Ekonominin iflasına 'evet' mi 'hayır' mı?

Referandum ekonomisine ‘hoş geldiniz’ faslı tamam. Şimdi ‘misafirlik üç gündür’ faslına geçildi. Sıra bin küsur odalı Saray’da ağırlanmanın faturasını ödemeye geldi. Karşılıklı jest ve mimikler de tükendi. Tavandan sarkan ithal avizelere boş boş bakarak 16 Nisan’da kurulacak referandum sandığından ‘evet’ çıkarılamaz ki!
Ekonominin iflasına 'evet' mi 'hayır' mı?

Medya tek sesli hale geldi. Muhalif sesler kısıldı. Mahpushaneler gazeteci ve yazarlarla doldu taştı. Buna rağmen ekonominin moral bozan ahvali halının altında saklanamıyor.

Dolar aldı başını gitti. Arada bir düşüyor gibi yapsa da parası olan koşup döviz alıyor. Son 4 haftada 2,5 milyar dolar döviz almış vatandaş. Bankalardaki döviz hesapları 145,5 milyar dolara çıktı. Kimse TL’nin toparlanmasını beklemediği gibi doların her geri geldiği seviyeyi ‘alım fırsatı’ olarak değerlendiriyor.

İşsizlik kriz senelerini bile geride bıraktı. Her beş gençten biri işsiz. Tarım dışı işsizlik yüzde 15’e yaklaştı. Üç üniversite mezunundan biri limon satarak geçimini temin ediyor. TÜİK’in formül değişiklikleri işsizliği düşüremediği gibi enflasyona da çare olamadı. Referandumdan evvel enflasyonun düşürülmüş haliyle bile çift hane olması seçmene ‘evet’ten çok ‘hayır’ı tercih ettirir.

2017’DE 13 BİN ŞİRKET İFLAS EDECEK

2016’da 100 bin küçük esnaf kepenk indirdi. 12 bin orta ve büyük boy işletme de battı. Bu sene ise en az 13 bin şirketin iflas edebileceği belirtiliyor. Bunlar arasında orta ve büyük ölçekli şirketlerin de ismi geçiyor. Alacak sigortası şirketi Euler Hermes’in ‘İflaslar: Buzdağının Görünen Ucu’ başlıklı raporunun Fitch’in kredi notunu indirmesinden aşağı kalır tarafı yok. “Türkiye iflasların güçlü artış gösterdiği ülkeler arasında” cümlesinin altından kalkmak zor. Fitch de notu ‘çöp’e atarken kuvvetler ayrılığının sona ermesinin getireceği siyasî risklerden endişe etmişti.

2017’yi de ‘kayıp sene’ olarak ilan eden Euler Hermes 2016’nın bilançosunu da çıkarmış. Park Bravo, Real Hiper Marketleri, Beğendik Mağazaları, Akfa Holding, Gold Teknoloji Market ve Benlioğlu Yapı gibi 50 milyon Euro ve fevkinde ciroya sahip 16 şirketi alt alta yazıp toplamış. Batan para 2,2 milyar Euro. Dile kolay. Türkiye’nin 1 aylık ihracatına yakın sermaye sıfırlandı.

İSTANBULLU TÜP GEÇİTTEN GEÇMEZ OLMUŞ

Yandaş işadamları her gün kapıları aşındırıyor. Şu banka haciz işlemi yapacakmış. Para yok. Nakit sıkıntısına Varlık Fonu’na devredilen Hazine mallarından çare bulunabilir. O çok kısa bir süreliğine olabilir. Yabancılar da para yatırmıyor ki! Reza Zarrab’ın bavullarının boşluğu doldurulamadı!

‘Garantili (yatırım, alım, yolcu, hastane, finansman vd.)’ projeler de moral bozmaya devam ediyor. İstanbul’un iki yakasını Boğaz’ın altında bir araya getiren Avrasya Tüneli’nden günlük 20 bin araba geçince Osman Gazi ve Yavuz Sultan Selim köprülerinde olduğu gibi Hazine’den ilave ödeme yapıldı. Ortada kapı gibi mukavele var. Her gün 68 bin araba geçmezse aradaki farkı devlet ödeyecek. Açıldığı tarihten bugüne iki ay geçti. Hazine işletmeciye 34 milyon lira ödedi.

Haftalık propaganda saatinde çok işe yarayan muhtarlar Meclisi, ekonominin acı hakikatleri karşısında çaresiz. Vakit daraldı. Ne olacaksa 17 Nisan sabahından sonra olsun! O tarihe kadar OHAL’i ekonominin bütün birimlerine tatbik etmek şart. Varlık Fonu’na Hazine’nin elinde kalan son gümüşleri devretme fikrini bulan Yiğit Bulut ve Damat Berat Albayrak birkaç fon fikri daha geliştirebilir mi?

PAZARLIK ETMEDEN NE DENİLİYORSA YAPIN

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) üyeleri kalkmış bir de pazarlık ediyor. “Şu imkânları tesis edin biz de işçi alalım” mealinde konuşmak hıyanet-i vataniye değil de nedir? Ayak bağı olan yargı ve TBMM’yi, medyayı tamamen toprağa gömmeye bu kadar yaklaşıldı. İşsizlik, yüksek enflasyon, dolar şoku ve seri iflasları konuşarak ‘reise’ isyan ettiklerinin farkında olmayanlar için de bir çare düşünmek lazım.

Mart sonuna kadar gümbür gümbür eleman istihdam edildi edildi. Nisan başında tek tek sigaya çekilecek TOBB üyeleri. Kim eleman almış, kim almamış? İşsizlik Fonu’nda çalışanlardan kesilen paralarla 90 milyar TL birikti. Nasıl ‘yandaş’ patronların kredi krizine ‘Paralel Hazine’ kurarak çare bulundu ise gümbür gümbür istihdama da İşsizlik Fonu’ndan destek verilir olur biter. İtiraz edenlere KHK kadife eldiveni ile haddi bildirilir. Gümbür gümbür istihdamın senelik 12,5 milyar TL maliyeti var. 11 milyar lirası İşsizlik Fonu’ndan alınınca mevzu çözülmüş sayılır.

Referandum ekonomisinde çare tükenmez. Mart çok kritik. O ay toz pembe bir Türkiye tablosu resmedilmesi için olmayan paralar üzerinden umut tacirliği yapılacak. Erken emeklilik, benzine, motorine, LPG’ye indirim, işçi, memur ve emekliye seyyanen zam gibi hazırlıklar da ikmal edilmek üzere. Turpun büyüğünü marta saklamakta fayda var.

Popülizmi hoş bulun veya hoş bulmayın! Oy ütmenin başka yolu mu var?

Kaldı ki size fikrinizi sual eden oldu mu?

‘Mart sonuna kadar gümbür gümbür’ denildi ise ötesi teferruattır.

Semih Ardıç tr724
13 Şubat 2017 09:24
DİĞER HABERLER