Yolsuzluk ve terör soruşturmalarında görev alan polislere yönelik sahur operasyonuyla başlayan gözaltı ve tutuklama kararlarının dayanağını müfettiş raporları oluşturdu.

Söz konusu raporlarla onlarca polis de ya açığa alındı ya da meslekten ihraç edildi. Raporlar gerekçe gösterilerek geçtiğimiz hafta dinleme ve özel hayatın gizliliğini ihlal ettikleri iddiasıyla 8 emniyet müdürünün daha meslekten atıldığı ortaya çıktı. Raporun altında ise polis başmüfettişi Lütfullah Uğur Pekcan’ın imzası bulunuyor. Pekcan’ın ismi, 1999 yılında Ankara’da patlak veren Osman Ak’ın liderliğindeki telekulak skandalıyla gündeme geldi. O dönemde Pekcan, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde C Şube’den sorumlu büro amiriydi. Ak’ın talimatıyla emniyetteki sözde cemaat kadrolaşmasıyla ilgili çalışma başlattı. Hazırladığı rapor, Ak aracılığıyla ilgili birimlere gönderildi.

İçişleri Bakanlğı’nın başlattığı cadı avı kapsamında  özellikle Emniyet İstihbarat ve TEM dairelerine bağlı birimlerde yapılan teftişlerin ardından yüzlerce emniyet mensubu ‘yasa dışı dinleme yapmak, illegal kayıt almak, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek ve basına bilgi servis etmek’ gibi suçlamalar gerekçe gösterilerek açığa alındı. Bunun son örneği Ankara’da yaşandı. Adı bir dönem aralarında Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Milli Savunma Bakanlığı ve MGK personellerinin de bulunduğu 963 kişinin illegal dinlenmesi skandalına karışan Lütfullah Uğur Pekcan, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanlığı ile Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube’de inceleme yapması için görevlendirildi. Pekcan, yaklaşık dört ay boyunca iki birim arasında mekik dokudu. Bu süre içinde mahkeme kararıyla yapılan bütün dinleme kayıtları incelemeye tabi tutuldu. Teftişin bitmesinin ardından da yaklaşık bin sayfalık bir tevdi raporu hazırlandı. Hazırlanan raporda bazı emniyet mensuplarının illegal dinleme yaptıkları ve gerçek sebeplere dayanmadan suç uydurdukları iddia edildi. Ardından da 48 istihbaratçı açığa alındı. Açığa alma işlemlerindeki iddiaları değerlendiren İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu, bu kişilerden 8’ini meslekten ihraç ederken geri kalan 40 kişi hakkında ise ceza tayinine gerek olmadığı kanaatine vardı.