Dün yayınlanan deklarasyonda, eğitimden adalete, sağlıktan güvenlik hizmetlerine, üretimden pay almaktan vergiye, bütçeden ulaşım ve trafiğe kadar Ankara'nın yetkilerinin yerel yönetimlere devredilmesi istendi.
Diyarbakır'da Demokratik Toplum Kongresi (DTK), iki gün süren toplantının ardından sonuç bildirgesini açıkladı. DTK eşbaşkanları Hatip Dicle ile Selma Irmak'ın Türkçe ve Kürtçe olarak açıkladığı bildirgede, ‘ülke genelinde kültürel, ekonomik, coğrafi yakınlıkları dikkate alınarak bir veya birkaç komşu şehri kapsayacak biçimde demokratik özerk bölgelerin oluşturulması' istendi. Bu talep doğrultusunda eğitim ve sağlıktan güvenlik ve vergiye, üretimden pay almaktan ulaşım ve trafiğe kadar merkezi yetkilerin yerel yönetimlere devredilmesi istendi. Bunun için Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler özerklik şartındaki çekincelerin kaldırılması önerildi.
Abdullah Öcalan'ın ‘Kürt Halk Hareketi'nin önderi' şeklinde takdim edildiği 14 maddelik deklarasyondaki talepler özetle şöyle:
“Ülke genelinde kültürel, ekonomik, coğrafi yakınlıkları dikkate alınarak bir veya birkaç komşu şehri kapsayacak biçimde demokratik özerk bölgelerin oluşturulması. Tüm bu özerk bölgelerin ve kentlerin demokratik esaslarla seçilmiş meclisler ve meclisler içinden seçilmiş özyönetim organları tarafından Türkiye'nin yeni demokratik anayasasının temel prensipleri çerçevesinde yönetilmesi. Özerk bölgelerin halk iradesinin ayrıca TBMM ve merkezi yönetimde de demokratik esaslar temelinde temsil edilmesi. Demokratik özerk bölgeler ve diğer idari birimlerde merkezi yönetimin seçilmişler üzerindeki her türlü vesayetine son verilmesi, seçilmişleri görevden alma yetkisinin kaldırılması.
Her kademede eğitimin özyönetimlere bırakılması. Bütün anadillerin eğitim ve öğretim dili olması. Türkçenin yanında yerel dillerin de resmi dil olarak kabul edilmesi.
Dil, tarih ve kültür alanında her türlü çalışmayı yapabilmesi. Aynı zamanda inanç ve ibadet hizmetleri sunan kurumların özerk kurumlar olarak örgütlendirilmesinin sağlanması.
Bütün düzeylerdeki sağlık ve tedavi hizmetlerinin özerk yönetimlerce sunulabilmesi.
Yargı sistemi ve adalet hizmetlerinin özerk bölge modeline göre yeniden düzenlenmesi.
Toprak, su ve enerji kaynaklarının ekolojik çerçevede toplum yararına işletilmesi, denetlenmesi ve üretimden pay alma yetkisinin özerk bölge yönetimine verilmesi. Öz yönetimin tarım, hayvancılık, sanayi ve ticaret dahil her alanda genel demokratik anayasa ilkelerine ters düşmeden her türlü üretim ve işletme birimleri oluşturma, bu tür toplumsal ve bireysel girişimleri destekleme, teşvik etme, hibe desteği sunma yetkisine sahip olması.
Özerk bölgenin yönetim alanında ve kent içinde, her türlü kara, hava, deniz ulaşım hizmetlerini sunması ve denetimini sağlaması. Trafik hizmetlerinin merkezi trafik kurumları ile uyumlu halde yerel yönetim organları denetimindeki birimlerce yürütülmesi.
Belirtilen hizmetlerin sunulabilmesi için yerelde bütçelemenin özerk bölge yönetimine devredilmesi. Merkezle ve diğer yerellerle varılacak anlaşmalara ve hakkaniyet ilkelerine bağlı olarak bazı vergilerin özyönetim birimleri tarafından toplanması. Merkezin yerelden topladığı bütün vergi gelirlerinden yerele pay verilmesi.
Özerk bölge yönetiminin denetiminde, yereldeki asayişin tümünü sağlayacak resmi yerel güvenlik birimlerinin kurulması; bu birimlerin anayasal kurallar çerçevesinde ihtiyaçlara bağlı olarak kurulmuş merkezi savunma ve güvenlik birimleriyle koordineli olarak çalışması.