Feza Gazetecilik AŞ'den kamuoyuna

Feza Gazetecilik AŞ, TOMA ve çevik kuvvet polisleri eşliğinde dün gece şirket yerleşkesinde yapılan aramaya ilişkin açıklama yaptı.

Açıklamada şu görüşler ile getirildi: "11 Kasım 2015 gecesi şirketimizin Yenibosna'daki yerleşkesinde helikopter, TOMA ve çok sayıda çevik kuvvet polisi eşliğinde gelinerek yapılan hukuksuz aramaya dair basın açıklaması.

Üç soruda hukuksuz arama;

Polis Feza Gazetecilik matbaasına niye geldi?

Kayyum tarafından yönetilen Bugün gazetesi ile işten atılan bağımsız gazetecilerin kendi imkânlarıyla çıkardığı Özgür Bugün gazeteleri arasında marka ve fikri haklar konusunda bir uyuşmazlık yaşanıyor. Bu uyuşmazlığı çözmenin yolu, yetkili mahkemelerde o çerçevede dava açmak. Feza Gazetecilik, marka uyuşmazlığının taraflarından biri değildir. Feza Gazetecilik 'in matbaası kendi yayınları dışında pek çok gazete ve yayının basılmasına yasalar çerçevesinde imkân tanımaktadır.

Gazete korsan mı basılıyor?

Gazete yayınlamak izne tabi değildir. Ticari şartları yerine getiren herkes gazete yayınlayabilir. Marka uyuşmazlığı varsa bu, ticaret hukukunun ilgi alanındadır ve tarafları bağlar. Herhangi bir matbaa ticari gereklerini yerine getiren ürünleri basar. Bunun hukuki prosedürleri vardır. Feza Gazetecilik, bu çerçevede her gün matbaada basılan yayınlardan iki nüshayı Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'na ve İstanbul Valiliği'ne tutanakla teslim etmektedir. Özgür Bugün gazetenin künyesinde nerede basıldığı açık açık yazılıdır. Buna rağmen bir 'korsan baskı'dan söz etmek sadece hukuku değil, aklı ve mantığı da hiçe saymaktır.

Yazı İşleri ve Haber Merkezini arama talimatını kim verdi?

Hâkim kararında matbaada tespit yapılıp basılan gazetenin üç nüshasının alınarak bitirilmesi belirtildiği halde aramanın yazı işlerine sıçratılması hukuk cinayetidir. Savcılığa tutanakla teslim edilen gazeteyi matbaada aramak bile hukuksuz ve mantıksız iken, aynı aramayı matbaadan farklı binada faaliyet gösteren yayın organlarının yazı işleri ve haber merkezlerine yaymak, basın özgürlüğüne açık bir tehdittir.

Bir yayın kuruluşunun yazı işlerinde, muhabir çekmecelerinin ve editör masalarının polislerce aranması, kelimenin tam anlamıyla gözdağıdır. Türkiye'de yayınlanan bütün neşriyatı takip etmek zorunda olan gazetecilerin masasında her gün savcılığa tutanakla teslim edilerek yayınlanan bir gazetenin, hem de marka uyuşmazlığı gibi sudan sebeplerle aranması, medya tarihimize kara bir sayfa olarak girmiştir. Bu hukuksuz talimatı veren ve uygulayanlarla ilgili ulusal ve uluslararası hukuk önünde hakkımızı sonuna kadar arayacağız.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur." CİHAN
12 Kasım 2015 16:19
DİĞER HABERLER