İSTANBUL (CİHAN)- Eski Genelkurmay İkinci Başkanı emekli Orgeneral Edip Başer, "PKK terör örgütü, elinde silahı ile yurt içinde ve yurt dışında varlığını çok açık biçimde sürdürmekte. Ülkemizin bir bölümünde, bazı kentlerinde maalesef yönetimi de ele almış görünmekteler." dedi.

Emekli Orgeneral Edip Başer, BBP'nin düzenlediği 'Çözüm Süreci Mi, Bölünme Süreci Mi' konulu panele katıldı. Panelde BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, BBP Genel Başkan Yardımcısı Bayram Karaca, BBP İstanbul İl Başkanı Fikret Taş ve Gazeteci-Yazar Arslan Tekin de hazır bulundu.

Terörle mücadele ve çözüm sürecine ilişkin açıklamalarda bulunan Edip Başer, "Açılım, çözüm süreci dedikleri süreç sayesinde, bölgede terör örgütü tamamen hakim konuma gelmiş görülüyor. Kendi hakimlerini, kaymakamlarını, valilerini atama aşamasına dahi gelmiş durumdalar. Bütün bunların olacağını devleti yönetenlerin görebilmesi gerekirdi. Belki kafalarının arkasında farklı düşünceler vardır bu milletin varlığı, birliği ve geleceği ile ilgili." şeklinde konuştu.

"Terörle müzakere olmaz, terörle mücadele olur." diyen Başer, "Terör örgütü silahlarını bırakır, terör örgütünün elemanları devletin yargısına teslim olur, terör örgütü varlığını fiilen sonlandırır... Ancak bu şekilde terörle mücadele sonlanır. İngiltere'de bir IRA örgütü vardı. Daha sonra kendisini feshetti ve ortadan kalktı. İspanya'da ETA vardı fakat bir gün bu da ortadan kalktı. Bütün bu süreçte ne İngiltere ne de İspanya hükümetinin bu terör örgütü ile müzakere ettiği görülmedi. Hiç bir zaman terör örgütü ve elebaşlarını, militan kadrosunda görev alan kişileri muhatap almadılar. Devlete yakışan da budur." ifadelerini kullandı.

Terörle mücadelede istihbaratın ve psikolojik harekatın çok önemli olduğuna vurgu yapan Başer, şöyle devam etti: "Eğer siz devlet olarak bu iki unsuru ihmal ettiyseniz, istihbaratı etkili bir şekilde ve koordineli bir biçimde yürütemiyorsanız, uygun psikolojik harekat ile, halkınızı ve dünya kamuoyunu ne olup bittiği konusunda doğru bilgilerle donatmıyorsanız, sizin bu mücadelede çok önemli bir açığınız var demektir."

Görevde olduğu dönemde kendisine bir almanak ulaştığını ve bu almanakta Kürt devletinin sınırlarının göründüğünü anlatan Başer, "İngilizce, Kürtçe ve Arapça yazılmış. Barzani tarafından bastırılmış. Deri kaplı bir almanak. En son sayfasında kapak içinde bir harita var. Büyük Kürdistan haritası. Kars'tan başlıyor, Erzurum ve Erzincan'ı içine alıyor. Sivas'ı da içine alıyor ve Mersin'e uzanıyor. Adamlar bunun için çalışmalarını devam ettiriyorlar. Irak'ın kuzeyindeki kısımda neredeyse bir Kürt devleti kuruldu. Neden Kürt devleti? Çünkü ABD, bölgedeki çıkarlarını korumak için kendisine bekçi köpekliği yapacak bir devlete ihtiyaç duyar. İkincisi İsrail'in güvenliği için ABD'nin güvenebileceği ve ayak basabileceği bir yer olması lazım." şeklinde konuştu.

'DEMOKRASİ İÇİN ÖZGÜR BASIN ÖNEMLİ'

Türkiye'de yaşanan sıkıntılara da değinen Başer, laikliğin ve özgür basının önemine vurgu yaptı. Başer, "Demokrasinin 3 temel ilkesi vardır: Laik devlet ilkesi, ikincisi bağımsız yargı, üçüncüsü ise özgür basındır. Bu üç temel unsur olmadıkça bu ülkede siz demokrasiden söz edemezsiniz. Laikliği bazı vatandaşlarımız yanlış anlıyor. Laiklik dine karşı değil, dinin koruyucusudur. Laiklik dini siyasetin tasallutundan korumaktır." dedi.
CİHAN