Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 5. Tarım Bakanları

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 5. Tarım Bakanları Toplantısı -Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker: -Artan gıda fiyatları özellikle gelişmekte olan ülkelerde mali ve siyasi istikrarı bozmakta, güvenlik sorunlarına neden olmaktadır. Huzur
ANTALYA (A.A) - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Artan gıda fiyatları özellikle gelişmekte olan ülkelerde mali ve siyasi istikrarı bozmakta, güvenlik sorunlarına neden olmaktadır. Huzurlu ve istikrarlı bir dünya ancak gıda güvenliğinin sağlanması ile mümkündür dedi.
     Bakan Eker, Serik ilçesine bağlı Belek turizm merkezindeki Rixos Premium Otelde devam eden Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 5. Tarım Bakanları Toplantısına katıldı. Toplantıya başkanlık yapan Bakan Eker, yaptığı konuşmada, gıda güvenliğinin Ekonomi İşbirliği Teşkilatları kapsamında ilk kez 2002 yılında İslamabadda gerçekleştirilen tarım bakanları toplantısında gündeme geldiğini söyledi.
     Bu toplantıda gıda güvenliği alanında bölgesel ihtiyaçlara cevap verecek bir program hazırlanmasının karara bağlandığını hatırlatan Bakan Eker, 10 yıllık süreçte gıda güvenliğinin hem küresel anlamda hem de bölgede önemi daha da hissedilir hale geldiğini kaydetti.
     Tarım ve gıda güvenliğinin, özellikle üst üste yaşanan krizler nedeniyle son yıllarda yeniden gündemin üst sıralarına çıktığını ifade eden Eker, 3-4 yıl gibi nispeten kısa bir süre zarfında bu konularda sayısız uluslararası üst düzey toplantı yapıldığını anlattı. Toplantıların ortak çıktısının, tarım sektöründe sorunların çözümünün ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde ve bütün paydaşların katılımını sağlayan bir işbirliği gerektirdiğini söyleyen Eker, bugünkü toplantının bölgede işbirliğini güçlendirecek önemli bir platform olacağına işaret etti.
     Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Gıda Fiyat Endeksine göre yaz aylarında izlenen fiyat artışlarının yeni bir krizin öncüsü olarak değerlendirdiğini dile getiren Eker, şunları söyledi:
     Ekim ayı endeksine baktığımızda, eylül ayında yayınlanan endekse göre yüzde 1 oranında azalma göze çarpmaktadır. Bu düşüş et fiyatlarında değişim olmaması, şeker ve süt ürünlerindeki fiyat artışının hububat ve yağ fiyatlarındaki azalışla dengelenmesi neticesinde gerçekleşmiştir. 2012 yılı fiyatları hala 2011 yılı seviyesinden düşüktür. Son dönemde farklı kuruluşlarca açıklanan fiyatlar incelendiğinde ciddi bir kriz durumu olmadığını görmekteyiz. Bu durum, tarımsal ürün ve gıda fiyatlarındaki dalgalanmalarının en büyük nedeninin spekülatif hareketler olduğunu düşündürmektedir. Bu durumda karar alıcıların suni bir krize neden olmadan piyasaları rahatlatacak tedbirleri almaları gerekmektedir. Bu kapsamda bölgesel ve küresel işbirliği ile ortak hareket son derece önemlidir.
    
     -Türkiye ve dünyadaki açlık endeksi-
    
     Bakan Eker, dünyada tarıma ayrılan arazi miktarının sınırlı olduğunu, gelişmekte olan ülkelerde tüketim alışkanlıklarının da değiştiğini söyledi. Artan petrol fiyatlarının, ülkeleri biyoyakıt gibi alternatif arayışlara ittiğini dile getiren Eker, Artan gıda fiyatları özellikle gelişmekte olan ülkelerde mali ve siyasi istikrarı bozmakta, güvenlik sorunlarına neden olmaktadır. Huzurlu ve istikrarlı bir dünya ancak gıda güvenliğinin sağlanması ile mümkündür diye konuştu.
     Eker, bölgede huzur ve istikrarın sağlanması için tarım ve gıda alanındaki potansiyelin harekete geçirilmesinin elzem gözüktüğünü belirtti. Uluslararası Gıda Politikaları ve Araştırma Enstitüsü (IFPRI) tarafından yayımlanan 2012 Küresel Açlık İndeksine (GHI) göre dünyada açlık oranının 1990dan bu yana azaldığına işaret eden Eker, gıda, yakıt ve finansman unsurlarının hükümetleri ve uluslararası kuruluşları gıda üretim ve dağıtım şekillerini yeniden düşünmeye sevk ettiğini bildirdi.
     Su, arazi ve enerji sektöründeki son gelişmelerin küresel gıda güvenliğine ilişkin kaygıları artırdığını vurgulayan Eker, sözlerine şöyle sürdürdü:
     Yükselen enerji fiyatları, çiftlik üretim maliyetlerini yakıt ve gübre açısından etkilemekte, biyoyakıt üretiminde kullanılan bitkilere olan talebi ve su kullanım maliyetlerini artırmaktadır. Tarım arazisi yetersizliği gelişmekte olan bazı ülkelerde büyük yabancı yatırımların yol açtığı bio-enerji politikaları ile ikiye katlanmıştır. Bu durum, o bölgelerde yaşayan yerel halkın arazi kullanım hakkını da riske etmektedir. Bu gidişatı durdurmak için arazi, su, enerji ve gıda ile ilgili daha bütüncül stratejilere acilen ihtiyaç duyulmaktadır.
     Tüm bu gelişmelere rağmen Türkiyenin, 1990-2012 döneminde açlık indeksini yüzde 50den fazla azaltan 15 ülke arasında en başarılı ülke olmayı başardığını vurgulayan Eker, Uluslararası Gıda Politikaları ve Araştırma Enstitüsü (IFPRI) verilerine göre, Türkiyede Küresel Açlık Endeksinin 1990da 5,7 iken, 2001de 3,1e, 2012de ise 1,5e düşmüştür dedi.
    
     -Güç birliği çalışması-
    
     Gıda güvenliğinin Ekonomik İşbirliği Teşkilatı bölgesi için önemli olduğunu dile getiren Eker, EİT Bölgesi, yaklaşık 450 milyonluk nüfusuyla ve 7 milyon kilometre kare yüz ölçümüyle önemli potansiyele sahiptir. Bölgedeki toplam iş gücünün yaklaşık yüzde 40ı tarım sektöründe istihdam edilmektedir. Tarımsal istihdam, bazı üye ülkelerde yüzde 80 düzeylerine kadar çıkmaktadır diye konuştu.
     Buna karşın tarımın milli gelir içindeki oranının yüzde 11in biraz üzerinde gerçekleştiğini ifade eden Eker, bu rakamların tarım sektöründe verimliliğin son derece düşük olduğunu, ancak bölgenin tarımsal üretim açısından önemli potansiyele sahip olduğunu gösterdiğini vurguladı.
     Açlık ve yoksulluğun en fazla kırsal alanlarda yaşam süren özellikle kadınlar, çocuklar, göçebe nüfus, köylüler, küçük çiftçiler, tarım işçileri üzerinde etkisini gösterdiğine işaret eden Eker, Yeterli gıda ve besine erişimin sağlanması giderek daha karmaşık ve zorlu hale gelmektedir. Ülkelerin bu zorlu süreci artık tek başlarına yönetebilmeleri mümkün değildir. Yeterli ve istikrarlı gıda arzının sağlanabilmesi için bölgesel ve uluslararası adımların koordineli, tutarlı ve şeffaf bir şekilde atılması önem arz etmektedir diye konuştu.
     Gıda güvenliğini tehlikeye düşürecek risklerin önceden tespit edilerek bu doğrultuda güvenlik ağlarının oluşturulması için EİT üyelerinin çalışmalarını el birliği ile artırması gerektiğini anlatan Eker, bu doğrultuda üye ülkelerin milli programları doğrultusunda bir bölgesel tarımsal kalkınma ve gıda güvenliği stratejisi hazırlanması yönünde karar alındığını, bu çerçevede Gıda Güvenliği Bölgesel Programı, FAO ile işbirliği halinde bir Teknik İşbirliği Projesi hazırlandığını belirtti.
     Bakan Eker, projenin başarılı olabilmesi için üye ülkelerin projeyi sahiplenmesi gerektiğini bildirdi.
    
     -Türkiye bir model haline geldi-
    
     Türkiyenin son dönemde tarım alanında kaydettiği gelişmeler ile bölgesinde model olarak alınabilecek ülkelerden birisi haline geldiğini ifade eden Bakan Eker, Türkiyenin, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) vasıtasıyla dünyanın birçok ülkesinde, gıda güvenliğinin sağlanmasına katkıda bulunmak amacıyla, tarım alanında birçok faaliyet yürüttüğünü anlattı.
     Türkiyenin, son yıllarda gıda fiyatlarında yaşanan dalgalanmalardan en az etkilenen ülkelerden biri olduğuna işaret eden Eker, şunları söyledi:
     Bu dönemde buğday, arpa ve mısır gibi temel ürünlerde ülkemizde yeterli miktarda üretim yapılmıştır. Genel olarak gıdada uluslararası piyasalarda fiyat artışlarının yüzde 103e ulaştığı dönemlerde ülkemizdeki artış oranları en yüksek yüzde 32 seviyesinde kalmıştır. Yeterli üretim miktarının yanında stok seviyelerinin yeterli olması ve uygun politikaların izlenmesi bunda etkili olmuştur. Tarım sektörümüz 2007 yılı hariç, 2004 yılından bugüne son 8 yılın 7sinde büyümüştür. Son 10 yılda tarımın milli gelire katkısı 23,7 milyar dolardan 61,8 milyar dolara yükselmiştir. 2002-2011 döneminde 2,6 kat artmıştır.
     Türkiyenin bölgede 10 yıldır sürdürdüğü ekonomik ve siyasi istikrar neticesinde özel sektör yatırımları için adeta güvenli bir liman olduğunu vurgulayan Eker, bu dönemde tarım sektörüne yapılan toplam yatırımın sabit fiyatlarda yüzde 192 oranında, cari fiyatlarda ise yüzde 516 oranında arttığını kaydetti. 2011 yılında tarıma yapılan kamu yatırımın 5.3 milyar, özel sektör yatırımının ise 6.8 milyar lira olduğunu dile getiren Eker, Birleşmiş Milletler 2010 verilerine göre Türkiyenin, tarım sektörüne yabancı yatırım çeken ülkeler arasında 13üncü sırada yer aldığını bildirdi.
     Türkiyede 10 yılda uygulanan tedbirler sayesinde tarımsal üretim ve verimliliğini önemli ölçüde artırdıklarına işaret eden Bakan Eker, Bugün Türkiye yaklaşık 62 milyar dolar tutarındaki tarımsal üretim değeriyle dünyanın yedinci, Avrupanın birinci büyük tarım ülkesi haline gelmiştir. Hedefimiz 2023 yılına kadar dünyadaki en büyük 5 tarım ülkesinden biri olmaktır dedi.
    
     -Dünyada gıdaya ulaşım sıkıntısı yaşanıyor-
    
     Bakan Eker, dünyada yeterince gıda üretimi yapıldığını, ancak sorunun gıdaya üreşimde sıkıntılar yaşanmasından kaynaklandığını ifade etti. Bakan Eker, Bu nedenle gıda güvenliği sorununun en az düzeye indirilmesi, sadece gıda üretiminin artırılması ile değil aynı zamanda nitelikli ürünlerin elde edilmesi ve elde edilen ürünlerin dengeli paylaşımı ile mümkün olabilecektir diye konuştu.
     Toplantıya İran Tarım Bakanı Sadegh Khalilian, Afganistan Tarım Bakanı Mohammad Asif Rahimi, KKTC Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Ali Çetin Amcaoğlu, Tacikistan Tarım Bakanı Qosim Qosimov, Azerbaycan Tarım Bakanı İsmet Abbasov, Kırgızistan Tarım Bakan Yardımcısı Dzhumaliev Akylbek ile Ekonomik İşbirliği Teşkilatına üye 8 ülkenin Tarım Bakanlığı üst düzey yöneticileri katıldı.
    
     Muhabir: Hatice Özdemir
     Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu
15 Kasım 2012 11:58
DİĞER HABERLER