Edibali: Başkanlık dedikleri şey Türkiye'yi parçalama sürecine sokacak bir çaba

Edibali: Başkanlık dedikleri şey Türkiye'yi parçalama sürecine sokacak bir çaba
Millet Partisi Genel Başkanı Aykut Edibali, Türkiye'de bir başkanlık sisteminin diktatörlükten başka bir şey olamayacağını söyledi. Edibali, "Başkanlık sistemi dedikleri şey, Türkiye'yi federal bölgelere ayırma ile sonuçlanacak. Yani kısaca Türkiye'yi bir parçalama sürecine sokacak bir çabadır, buna biz asla izin vermeyeceğiz." dedi.

Partisinin Ankara Nazım Hikmet Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki 9. Olağan Büyük Kurultayı'nda kürsüye çıkan Aykut Edibali, konuşmasında Türkiye'de uygulanmak istenen başkanlık sistemine tepki gösterdi. 'Millet iktidar Edibali başbakan' tezahüratları altında partililere hitap eden Edibali, şunları dile getirdi: "Aman ha o tuzağa düşmeyelim. Türkiye'de bir başkanlık rejimi, sistemi bir diktatörlükten başka bir şey olmaz. ABD başkanlık sistemi yeni icat edilmiş bir şey değil ki. Türkiye'de demokrasiyi kuranlar, bakanlar, edenler niye tutup da parlamenter sistemini kabullenmişler de ABD usulü bir başkanlık sistemini düşünmemişler, bilmiyorlar mıydı? Bunlar mı biliyor? Ama yıllardan beri başkanlık sistemi dedikleri şey, Türkiye'yi federal bölgelere ayırma ile sonuçlanacak. Yani kısaca Türkiye'yi bir parçalama sürecine sokacak bir çabadır, buna biz asla izin vermeyeceğiz."

"BİZİM SURİYE DİYE BİR MESELEMİZ YOKTU, HATIRLARSINIZ"

Edibali, "Bizim Suriye diye bir meselemiz yoktu." diyerek, şöyle devam etti: "Asırlar geçmedi hepiniz hatırlarsınız, Esad İstanbul'da ağırlandı, iyi çocuk da hanımı da iyiydi, ailecek oturdular, aramızdan su sızmıyordu. Ne oldu da ne oldu? Demek ki sende vizyon diye bir şey yok kardeşim. Zikzak var."

Edibali, devamında şunları söyledi: "Yanlış hatırlamıyorsam Gazze'ye gidecektik değil mi? Gittik mi? Oradaki Müslümanların başını yakmadık mı? Bir tek jest için gösteriş için her şey her türlü şey yapılıyor. Adam olsaydın o jestleri yerine o Gazze'deki, Filistin'de kardeşlerinin sıkıntısını ortadan kaldıracak tedbirler alırdın. Benim hatırıma, bu milletin hatırına sana vuku bulan, şahsen yapılabilecek şeyleri bile insan olarak sineye çekerdin, duyulacak şeyleri duyar duyulmayacak şeyleri duymaz idin. Ve sırf bu milletin geleceği, menfaati için birtakım fedakarlıklar yapardın, katlanırdın. Türkiye'deki siyasetçilerin maalesef kalitesi, çapı bu. Genelleştirmeyelim, aralarında mutlaka iyileri de vardır."

ESKİ DEVLET BAKANI ÇAY: HEPSİNİN TEMELİNDE TÜRK DÜŞMANLIĞI OLDUĞUNU GÖREBİLİYORUZ

Millet Partisi'nden milletvekili adayı olan eski Devlet Bakanı Prof. Dr. Abdulhaluk Çay ise konuşmasında AB politikasının ortaya çıktığı günden beri Türkiye'ye dönük bir politika olduğundan söz etti. Çay, "Bu politika aşağı yukarı Avrupa'da sanayi inkılabı sonrası büyük devletlerin ortaya çıkması, sömürge imparatorluklarının kurulmasıyla beraber dünya coğrafyasında çok stratejik bir nokta olan Türkiye'nin bulunduğu ortamdan mütevellit bir Türk politikasının doğmasına sebebiyet verdi. Millet olarak, onların nezdinde bir sıkıntı var. Bunu anlayabilmemiz için Türk milletinin iki büyük özelliğini bilmemiz lazım. Bir tanesi özellikle Ortadoğu ve Asya, Avrupa Afrika coğrafyasında kilit noktada bir Müslüman devlet. İslam tarihine baktığınız zaman İslam dünyasının koruyabilen tek millet. Dolayısıyla bunu Hıristiyan dünyasının kolay affetmesi mümkün değil. Ve bütün politikalarına baktığınız zaman hepsinin temelinde Türk düşmanlığının olduğunu görebiliyoruz." açıklamasını yaptı.

"BUNU ANCAK YENİ BİR KUVAYI MİLLİYE HAREKETİ ÖNLEYEBİLİR"

Günümüzde Suriye, Irak politikası ve daha dün gündeme getirilen Musul meselesi; bütün bunlara bakıldığında Türkiye'nin nasıl bir tehditle karşı karşıya olduğunu anlamak için cahil olmak gerektiğine işaret eden Çay, "Parlamento'daki 4 siyasi teşekkülün de ne yazık ki Türk milletinin milli menfaatlerine dayalı bir politikaya gönül verdiklerini görmek mümkün değil. O halde bu Parlamento'nun yenilenmesi lazım. Bu milletin yeni baştan aydınlatılması lazım. Yeni bir iktidarın gündeme gelmesi lazım. Bu iktidar yeni bir milli mücadele vermek zorunda. Bugünkü karşı karşıya kaldığımız durum, Birinci Dünya Savaşı'nda Mondros Mütarekesi'nde boynumuza geçirilmek istenen ipten farklı değil. Bunu ancak yeni bir Kuvayı Milliye hareketi önleyebilir." sözlerini kaydetti. CİHAN
06 Aralık 2015 15:12
DİĞER HABERLER