TMMOB Makine Mühendisleri Odası, yayınladığı enerji raporunda, Türkiye’nin plansız yatırımlarla ihtiyacın çok üzerinde üretim kapasitesi tesis ettiğine ve enerji faturalarının asgari ücretin yüzde 15’ini aştığına dikkat çekti.
TMMOB Makine Mühendisleri Odası “Türkiye Enerjide Nereye Gidiyor?” başlıklı raporunu açıkladı. Raporda, “Enerji yönetimi ve bütün iktidar çevrelerinin çabası, toplumda yapay bir ‘ülke kalkınması’ algısı oluşturmak, derinleşen siyasal, ekonomik, toplumsal krizi unutturmak ve yandaşlarını tahkim etmeye yöneliktir” denildi.
Odanın, Enerji Çalışma Grubu tarafından hazırlanan raporda enerjide gölgelenmeye çalışılan sorunlar ve gizlenmeye çalışılan gerçekliklerin dile getirildiği kaydedildi. Raporda özetle şu tespitlere yer verildi:
FOSİL YAKITLARA VE İTHALATA BAĞIMLILIK SÜRÜYOR
Enerji arzı içinde fosil kaynakların payı yüzde 83,5, yenilenebilir enerji kaynaklarının payı yüzde 16,5, ithal kaynakların payı yüzde 69, yerli kaynakların payı ise yüzde 31'dir. Enerji sektörünü özel tekellerin kâr egemenliğinden çıkarıp kamusal bir düzleme aktarma, enerjiyi azami ölçüde verimli kullanarak demokratik bir denetimi/programı gerçekleştirme ihtiyacı vardır.
ARZ FAZLASI VAR, YATIRIM DEVAM EDİYOR
Elektrik sektöründe abartılı talep tahminleri ve plansız yatırımlarla ihtiyacın çok üzerinde kurulu güç ve üretim kapasitesi tesis edilmiştir. Türkiye'nin yıllık elektrik tüketimi 300 milyar kWh civarında gerçekleşmektedir. 2020'de puant değer 49.556 MW olmuştur. 2020 Ekim sonu itibarıyla Türkiye kurulu gücü ise 93.918,8 MW'dır. Yani, 44.362,8 MW ani yedek güç mevcuttur. Kurulu gücün puant güçten makul miktarda fazla olması normaldir, ancak yüzde 89,5 oranında fazla oluşu, arz kapasitesinin fazlalığının altını çizmektedir.
ENERJİ HARCAMASI ASGARİ ÜCRETİN YÜZDE 15'İNİ GEÇTİ
Toplam istihdamın yüzde 34,64'ünün sosyal güvenlik sistemi dışında sigortasız ve yüzde 60'ından fazlasının asgari ücretin altında ücretle çalıştığı günümüz Türkiye'sinde, art arda gelen zamlarla aileler her ay tutarı daha fazla artan enerji, su vd. faturalarını ödemekte zorlanmakta ve ödeyemedikleri için elektriği, gazı, suyu kesilen konut sayısı milyonlarla ifade edilmektedir. Ekim 2020 itibarıyla, hane halkı aylık ortalama elektrik ve doğal gaz harcamaları toplamı, asgari ücretin İstanbul'da 15,10'u; Ankara'da yüzde 16,30'u kadar olmuştur.
ENFLASYON YÜZDE 21.5, ENERJİYE ZAM YÜZDE 39.7
Ocak 2019-Ekim 2020 döneminde TÜİK'in resmi enflasyon artışı yüzde 21,5 olurken, konutlarda elektrik fiyatları yüzde 39,7; doğal gaz fiyatları yüzde 34,7-39,7 oranlarında artmıştır.
KAÇAĞIN YÜKÜ VATANDAŞA YÜKLENİYOR
Kayıp/kaçak oranlarının kabul edilebilir seviyeye düşürülmesi yükümlülüklerini yerine getirmeyen şirketler tarafından kaçak kullanılan elektrik bedelleri, abone faturalarına eklenmekte ve faturalar yükseltilmektedir.
İLAVE ÖDEMELER 59 MİLYAR TL'Yİ BULDU
Yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektriğe ABD doları bazında; yerli kömürden elektrik üreten santralların üretimlerinin bir bölümüne TL bazında (dönemsel olarak güncellenen) sabit fiyat ile alım garantisi verilmesi; bazı elektrik üreticilerinin piyasa ortalama satış fiyatından daha yüksek fiyatlarla elektrik satmalarını sağlamakta; ayrıca bazı santrallara üretimden bağımsız olarak Kapasite Mekanizması adı altında ödeme yapılmaktadır. Bazı varsayımlarla, bu ilave ödemelerin 2018-2019 yılları ve Ocak-Eylül 2020 dönemi toplamının yaklaşık 59 milyar TL olduğu söylenebilir.
YENİLENEBİLİR ENERJİ ADINDA TALAN: KARADENİZ HES'LERİ
2010 yılında uygulamaya konulan YEKDEM mekanizması sonrasında, Doğu Karadeniz'de akarsular üzerine HES yapma furyası hızlanarak devam etmiştir. Doğu Karadeniz'in bağrına sokulan ilk hançer olan sahil yolunun ardından ikinci hançer doğa ve toplum düşmanı, kâr hırsı ile tekniğe ve ahlaka aykırı olarak inşa edilen HES'ler olmuştur.
İNSANLARI ZEHİRLEYEN SANTRALLER KAPATILDI MI?
Cumhurbaşkanlığı “veto”suna ve yürürlükteki çevre mevzuatının gerekliliklerini yerine getirmemiş olmalarına rağmen, yerli kömür yakıtlı santrallardan bir kısmına 2020 yılbaşında hemen çalışma izni veya geçici faaliyet izni verilmiştir. Çok geçmeden Haziran başında kapatılan santralların önemli bir kısmına da (geçici faaliyet belgesi ile) izin verilmiştir. Ancak yasal sınır değerleri sağlayacak yatırımların tamamlanıp tamamlanmadığı ve eğer tamamlanmamış ise çalıştırılmalarına hangi yasal dayanak ile devam edildiği yönünde kamuoyuna herhangi bir bilgi verilmemiştir.
SİNOP NÜKLEER SANTRILİ HAYALİ BİR PROJEDİR
Atık yakıtın 60 yıl boyunca proje sahasında nasıl biriktirileceği, sonrasında nasıl imha edileceği ve maliyeti ÇED Raporu'nda dikkate alınmamış, santral maliyeti içerisinde hesaba katılmamış ve ülkeye neye mal olacağı açıklanmamıştır. Yer lisansı bile bulunmayan, yatırımcısı belirsiz hayali bir NGS'nin ÇED Raporu ile ÇED Olumludur kararı hükümsüzdür. Sahil yolu, küçük HES'ler, madenler ve yaylaları biçen yollardan sonra Karadeniz'in bağrına saplanacak yeni bir hançer niteliğindeki Sinop NGS projesinden vazgeçilmelidir.