CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na "Bir değişim olacaksa sizin liderliğinizde olması gerekiyor" dediğini ileri sürdü.
İsmi son günlerde Halk TV'yle yaşanan gerilim nedeniyle gündemde olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem, ana muhalefet partisindeki 'değişim' tartışmalarıyla ilgili olarak açıklamalarda bulundu.
Sözcü yazarı Ruhat Mengi'ye konuşan Erdem, ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun belediye başkanlarıyla bir araya geldiği toplantı hakkındaki haberler için "Hayret ediyorum" dedi.
"Örneğin Çanakkale Bayramiç Belediye Başkanı söyledi. Kemal Bey'e 'çekilin' dedi. Zaten bizim belediye başkanları toplantımızda Kemal Beye 'çekilin' deme kontenjanı vardır, yüzde 3 bunu söyler. Kemal Bey geldiğinden beri olan bir şey, bu bir kontenjan zaten" ifadesini kullanan siyasetçi, şöyle devam etti:
"Çanakkale'de, orada burada muhalif 3-4 belediye başkanı çıkıp Kemal Beye 'Çekilmelisiniz' der, bunlar Ekrem Beyci filan da değiller. Ayrıca Ekrem Bey de konuşmasında 'Sayın Genel Başkanım, bir değişim olacaksa sizin liderliğinizde olması gerekiyor' şeklinde bir ifade kullandı, aynen oradadır. İki yüz yedi belediye başkanı ve MYK üyelerinin tanıklığında yaptı bu konuşmayı. 'Ben değişimi sizinle konuşarak yapmak taraftarıyım' dedi, çok yapıcı bir konuşma yaptı. Ama basına şöyle yansıdı 'Genel başkanlıktan çekilmezseniz ben yerelde yokum', öyle bir cümle yok."
Mengi'nin devamında yönelttiği sorular ve Erdem'in bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
Yani, Kılıçdaroğlu çekilmezse İmamoğlu seçimde İBB başkan adayı olacak mı?
Hiç böyle bir konu gündeme gelmedi ki. Bakın “Ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyım, büyük şehirleri kazanmamız gerekir, vs”, burada hiç kimse çıkıp da “Ben aday olacağım ya da olmayacağım” demez.
“GİTMENİZ LAZIM” GİBİ BİR KONU GEÇMEDİ
Ama yönetime bunu bildirebilir değil mi?
Onun zamanı değil ki daha, böyle bir tartışma hiç olmadı ki. O konsept içerisinde bunlar konuşulmaz zaten. Orada Ekrem Bey çıktı, “Sayın Genel Başkanım” dedi, “Size karşı bugüne kadar ben hiçbir nezaketsizlik yapmadım, 22 Haziran'dan beri televizyonlara konuşmuyorum, etik dışı bir konuşma ben yapmam. Yüksek bir nezaketle sizinle 3 defa konuşma yaptık, bir değişim olacaksa bu sizinle beraber olmalı” dedi. “Bu konuyu bizim yükseltmemiz lazım, toplumun enerjisini yüksek tutmamız lazım” dedi, bu eksende kaldı yani. “Gitmeniz lazım” gibi bir konu geçmedi.
DUYGUSAL BİR KOPUŞ VARSA ONARABİLMENİN YOLU OMUZ OMUZA DURABİLMEKTİR
- Eren Bey, siyaset bilimciler dahil büyük bir çoğunluk CHP'nin değişimi de, bu süreci de çok iyi yönetmesi, hiç sorun çıkmaması gerektiği görüşünde. CHP Grup Başkanı Özgür Özel “Duygusal kopuş yaşanıyor, seçmene hesap vermeliyiz” dedi.
Partinin tartışmalarla yıpranmasına müsaade etmeyiz, kimse merak etmesin. Partinin Genel Başkanı ve MYK üyeleri, biz bugüne kadar herhangi bir parti yöneticimizin aleyhinde ya da onun duygularını tahkir eden tek bir ifade kullanmadık. Çok hassas bir süreç yönetiyoruz, hepimiz bu hassasiyeti taşımak durumundayız. Bugün gerçekten büyük bir hayal kırıklığı var mı, var, doğru ama siyasetin görevi aynı zamanda bu tür hayal kırıklıklarını onarabilme meziyetini doğru zamanda ve doğru koşullarda kullanabilmektir. Böyle bir duygusal kopuş varsa, bunun önüne geçmenin yolu sağlıklı bir şekilde süreci değerlendirmek ki bu yapılıyor, bütün kurullarımızda bu tartışılıyor ve aynı zamanda da hep beraber omuz omuza durabilmektir. Bizim hassasiyet noktamız bu, ben Kemal Bey'in yanında olan biri olarak hassasiyet noktamızı bu şekilde ifade ediyorum. Bugün değişim tartışması yapan arkadaşlarımız da dahil hepimizin topyekun omuz omuza bu süreci taşımamız gerekir. Değişim tartışmalarının, partinin doğal tartışmaları haline dönüşmesinin yolu budur zaten. Parti kurullarında, Genel Başkan'la, herkesle birlikte “Bu partiyi nasıl iyileştirebiliriz, önümüzdeki yerel seçimi nasıl kazanabiliriz” tartışmasına dönüştürmemiz halinde toplumun umutlarını yeniden yeşertebilme imkanı kazanabiliriz, aksi takdirde işimiz zorlaşır.
-Şu anda muhalefette bir kargaşa olduğunu seçmen görüyor, siz de görüyorsunuz herhalde, her şey sütliman denemez değil mi?
Tabii ki ama ben şunu ifade ediyorum; toplumun içine sürüklendiği algıya yol açan nedenlerle, bizim şu anki durumumuz örtüşmüyor. Biz meseleye böyle bakmıyoruz, biz şu anda parti içerisinde bir çatışma, bir cepheler savaşı görmüyoruz, böyle olmasını doğru bulmuyoruz, onaylamıyoruz. Bizim siyaset hattımızda Ankara'da, CHP Genel Merkezi'nde bir cepheler savaşı veya iç çatışma filan yok, bunu böyle yansıtmak isteyen çevreler var. Bu çevrelerin gayesinin de yaklaşmakta olan yerel seçimlerde iktidara sonuç aldırmak olduğu kanaatindeyiz. Yanlış anlaşılmasın, CHP'ye yönelik eleştirileri kast etmiyorum, sadece CHP içerisinde cepheleşme ve çatışma olduğu imajına yönelik algı yöneten çevreleri kast ediyorum.
Yoksa CHP'ye yönelik eleştiriler başımızın üstünedir, tartışırız, konuşuruz, o eleştiriler doğrultusunda kendimizi yenileriz ama bizim böyle bir çatışmamız yoktur, ismi geçen arkadaşlar bizim arkadaşlarımızdır, biz burada sadece 'siyaset yapma şekli, açısından bir olayın etik olup olmamasını' partinin kurulları, kuralları açısından tartışırız ve zaman zaman Sayın Genel Başkanımız 'Bu etiktir, bu etik değildir' gibi hatırlatmalar yapmaya yetkilidir zaten. Bunu yapma sebebi birilerini tahkir etmek değildir, partinin kurumsal kimliğini korumaktır. Gündemimizde polemik yok, kim ne söylerse söylesin cevap vermeyeceğiz, cevabı verecek olan kurultaydır.