Erdoğan'ın kafasındaki alternatif Çin, borçlanmada Türkiye için alternatif olur mu?

Çin piyasası Türkiye'nin ihtiyacı olan kredileri sağlaya bilir mi?

Redmin Üniversitesi ekonomi profesörü Yiwei Wang, Çin piyasasının Türkiye'nin yatırım projeleri için ihtiyacı olan kredileri temin etme konusunda mevcut şartlarda bir alternatif olamayacağını söyledi.

Geçen haftaki bir konuşmasında kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ekonomisine ilişkin 'taraflı' raporlar hazırladığını belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu taraflı raporlar sebebiyle karşılaştığımız zorlukları aşmak için dış borçlanmada Çin piyasasına yöneliyoruz." demişti.

Euronews'e konuşan Çinli ekonomist Yiwei Wang, Türkiye'nin 40 yıldır Avrupa Birliği'ne (AB) girme çabası gösteren bir ülke olduğunu belirterek, "Çin'in dış borçlanmada bir kredi kaynağı olarak Türkiye için AB gibi alternatif bir duruma gelmesi çok zor. Türkiye'nin tüm ekonomik ve sosyal reformları Avrupa Birliği sistemiyle uyum yönünde. Ekonomik olarak da Türkiye AB modelini örnek alıyor. Bu durumda elbette Avrupa pazarı, Türkiye ekonomisine daha çok hitap ediyor. Çin'in Türkiye ile ekonomik ilişkisi daha çok ticari ve 'satın alma' üzerine." diye konuştu.

"Türkiye kimlik krizi yaşıyor"
Türkiye'nin öncelikli olarak ne istediğine karar vermesi gerektiğini söyleyen Yiwei Wang, "Elbette uzun dönemde Türkiye - AB ilişkisi, Türkiye - Çin ilişkisi farklı noktalara gelebilir. Türkiye bir süredir bir kimlik arayışı içerisinde. Bir kimlik krizi denilebilir. Müslüman ülkelerle bir birlik kurulması ya da Osmanlı günlerine geri dönüş politikaları beraberinde sorunlar getirebilir." diye konuştu.

"Ticaret savaşı tüm ülkelere zarar verir"
ABD Başkanı Donald Trump'ın başlattığı ticaret savaşının uzun dönemde birçok ülkeye olumsuz etkilerinin olacağı öngörüsünde bulunan Wang, şöyle konuştu: "ABD, Çin ile olan ekonomik ilişkilerden gurur duymalı. Şu an yaşananlar köklü ekonomik ilişkilere zarar veriyor. Özellikle de Kasım ayında yapılacak seçimleri düşündüğümüzde Trump yönetimi kısa dönemde bu agresif politikalarının içe dönük faydalarını görebilir ancak uzun dönemde bu durum hem bu ülkelere hem de ABD ekonomisiyle sıkı ilişkileri olan ülkelere zarar verir. Çünkü ABD ekonomisi küreselleşmiş bir ekonomi, bunları ayıramazsınız birbirinden. Tek taraflı olarak alınan bu kararı dar görüşlü ve adil olmayan bir politika olarak görüyorum."

08 Ağustos 2018 23:38
DİĞER HABERLER