Türkiye'nin, özellikle de AKP'nin, Balkanlar'ı kendi çıkarları doğrultusunda dizayn etme çabasına bu ülkelerin kurumlarından ve medyasından tepki geliyor.
Kosova'da altı Gülen grubu üyesinin kaçırılmasının ardından, bölgede AKP çıkarlarının ilerletilmesi amacıyla yapılan yatırımlar ve camiler de pek memnuniyetle karşılanmıyor.
Yunan Gazetesi Kathimerini'de çıkan bir yazıda, Erdoğan'ın Arnavutluk'a dair planlarının Arnavut milliyetçiliği duvarına çarpacağı yorumu yapılıyor.
Yazının ana başlıkları şöyle:
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ortadoğu’da birçok askeri cephe açmışken bir yandan da sağda solda Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’le ilgili tehditler savuruyor. Tabii ki bu durum, Balkanlar’ın radarından çıktığı anlamına gelmiyor.
Erdoğan’ın planı bölgede, sürgündeki din adamı Fethullah Gülen’e bağlı olanların, özellikle de hareketin takipçisi özel okullar ve diğer kuruluşların kökünü kazımak. Yakın zamana kadar hükümetleri, okulları kapatıp sözde “teröristleri” teslim etmeleri için zorluyordu.
Daha geçen ay, altı Türk uyruklu, Kosova’da faaliyet gösteren Ankara gizli servisi tarafından kaçırıldı. Bu arada Erdoğan, Gülenci’lerin bir dizi ihtilal planladığını iddia ederek sıradan Arnavutların gözünü korkutmak için bir propaganda kampanyası başlattı.
Fakat Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Balkanlar’daki etnik Arnavut nüfusunu dini radikalleşme üzerinden manipüle etme çabaları, bu nüfusun gözünde fazla ileri gitmiş durumda.
Çünkü hassas bir noktaya, milliyetçilik denen bam teline bastı. “Bir Arnavut’un inancı Arnavutçuluk’tur [Arnavut olmaktır],” satırlarını yazan milliyetçi şair Pashko Vasa, aynı zamanda neo-Osmanlı’nın içeri sızma teşebbüsüne karşı bir siper görevi gören gerçeğin altını çiziyor.
Arnavutlar, Türk yatırımlarını veya cami inşası için yatırılan paraları hoş karşılasalar da, pek azı Erdoğan’ın kendi yurdunda oluşturduğu türden bir demokrasi altında yaşamak istiyor. Büyük çoğunluk yüzünü, kendileri, daha da önemlisi çocukları için bir gelecek gördükleri Batı’ya çevirmiş halde.
Dahası, İslam’ın, özellikle de radikal İslam’ın, kendi milliyetçi kimliklerini baltaladığını düşünüyorlar. Ne de olsa, okullardaki tarih kitaplarından atalarının Osmanlı’nın hakimiyetinden kurtulmak ve bir ulus olarak özgürlüklerini kazanmak için nasıl savaştığını biliyorlar.
Birkaç ay önce yetkililer, Türkiye tarafından finanse edilen, İskodra şehri yakınlarındaki bir hidrogüç santralinin açılışını yaptılar. Halk, bir gece baskınıyla duvardaki Türk bayrağını imha etti. Halktan biri, Tiran televizyon kanalına, “Bu bir provokasyon. Bizi yüzyıllarca köle eden Osmanlı’yla savaştık. Sabah bu bayrağa bakarak uyanamayız,” dedi.
Erdoğan kendini Balkan yarımadasında yaşayan Müslümanların lideri olarak görebilir, ama kısa süre önce Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti’ni ziyareti sırasında, en büyük etnik Arnavut politik partinin lideri Ali Ahmeti, etnik Arnavut köyleri gezisinde kendisine eşlik etmeyi reddetti ve bakanlarının da ona katılmasını yasakladı.