OLMA OLASILIĞI DÜŞÜK'
Genel seçimden sonra oluşabilecek siyasi tabloyla ilgili tahminlerini de aktaran DSP Genel Başkanı Türker, "Genel anlamda AKP'nin tek başına iktidar olma olasılığı düşük. İşte büyük bir koalisyon, işte AKP-CHP koalisyonunu dile getiriyorlar. Bu konuda AKP kendi durumunun farkında. Bu sefer açıklama yaptırdı Cumhurbaşkanı, 'Koalisyon değil, azınlık hükümeti kurdurup erken seçime götüreceğiz.' Zaten Türkiye'de eğer bu baraj dolayısıyla belli bir oy oranı Parlamento dışında kalırsa dünyada Türkiye'nin meşruiyeti tartışılmaya başlanacak ve göreceksiniz, bugün çok farklı davranan Cumhurbaşkanı, o günlerde ki bunu Binali Yıldırım'a ağzıyla farklı şekilde açıklattılar, işte azınlık hükümeti kurulur, bir yıl içinde seçim olur. Cumhurbaşkanı fesheder Meclis'i ve erken seçime götürür. O arada barajlar da kaldırılır, çünkü Türkiye'de demokrasinin tam işleyebilmesi için bütün görüşlerin, bütün değerlerin Parlamento'da temsil edilmesi gerekir." diye konuştu. CİHAN