Sanık Bijan Kian’ın Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetiyle yaptığı anlaşma hakkında en yakın arkadaşlarına dahi yalan söylediğini ifade eden Savcı yardımcısı James Gillis, “Bu projenin talimatları direkt olarak Türk Dışişleri Bakanı’ndan geliyordu.” dedi.
Kronos'tan Sıtkı Özcan'ın
özel haberine göre Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti adına yasa dışı lobicilik yapmak suçundan yargılanan Amerikalı işadamı Bijan Kian’ın davasında son aşamaya gelindi.
Pazartesi günü dinlenen son tanıkların ardından, kapanış sunumları yapıldı ve dava jüriye teslim edildi.
“MICHAEL FLYNN NEDEN BURADA DEĞİL?”
Davanın kapanış oturumuna savcılarla savunma avukatları arasındaki Michael Flynn tartışması damga vurdu. Savunma avukatları iddia makamının kapanış sunumundaki ‘şeffaflık’ vurgusunu eleştirerek Kian’ın ortağı, Beyaz Saray eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn’in mahkemeye neden gelmediğini sordu.
Kian’ın avukatı Mark MacDougall, savcılara “Eğer o kadar şeffafsak Flynn nerede? Şirket onun adına açılmış. FARA (Yabancı Temsilci Kayıt Yasası) formlarını imzalayan o. Dava konusu makalenin altında Michael Flynn imzası var. Peki Michael Flynn nerede?” diye hitap etti.
“HER ŞEYDEN ALPTEKİN SORUMLU”
İşlerin bu aşamaya gelmesinden Ekim Alptekin’in sorumlu olduğunu iddia eden savunma avukatı, “Alptekin, Türkiye’de iyi yerlere gelmek isteyen biri. Devlet kademelerinde tanıdıkları olan önemli biri olmak istiyor. (Fethullah) Gülen ise önemli bir hedef. Alptekin bu projeyle kendi kariyerine yatırım yapmak istedi. Bijan ve Flynn’le bu nedenle kontak kurdu.” dedi.
Alptekin’e ödenen paranın komisyon ya da rüşvet değil ‘geri ödeme’ olduğunu savunan MacDougall şöyle konuştu: “Bijan faturalarını ödeyen biridir. Ekim ‘Bana borcun var’ dedi. O da ödedi. Kim gelip ‘Bana borcun var’ dese Bijan öder’”
MacDougall’ın bu sözleri mahkeme salonunda gülümsemelere sebep oldu.
MacDougall ayrıca ABD’de Türk hükümeti adına kampanya yürüten Amsterdam&Partners hukuk bürosuna da değinerek, “Robert Amsterdam’ı kiraladığını açıktan ilan eden Türk hükümeti Flynn Grubu’yla çalışıyor olsa bunu neden gizlesin?” diye sordu.
“FLYNN’İN GELMESİNİ İSTİYORSANIZ ÇAĞIRSAYDINIZ”
Savcı yardımcısı James Gillis ise savunma avukatlarının bu sorularına sert cevaplar verdi: “Eğer Michael Flynn’in mahkemeye gelmesini bu kadar istiyorlarsa savunma avukatları onu mahkemeye çağırabilirdi.”
Gillis, “Eğer talep etselerdi hâkim Trenga, Michael Flynn’e gelip tanıklık yapması talimatını verebilirdi. İsteselerdi Flynn gelip şu kürsüye oturabilirdi. Bunu yapmadılar.” dedi.
“ROBERT AMSTERDAM’I KİM TANIR?”
Türk hükümetinin Amsterdam’la çalıştığını ABD devletine bildirirken Flynn Grubu’yla işbirliğini niçin gizlediği sorusuna da değinen savcı Gillis şunları söyledi: “Robert Amsterdam Texas’ta kimsenin tanımadığı bir avukattı. İnsanlar adını bile bilmiyordu. Mahkeme çağırdığımız tanıklar arasında bile ismini hâlâ Anderson zannedenler vardı. Bu adamın ‘Gülen iade edilmeli’ demesiyle ABD ordusunun ünlü generali Michael Flynn’in demesi bir mi? Flynn aynı şeyi söylediğinde çok farklı bir mana ifade ediyordu. Türk hükümeti bu yüzden onunla ilişkisini gizli yürütmek istedi.”
“TALİMATLAR DİREKT TÜRK DIŞİŞLERİ BAKANI’NDAN”
Sanık Bijan Kian’ın AKP hükümetiyle yaptığı anlaşma hakkında en yakın arkadaşlarına dahi yalan söylediğini ifade eden Gillis, “Bu projenin talimatları direkt olarak Türk Dışişleri Bakanı’ndan geliyordu.” diye konuştu.
Ekim Alptekin’in konuyla ilgili mesajlarını tekrar jüriye gösteren Gillis, jüri üyelerinden yabancı bir devletle yaptığı anlaşma gereği ABD devletini ve halkını kandıran Kian’ı yargılandığı iki davadan da suçlu bulmalarını istedi.
TOP ARTIK JÜRİDE
Yedi kadın, beş erkek üyeden oluşan 12 kişilik jüri salı günü karar görüşmeleri için yeniden toplanacak ve davayı kendi içinde tartışmaya başlayacak.
Jürinin kararını vermesi için herhangi bir süre sınırı bulunmuyor. Virginia yasaları gereği kararın oy birliği ile alınması gerekiyor.
Jüri üyeleri ‘Yasadışı lobicilik’ ve ‘ABD yasalarını çiğneme amacıyla iki veya daha fazla kişiyle komplo kurma’ suçlarından yargılanan Kian’ı bu suçlamaların ikisinden birden suçlu ya da suçsuz bulabileceği gibi, birinden suçlu birinden suçsuz da bulabilir.
Jüri üyeleri, sanığın suçlu bulunması durumunda alacağı ceza konusunda herhangi bir söz sahibi değil. Jüri, kararını sadece ‘suçlu’ ya da ‘suçsuz’ diye belirtebiliyor.
Jüri üyelerinin uzun tartışmalar sonucu oybirliğiyle bir karar verememesi halinde ise jüri, teknik tabiri ile ‘askıda’ kalıyor ve mahkeme hâkimi iki seçenekten birini tercih ediyor: Davayı sanık lehine düşürme ya da yeni jüri üyeleriyle davayı yeniden görme.