"Birliği ve barışı korumanın yolu Avrupa Birliği siyasetine dönmek, üye olup olmamaya önem vermeden bu standartı tutturmaktan geçiyor. Bu mesele, koalisyonda kimin kaç sandalye alacağından daha önemli."
AKP’nin stratejik derinlik adı altında yürüttüğü başta Suriye olmak üzere bölge politikaları Türkiye’yi büyük bir açmazla karşı karşıya bıraktı. Tel Abyad’daki gelişmeler şu anda çok az kişinin dikkatini çekiyor ama koalisyon pazarlıklarından daha önemli sonuçlara gebe.
IŞİD’in Tel Abyad’da uğradığı yenilgi, Türkiye’nin Batı İttifakı’ndan hızla uzaklaşmakta olduğunun açık göstergesi oldu. Amerikan yönetimi Suriye’de henüz terör listesinden çıkarmadığı PKK’dan yana, Türkiye’ye karşı tavır aldı.
Erdoğan ve Davutoğlu’nun bu konudaki tercihi, Esad’ın altı ayda gitmeyeceği belli olduktan sonra, sınırda Sünni-Arap bir devlet kurulmasını sağlamaktı. Washington buna izin vermedi.
Kürtler, Obama’nın bölge stratejisi için Türkiye’den daha güvenilir bir seküler güç olarak ortaya çıktı. Yoğun hava bombardımanı IŞİD’i yıpratırken Kürtler karadan yaptıkları hamlelerle IŞİD’i çökertti. Kobane’de direnip büyük kayıplara uğrayan IŞİD, Tel Abyad’dan çekilmeyi tercih etmek zorunda kaldı.
(...)