Suriye ordusunun İdlib’e operasyon düzenleyeceğine dair sinyaller güçlenirken, görüşmeler de sürüyor. Türkiye’nin operasyonu engellemek için İdlib’i kontrol altından tutan Heyet Tahrir Şam ile görüştüğü iddia edildi.
Suriye'de silahlı muhaliflerin kontrolünde kalan tek bölge olan İdlib'de rejime bağlı güçlerin askeri operasyonunu engelleyebilmek için masada görüşmelerin sürdüğü belirtiliyor. Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, İdlib'in yaklaşık yüzde 60’ını kontrolü altında bulunduran, El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir Şam ittifakı ile örgütün kendini lağvetmesi yönünde görüşmeler yapıldığını iddia etti. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin verdiği bilgiye göre görüşmelerde Türkiye de yer alıyor.
Gözlemevi yöneticisi Rami Abdül Rahman Fransız haber ajansı AFP’ye yaptığı açıklamada, “Türkiye ile Heyet Tahrir Şam arasındaki görüşmelerin sürdüğünü” söyledi. Rusya’nın Heyet Tahrir Şam ittifakının lağvedilmesini istediğini belirten Abdül Rahman, “geniş çaplı bir operasyonun engellenmesi için bunun Moskova'nın ön şartı” olduğunu kaydetti. Abdül Rahman, "operasyona başlanmasının Heyet Tahrir Şam ile yapılan görüşmelerin başarısı veya başarısızlığına bağlı” olduğunu da sözlerine ekledi. Ankara, İdlib operasyonuyla kendi sınırlarına doğru oluşabilecek yoğun göç dalgasından endişe ediyor.
Heyet Tahrir Şam'ın propaganda aracı olarak bilinen Ibaa haber ajansında yayınlanan yorumlarda, görüşmeler sonrasında ittifakın lağvedilmesi konusunda kapıyı açık bıraktığı ifade edildi. “Lağvetme meselesi, eğer hayata geçirilecek olursa, bunun ittifakın danışma kurulu tarafından tartışılması gerekir, yerel veya dış güçler tarafından dikte ettirilemez” denildi.
"Görüşmelerin başarıya ulaşma şansı düşük”
AFP'nin haberinde Türkiye'nin, El Kaide'nin Suriye'deki uzantısı El Nusra öncülüğünde oluşturulan Heyet Tahrir Şam ittifakı üzerinde ne kadar etkili olduğunun tam olarak bilinmediğine dikkat çekildi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nden Abdül Rahmen, görüşmelerde başarıya ulaşma şansının oldukça düşük olduğunu konusunda uyarıda bulundu.
Türkiye, Rusya ve İran'ın girişimiyle yürütülen Astana görüşmeleri çerçevesinde bölgede ateşkesin takibi için gözlem noktaları kurulması kararlaştırılmıştı. Suriye'nin rejiminin olası askeri operasyonuna hazırlık olarak Türkiye'nin bölgede oluşturduğu 12 gözlem noktasına asker takviyesi yaptığı belirtiliyor. Türkiye, İdlib'e bir operasyon düzenlenmesi durumunda ülkeye gelecek mülteci sayısının artacağı endişesiyle bölgede askeri harekâta karşı çıkıyor.
"Son aşamaya gelindi”
Rusya ve Suriye ise operasyonun çok yakın olduğu işaretini veriyor. Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim'ın bugün Moskova'da Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile yaptığı görüşmede de İdlib konusu ele alındı. Muallim, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, "Suriye krizinin çözümü ve bütün ülkenin terörden arındırılması için son aşamaya” geldiklerini belirtti. Muallim, olası operasyonda kimyasal silah kullanılması kaygılarına ilişkin olarak da, Suriye'de kimyasal silah bulunmadığını söyledi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da, Suriye hükümetine bağlı güçlerin olası bir operasyonda kimyasal silah kullanmayacağını vurgulayarak, ellerinde kimyasal silah olmadığının altını çizdi. Lavrov, Suriye hükümetinin sivillerin ölümünü de engellemeyece çalışacağını ifade etti.
Birleşmiş Milletler kaygılı
Birleşmiş Milletler'den (BM) ise İdlib'de askeri bir operasyon düzenlenmesi halinde kimyasal silah kullanılmasından ve sivillerin durumundan duyulan kaygıyı dile getiren açıklamalar geliyor.
BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, Cenevre'de yaptığı açıklamada, Suriye hükümetinin yanı sıra El Nusra’nın da kimyasal silahlara sahip olması nedeniyle, bir operasyon düzenlenmesi halinde en büyük tehlikenin kimyasal silah kullanılması olduğunun altını çizdi. Taraflara ve arabuluculara çağrıda bulunan de Mistura, askeri operasyon yerine bir çözüm bulunması gerektiğini belirterek, “Neden acele ediliyor, görüşmeler için neden daha fazla zaman harcanmıyor?” sorusunu yöneltti.
BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, İdlib'de teröristlere karşı verilen mücadelenin bedelini sivillerin ödememesi konusunda da uyarıda bulundu. İdlib'de El Nusra ve El Kaide terör örgütlerinin yaklaşık 10 bin üyesinin bulunduğuna dikkat çeken de Mistura, bu teröristlerle mücadele edilmesi ve onlara karşı zafer kazanılması gerektiğini belirtti, ancak bunun bedelini bölgedeki yaklaşık 2 milyon 900 bin sivilin ödememesi gerektiğini vurguladı. BM denetiminde insani bir koridor oluşturulmasını isteyen de Mistura, böylelikle sivillerin güvenli bölgelere gönderilebileceğini söyledi.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de, dün yaptığı açıklamada, olası bir operasyonun "insani bir felakete” dönüşebileceği konusunda uyarıda bulunmuştu.